Themis, mitolojide adalet tanrıçasıdır.

Bakiredir, gözleri bağlıdır, bir elinde kılıç, bir elinde terazi vardır.

Kılıç, adaletin caydırıcılığını ve gücünü; terazi, adaletin hakkaniyetli dağıtılmasını simgeler. Kadın ve bakire olması bağımsızlığını ifade eder.

Gözlerinin bağlı olması da tarafsızlığını gösterir.

Ülkemizde de birçok adalet sarayının girişinde heykeli bulunan Themis, hepimizin beklediği ve özlediği adaleti temsil ediyor.

Türkiye’de Cumhuriyet kurulduğundan, hatta Cumhuriyet öncesinden beri mahkemeler, verdiği veya vermediği kararlarla hep tartışıldı.

Ancak son zamanlarda hep gündemde ve çok daha fazla tartışılıyor.

Bazı mahkemelerin toplumda infial yaratan olaylarda bile çok tepki çeken kararlar verdiği, bazı kararların çok tartışıldığı ve konuşulduğu malumunuzdur.

Yargılamanın çok uzun sürdüğü, en basit davaların bile bir türlü çözüme kavuşturulamadığı, hatta basit bir veraset ilamı almak için bile 5-6 ay beklendiği de bir gerçek…

Bütün bunlar vatandaşın yargıya olan güvenini iyice sarsıyor. 

Maalesef toplumumuzda son zamanlarda şöyle bir kanaat oluştu; birileri kollanıyor, birileri ise suçsuz olsa bile cezalandırılıyor; güçlü olanlar ise bir şekilde paçayı kurtarıyor…

Çok acıdır ki, vatandaş haklı ve mağdur olduğu konularda bile adliyeye gitmeye çekiniyor.

Aman başım derde girmesin diye hakkını aramıyor, daha da kötüsü hakkını aramaktan korkuyor.

Mahkemelerde hak aramak yerine, halk adaletten kaçıyor.

Mahkemelerin çok yoğun olduğu, zaman zaman çok yanlış kararlar verdiği, adaletin dermandan çok dert olduğu doğrudur…

Bir toplum için en büyük tehlike, adalete olan güvenin sarsılması, halkın mahkemelere güvenmemesi, yargıdan medet ummaktan kaçınmasıdır.

Ankara’da oturup kanun yazmakla, Meclis’te el kaldırıp kanunları kabul etmekle bu sorun çözülmüyor.

Öncelikle mahkeme karar vermeden, basında ve sosyal medyada yapılan yargısız infazları ortadan kaldırmak lazım.

Yargıya basın ve siyasetçiler dahil, üçüncü kişilerin müdahalesi kesinlikle engellenmelidir.

Büyük devasa binalar yapmak yetmiyor, çok acil işini bilen ehil insanlar iş başına getirilmeli, hâkim ve savcıların yetiştirilmesi için özel bir sistem geliştirilmelidir.

Mahkemelerin deneyimli personel ihtiyacı çok acil giderilmelidir…

Mahkemeler verdikleri adil kararlarla konuşulmalıdır.

En önemlisi de halkın yargıya olan güvenini sağlamak için Themis tanrıçasının gözleri tekrar bağlanmalıdır…

*****

Deveyi bölüştürmek

Yıllar önce, babaları ölen 3 erkek kardeşe 17 deve miras kalır. Baba, develerin paylaşılması için bir vasiyetname bırakır.

Vasiyetnameye göre; develerin yarısı ilk doğan oğluna, üçte biri ikinci oğluna, dokuzda biri de en küçük oğluna verilecektir.

Babalarının yasını tuttuktan sonra 3 kardeş, develeri paylaşmak için bir araya gelir.

Ancak ortada büyük bir sorun vardır…

En büyük kardeş, 17 devenin yarısının 8 buçuk deve olduğunu biliyordu. İkinci kardeş de payının 5 buçuktan fazla ama 6’dan az (5 deve ile bir devenin üçte ikisi) olduğunun farkındaydı. En küçük kardeş de babasının bıraktığı vasiyete göre kendisine 1 deveden fazla, iki deveden az (1 tam deve ile bir devenin de dokuzda sekizi) pay düştüğünü biliyordu.

Kardeşler ortaya çıkan duruma çok şaşırmışlardı. Çünkü vasiyete göre hareket ederlerse develerden en az ikisini parçalamak zorunda kalacaklardı.

3 kardeş, problemi çözmek için köyün bilgesinin kapısını çaldı. Bilge adam, 3 kardeşi dikkatle dinledikten sonra şöyle dedi:

“Sizler çok iyi evlatlar olmalısınız ki babanız size böyle bir miras bırakmış. Madem öyle ben de babanıza layık olduğunuz için develerimden birini size veriyorum ki sorunu çözmüş olalım.”

Kardeşler bilge adamın tavrına hayran kaldı. Bilgenin verdiği bir deve ile 18 deveye sahip olduklarından memnun oldular.

Bilge, en büyük kardeşe sorar; “Şimdi kaç tane deve almalısınız?”

“Yarısı” dedi en büyük kardeş; “Yani 18’in yarısı 9 deve.”

“Üçte birini alacağım” dedi ikinci kardeş; “Yani 18 devenin üçte biri 6 deve.”

“Develerin dokuzda biri bana miras kaldı” dedi en küçük erkek kardeş; “Yani 18’in dokuzda biri 2 deve eder.”

Bilge adam başıyla onayladı ve dedi ki “9 artı 6 artı 2, 17 deveye eşittir. O halde bana devemi geri verin…”

*****                 

TEBESSÜM

Gezdik

Onbeş onaltı yaşlarında dört çocuk, araba çaldıkları gerekçesiyle yakalanır. Geceyi karakolda geçirdikten sonra ertesi gün hâkim karşısına çıkarılırlar.

Hâkim, çocuklara sorar:

- Niçin arabayı çaldınız?

- Çalmadık efendim. Yanlış park etmişti, düzeltmek için bindik arkadaşlarla.

- Sana mı düştü düzeltmek? Peki arabayı nasıl çalıştırdınız?

- Düz kontak yaptık.

- Gezerken yakalanmışsınız, hani düzeltmek için binmiştiniz.

- Hazır binmişken biraz da gezelim dedik…

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Bir saat adaletle hükmetmek, bin yıl ibadet etmekten daha hayırlıdır.

Hz. Muhammed (SAV)