Hacı Bektaş-i Veli'nin İslam dininin genel hükümlerini Türklerin anlayabileceği bir yorumla işlediği kitabı Makaalat'ında da kulun günah işleyebileceğini, önemli olanın Allah'a karşı kulun tövbeyi elden bırakmamasını öğütler: 'Her zaman özür dilemek sizden, kabul eylemek Tanrı'dan' der.

Su, Hünkâr Hacı Bektaş Veli'nin hayatında önemli bir yer tutar. Vilayetname'de anlatılan, yaşanılan, örnek gösterilen her olayın içinde, çevresinde, üstünde su sesleri duyar; su şırıltısıyla serinler, suyla kanmazlık içinde yunarsınız, yıkanırsınız.
Su kutsal, su mübarek, su aydınlık ve temizlik simgesidir. Su Hacı Bektaş Veli'nin adeta imajıdır. Vilayetname'de su, sınırsız bir serenad örneğidir. Başlangıçtan sona değin çağıl çağıl çağlar durur. Ta çocukluk çağlarında Hünkar, suyla haşır neşirdir. Suyla oynaşır, suyla halleşir, su adeta kerametlerinin bir bengi-nakışı, duygu ve duyarlılığının Hak gerçeğine dolun dolun akışıdır. Her insan görür-bakar, okur-görür suyla bütünleşir, birleşir, nükte olur, söz olur şiirleşir. Gözyaşı olur insanın yanaklarından süzülür. Su, Kerbela'da bir özlem çiçeği olur, yapraktan ince aziz canların şahadetine adeta gül suyu örneği niyazlarla, dualarla serpilir, bengi-su kasidesi kesi­lir. Aman Allah'ım bu nice bir haldir. İnsanın yüreği param parça olur, nutku tutulur, sabır taşını çatlatan bir ağıt örneği, zamanlar boyu söylenir durur.

Şeyh Lokmanı Perende, er olur erende, Hak'ka gönül verende, bilgisinin evveline söz başı açanda, Hacı Bektaş bilgisinin sonundan haber verirdi.

Çocukluk yaşlarında Lokmanı Perende'nin ders ve öğütleriyle gönül ilminin burcunda kanat kanat uçarken birgün hocası, 'evladım, ibrik leğen getir de abdest alayım' der. Bektaş, hocasına 'Hocam bir nazar etseniz bir dua buyursanız da medresenin ortasından bir pınar aksa' der. Şeyh Lokman 'Buna bizim gücümüz yetmez' diye cevap verir. Bektaş el açar, dua eder. Hocası duanın sonunda 'amin' der. Bektaş secdeye kapanır. Bir çavgın pınar medresenin ortasında gü­rül gürül akmaya başlar.
Su serenadı, su şiiri, su gerçeği bir bengi-su güzelliği içinde Vilayet-nameyi bir gönül barajı haline getirir. Su bir özlemdir, su bir vuslattır artık, devam eder sayfa sayfa, asır asır Seyyid Battal Gazi'ye değin, Mevlana'ya değin. Okursunuz, dinlersiniz şaşar kalırsınız, hayran olursunuz, bir damlada sınırsız sonsuz deryayı bulursunuz.

Bir gün Sarı İsmail Hünkâr Hacı Bektaş Veli'nin huzuruna giriyor. 'Su ısıttım, lütfedip gelseniz, yıkanıverseniz' der. 'Şimdi yıkanmanın vakti değil, tez Konya'ya Molla Celaleddin'in huzuruna çık. Onlarda bir kitabımız var, alıp gel' diye cevap verir.
Sarı İsmail Konya'ya yola çıkar. Konya'ya yaklaşınca bakar ki Molla Celâleddin çıka gelir. Karşılıklı niyazlaşıp görüşür, konuşurlar.
Sarı İsmail, Hünkâr'la konuşmalarını Mevlana'ya aynen anlatır. 'Bu sebeple huzurunuza geldim. Mübarek yüzünüzü gördüm, şeref buldum' der.

Mevlana Celâleddin bu sözleri duyunca der ki, 'Hünkar Hacı Bektaş Veli katına her gün yedi deniz, sekiz ırmak uğrar. Onların suya girmeye ne ihtiyaçları var ki böyle dedin, erenler." Sarı İsmail bu sözü duyunca, 'Efendim müsaadenizle kitabı verirseniz gitmeye destur isteyeyim.'

Mevlana Celâleddin, kitaptan maksat bu anlattığımız öğüttü der. Sarı İsmail vedalaşıp Suluca Karaca Höyüğü'ne döner.
Bilinen en eski Vilayetname, 1624 tarihinde Ali Çelebi tarafından kopya edilen nüshadır. Ankara Kütüphanesi'ndedir. Başlangıcı şöyle başlar: 'Tanrı'ya hamdü sena, Muhammed Peygamber'le soyuna salat ü selâmdan sonra bilinmelidir ki bu kitap, Hacı Bektaş-al Horasanî'nin menkıbelerini, kerametlerini bildiren bir Vilayetname'dir. Güneşten zerre, denizden katre mesafesince erenlere dost olan gerçekleri okumaları, can kulaklarıyla dinlemeleri için meydana getirildi.'
Önsöz, Hünkâr Hacı Bektaş Veli hakkında şu güzel sözlerle son bulur.

'Hacı Bektaş Hünkar, bütün ömrü boyunca bir kerecik olsun nefsinin muradını vermedi. Hiç kimsenin ayıbını görüp yüzlemedi.'
Hak yolunda Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin çizdiği yörüngede aşkla dolup taşanlara, insanlara hizmet için her engeli aşanlara, sınırsız sevgiye, sonsuz güzelliğe inançla yaklaşanlara ne mutlu."