Son yapılan açıklamalar yaşanan pandemi ile ilgili şu görüşleri yansıtıyor:

"Virüs ile mücadele daha birkaç yıl sürecek. Daha sonra pandemi kronik hale gelecek. Aşı bulunduktan sonra bir rahatlama söz konusu. Bunun da 2 yıl alabileceği hesaplanıyor. Normale dönebilmemiz, pandemi ile mücadelede başarımıza bağlı."

Soru şu:

Coronavirüs mutasyona uğrarsa sonuç ne olur?

Yanıtı şöyle:

Koronavirüs salgının ilk günlerinden beri virüsün mutasyona uğrayabileceği ve daha tehlikeli hale gelebileceği konuşuluyor. Peki mutasyon gerçekleşirse neler olur? Yapılan aşı çalışmalar boşa gider mi? Salgın her sene tekrar eder mi? Bu sorulara virolog Semih Tareen'den dinleyelim:

"Her hücrede, canlının genetik bilgisini içeren ve yaşamsal olayları yöneten DNA ve RNA olarak adlandırdığımız yapılar var. 4 farklı nükleobazın çeşitli kombinasyonlarla sıralandığı, göz rengimizden yaşayacağımız bazı hastalıklara kadar tüm önemli bilgileri içeren bu yapılar yaşam süresi boyunca dış etkenlere bağlı olarak rastlantısal değişimlere uğruyor. Bu değişimlere mutasyon deniyor. Genetik yapının küçük parçalarında yaşanan bu değişim, üretilen proteinleri, enzimleri hatta canlının fiziksel yapısını bile değiştirebiliyor. Virüsler de, içerisinde genetik malzeme barındırdığı için mutasyona uğrayabiliyor. Bu mutasyonların sonucu olarak da yeni türler ortaya çıkıyor.

Koronavirüsün dış zarında, hücreye tutunarak vücutta enfeksiyon oluşturmasını sağlayan S proteini (spike) diye adlandırılan yapıların, oluşan bir mutasyon sonucu artması ve bunun sonucunda virüsün daha bulaşıcı hale gelmiş olduğunu saptayan bir çalışma var. Ancak bu etki laboratuvar ortamında elde edilmiş gözlemlerin sonucunda ortaya çıktı. Gerçekte salgına nasıl etki ettiğini söylemek için erken.

Yeni tip koronavirüse karşı yüzlerce aşı çalışması sürüyor. Ekim ayı itibarıyla 10 tane aşı adayı denemelerde son aşama olan üçüncü faza geçmiş durumda. Aşı çalışmalarında bu kadar ilerlenmişken olası bir mutasyonun bu çalışmaları yavaşlatacağı konuşulsa da mutasyonların aşı çalışmalarını çok fazla etkilemeyeceği bilim çevrelerince öngörülüyor.

Virolog Semih Tareen, SARS-CoV-2 virüsünün yapısı gereği grip virüsü kadar hızlı mutasyona uğramayacağını, bir şekilde mutasyona uğramış olsa dahi aşıda yapılan ufak değişikliklerle her sene yenilenen lisanslarla kullanılabileceğini söylüyor.

Açık bilim kaynaklarında koronavirüsün geçirdiği mutasyonların seyrini gösteren bir zaman çizelgesi ve yayılımını gösteren bir harita ile gelişmeleri takip etmek mümkün. Bu kaynaklardan yararlanarak hangi ülkede hangi türün daha yaygın olduğu inceleniyor ve salgın ve mutasyon arasındaki ilişki analiz ediliyor.

Sonuç olarak koronavirüsün mutasyon ile daha bulaşıcı ve zararlı hale gelmesinden daha çok, şimdilik salgına karşı alınan önlemlerin gerekliliği önceliğini korumaya devam ediyor."

Salgın tüm dünyada yayılıyor. Fransa ise yeni önlemler alarak ikinci dalgayı atlatmaya çalışıyor. İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya yeni tedbirler almak zorunda kaldı.

Türkiye ise coronavirüs konusunda aldığı tüm tedbirlerle mücadelede öne çıkmaya çalışıyor. Ancak, virüsün etkili olduğu bölgelerde alınan tüm önlemlere rağmen yayılma hızının yükselmesi endişe yaratıyor.

İşimiz kolay değil.

Kış mevsimine giriyoruz. Grip olaylarının çoğalmaya başlaması coronavirüs tehlikesini de tetikleyebilir.

Başa dönelim:

Virüsün mutasyona uğraması daha bulaşıcı hale getirir mi?

Ancak bilim insanları, binlerce mutasyon ya da virüsün genetik materyalinde değişiklik belirlerken, şu ana dek sadece birinin bir olasılıkla virüsün davranışını değiştirebileceği belirtiliyor.

Burada hayati sorular; bu virüsü insanlarda daha bulaşıcı ya da ölümcül bir hale getirebilir mi ve bu gelecekte bulunacabilecek bir aşının başarısını tehdit edebilir mi?

Aslında koronavirüs, grip gibi virüslere kıyasla çok yavaş değişiyor. Nüfustaki görece düşük düzeylerde bağışıklık, aşı ve çok etkin bir tedavi olmaması nedeniyle, virüsün üzerinde kendini adapte etme baskısı yok.