Aşağıya aldığım sözleri bir değil bir kaç kez okumalı ve okutmalısınız. Dün gerçekti, bugün de gerçek, yarınlarda da gerçek olacak. Hacı Bektaş Veli'yi, "Ulu Kişi" yapan gerçek de bu felsefe: 

Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hak'ın yarattığı, her şey yerli yerinde.
 Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.
 Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde.

Hararet nardadır, sacda değildir
Keramet hırkada, taçta değildir 
Her ne ararsan kendinde ara
 Kudüs'te, Mekke'de. Hac'da değildir. 

Sevgi varken nefret niye
Kardeşlik varken didişmek niye
Dostluk varken düşmanlık niye
Hoşgörü varken bağnazlık niye
Özgürlük varken tutsaklık niye
 Adalet varken haksızlık niye? "

Çoğunluğu Hoca Ahmet Yesevî Ocağı'nda, felsefeden fen bilimlerine kadar eğitim almış olan Horasan erenleri,  Anadolu'nun kültür bütünlüğünün oluşmasında, etkili olmuşlardı.  Anadolu'ya gelen pek çok derviş, dağ başlarına, kimsenin olmadığı ücra köşelere ve yol kavşaklarına yerleşmiş, buralarda zaviyeler açmışlardı. Boş topraklar üzerine kurdukları kurumlar, zamanla kültür, eğitim, inanç ve moral merkezleri olmuştu. 

Bu merkezlerde; ahlak, edep, davranış, inanış biçimleri, belli kurallara bağlanmıştı. Bilgi ve bilim günün olanakları içerisinde bu merkezlerde üretilmiş, buralarda yetişenlerin,  başka yerlere gönderilmesiyle de yayılmıştı. 
Dervişlerin köylere yerleşerek toprak işlemeleri ve eğitimle uğraşmaları,  yöneticiler tarafından da desteklenmiş, onlara ayrıcalıklar verilmişti. 

1300 lü yılların ikinci yarısında, Anadolu'da, Horasan erenlerinin ikinci kuşağı yaşamaktadır. Onlardan önce gelenlerin gayretiyle açılan zaviyelerde verilen eğitimle kültürel doku belli bir düzeye ulaşmıştı. Anadolu'da bir yandan Moğol istilası, bir yandan da büyük bir siyasi ve ekonomik buhranla birlikte taht kavgaları uzun sürmüştü.

Her şeye rağmen, Anadolu'daki Horasan erenlerinin ikinci kuşağı, örneğin, Hacı Bektaş 

Hacı Bektaş Veli'nin bir bölümünü aldığımız sözleri, günümüz için de geçerli ve Türkleşmesine katkıda bulunduğu Anadolu'da yaşamakta.  Gelecek kuşaklar da onun özlü sözlerinden yararlanacaklar, ufukları aydınlanacak. 
Onun çizdiği yörüngede, aşkla dolup taşmak, insanlara hizmet için engelleri  aşmak, sınırsız sevgiye, sonsuz güzelliğe inançla yaklaşabilmek bir nasip işidir. 

Hacı Bektaş Veli, fikir yapısı içerisinde halka inen, halk diliyle söyleyen, söyleşen, halkın törelerine saygılı olan bilgeler bilgesi.  Savaşı dostlukla karşılamış, dostluğu kardeşlikle bir tutmuş. 

O, Tanrı'nın dostluğuna, Tanrı'dan korkarak değil, Tanrı'ya doyumsuz bir sevgi ve temiz bir yürekle ulaşmayı amaçlamış.  Ona göre, bu sevgi  insanın özünde var. Önce insan kendini bilmeli, karşısındakini de sevmeli.  O; "Sürekli olarak mutluluk istiyorsan, herkesle dost ol, kimseye kin ve haset besleme" diyor. 

Velâyetname'yi gönül gözüyle okuyanlar, insan olmanın onurunu yaşıyorlar. Sonra kendi kendinilerine; "Ne kazandım, topluma  niye daha yararlı olmadım?" diye soruyorlar..

"Dünya varlığına ey hırsla sarılanlar, / Yemeyip yedirmeyip, yük altında kalanlar, / Başkasına kalır bir gün hasetle toplananlar, / Hasretle ayrılırlar, ahrete yollananlar..." 

Hacı Bektaş Veli'nin görüşleri, laik, demokratik, insan haklarına saygılı,  Türkiye Cumhuriyeti'nin  de  temel düşüncesi ile örtüşmekte.  

Bir kaç aktarma daha yaparak yazımı bitireyim: 

"Haksızlığa uğramazsın sahip isen eline,
Devasız dertlere düşmezsin sağlam isen beline,
Bu erenler buyruğudur canı gönülden dinle,
Belâlara uğramazsın, hakim isen diline"

"Kudret eliyle kurulmuş, yıkılmaz yapımız bizim,
Aşk kalemiyle kazılmış, silinmez tapumuz bizim,
Yaradan'a sığınıp ümit ile gelenlere,
Ezelden ebede kadar, açıktır kapımız bizim."

"Malım mülküm servetim hepsi evde kaldı,
Oğlum kızım, akrabam gençliğim yolda kaldı,
Dostlarımdan birisi benden hiç ayrılmadı;
Allah için yaptığım iyilikler bende kaldı."