Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında ortak basın açıklaması yaptı. Bakan Çavuşoğlu 'İlişkilerimizi normalleşme konusunda bir mutabakata bir anlayışa vardık' derken  sorunların çözümü için yeni mekanizmalar oluşturulacağını ve ilk toplantının mart ayı ortasında yapılacağını belirtti. 

Bakan Çavuşoğlu'nun sözlerinin satır başları şöyle:

Stratejik ortaklık farklı alanlara genişletilmiştir ve sadece iki ülke değil bölgemizde ve ötesinde bir çok ülke ve halklar bu stratejik ortaklıktan faydalanagelmiştir. Esasen bu ortaklığın temeli de Kore'de birlikte verdiğimiz mücadele olmuştur. Geçmişte de ilişkilerimizde inişler çıkışlar oldu. Hatta krizler oldu. Ama her zaman orta ve uzun vadedeki ortaklık vizyonumuzu ön planda tutarak, diyalog yoluyla samimi ortamda tüm sorunları konuşarak geçmişte bu kritik aşamaları birlikte geçtik.

'ANLAŞMAYA VARDIK'

Şimdi ise böyle bir kritik aşamadayız. Dün akşam her iki tarafta düşüncelerini, beklentilerini hatta kaygılarını açık şekilde dile getirmiştir. Ya bu ilişkileri tekrar yoluna koyacaktık ya da daha kötüye gidecektir. İlişkilerimizi normalleşme konusunda bir anlaşmaya vardık. Elbette bunun için atılması gereken adımlar var. Her iki tarafın da beklentileri var. Biz FETÖ konusunda, FETÖ ile mücadele konusunda ABD’nin YPG’ye verdiği destek konusunda ve PKK gibi terör örgütleriyle mücadele konusunda beklentilerimizi net bir şekilde dile getirdik.

Fakat bugüne kadar verilen sözler oldu. Konuştuğumuz konular oldu. Tutulmayan sözler de oldu, çözemediğimiz konular da oldu. Bundan sonra sonuç odaklı adımları nasıl atabiliriz? Konuların sözde kalmaması için birlikte neler yapabiliriz bunları da konuştuk. Vize krizinden sonra bir çalışma grubu oluşturduk ama kapsamı da genişleterek bu sorunları nasıl çözeceğimizi birlikte konuşacağız. Örneğin FETÖ konusunda delil var mı, gönderilenler yeterli mi değil mi? Bu mekanizma içerisinde delillerin paylaşılması ve değerlendirmeleri de birlikte yapmakta fayda var.

İLK TOPLANTI MART'TA 

Suriye konusunda endişelerimiz nasıl karşılanacak? Terör örgütleriyle mücadele nasıl olacak? Irak’ın toprak bütünlüğünü nasıl sağlayacağız? En önemlisi de Cenevre süreciyle birlikte siyasi sürece nasıl gideceğiz? Dün bu konuları uzmanlarımızla somut adımlar atarak, artık vaatler sözler değil çalışarak bu konuları aşmak istiyoruz. Bu mekanizmalar topu taca atma, süreci savsaklama değildir. Tam tersi anlaştığımız gibi sonuç alıcı mekanizmalar olacak. Oyalama yok ve inşallah ilk toplantı Mart ayının ortasından önce gerçekleşecek.

Neticede dün ve bugün yaptığımız toplantılar, ikili ilişkilerimizin geleceği bakımından endişelerimizin karşılanması bakımından ve bölgesel konulardaki Suriye olsun Irak olsun ve terörle mücadele konularında, işbirliğimiz bakımından kritik bir ziyaret ve kritik bir görüşme olmuştur. Ben inanıyorum ki yani ilişkilerimizin tekrar yoluna girmesi çişin önemli olan bu ziyaret ve toplantılar neticesinde, birlikte geleceğe yönelik ortak adımlar atarız ve neticeleri alırız. İki müttefik gibi güveni yeniden tesis ederiz ve bu güven zemininde ikili işbirliğimizi güçlendiririz.

TILLERSON: TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ BİR ÜLKE

Sayın Dışişleri Bakanı’na misafirperverlikten dolayı teşekkür etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da dün akşamki toplantımız için teşekkür etmek istiyoruz. Geniş kapsamlı, endişelerin dile getirildiği aynı zamanda gelecekle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız toplantı serisi oldu. Türkiye ve ABD arasındaki ilişki derin bir ilişki. Bu sadece müttefiklik ilişkisi değil. Türkiye NATO’ya katılan ilk ülkelerden birisi. Türk birlikleri Kore’de çalıştılar, Afganistan’da Bosna’da birlikte çalıştık. Fedakârlıkları birlikte üstlendik.

Hem DEAŞ, hem PKK hem diğer terörist örgütlerin tehdidiyle karşı karşıya. NATO’nun desteğini de önemsiyoruz. Türkiye çok önemli bir ülke. Bizim bu anlamda Suriye ile ilgili işbirliğimiz, DEAŞ ile ilgili konular, güvenli bölgelerin oluşması ve bağımsız Suriye için birlikte çalışmamız gerekiyor.

Türk Halkı ve Türk Hükümeti, 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyorlar. Hepimize örnek oldular. Türkiye’nin sınırları koruması talebini ciddiye alıyoruz. Tabi ki bu anlamda bu çalışmaların gerçekleştirirken özellikle sivil halka zarar gelmemesi için Türkiye’den ricalarımız var. Gerilimin de artmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Suriye’deki hedeflerimiz konusunda Türkiye’ye açık davrandık. Her zaman SDG’ye sağladığımız desteğin kısıtlı olacağını, herhangi bir şekilde askeri hedeflerin daha ileri taşınmasını engelleyecek destek olduğunu belirttik. Türk demokrasisini her zaman destekledik. Hukukun üstünlüğü, basının özgürlüğü konusunda her zaman desteklemeye devam ediyoruz.

2016 yılındaki darbe girişimini gerçekleştiren suçluların şeffaf biçimde yargılanması gerekiyor. Türkiye’deki konsolosluğumuzun yerel çalışanların tutuklanmasındaki endişemizi ile getirdik. OHAL şartlarında tutuklu sayısının yüksekliği konusundaki endişelerimizi de dile getirdik.

SORU-CEVAP

MÜNBİÇ KONUSU

Tillerson: Dün akşam sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmelerde kritik öneme sahip konuları nasıl çözeceğimizi konuştuk. Spesifik olarak aramızdaki sorunlarla ilgili çalışacağız. Suriye'deki hedefler konusunda, Türkiye ile ABD'nin hedefleri örtüşüyor. Herhangi bir hedef farkı yok. Bağımsız, demokratik Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Suriye halkının özgür seçimlerle liderini seçmesini istiyoruz.

Önce Menbiç konusunu ele alacağız. ABD'nin bazı vaatleri vardı bunları tamamlayacağız. Kuzey Suriye'nin tamamı üzerinde çalışacağız. Cenevre sürecini destekleyeceğiz.

Çavuşoğlu: Dün akşamdan bu yana yaptığımız görüşmelerde, bizim beklentilerimizin nasıl karşılanacağını konuştuk. Bu endişeler, doğrudan bizim güvenliğimizle ilgili. YPG'nin saldırılarıyla ilgili. İnsanlarımız ölüyor. 100'e yakın insanımız roketlerle öldürüldü, şehit oldu. Bu çerçevede atılacak somut adımlar önemli. Diğer taraftan Münbiç'le ilgili cevabı SAyın Tillerson verdi. 2016'da ABD'nin Türkiye'ye verdiği sözler vardı. Fakat bu sözler tutulmadı. Bir keresinde bizden bir heyet davet ediliip, YPG'lilerin Fırat'ın doğusuna gittiğini söyledi. Ancak biz bunun böyle olmadığını öğrendik.

Münbiç'ten başlayacağız. Yüzde 95 Arap şehriyse, YPG'nin burayı yönetmesi buranın hiçbir zaman istikrara kavuşmaması demektir. YPG burda çıktıktan sonra, biz güvene dayalı adımlar atabiliriz ABD'yle. Bu her şeyden önce ABD'nin bize vermiş olduğu bir söz.

'HEDEFİMİZ KONUSUNDA NETLEŞTİK,ANLAŞTIK'

- İki müttefikin anlaşması neden bu kadar zaman aldı? 

Tillerson: Biz dün sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte bundan sonrasını konuşalım diye kararlaştırdık. Bu ilişki çok önemli. Hem Amerikan halkı hem NATO için çok önemli. Dün sabaha kadar çalışanlarımızdan bazıları nasıl ilerleyeceğimiz hakkında çalıştılar. Açık bir şekilde düşüncelerimizi ifade ettik. Artık ABD başka bir şey yapıp Türkiye başka bir şey yapmayacak. Birlikte hareket edeceğiz. Bu çerçevede DEAŞ'a karşı başarılı olacağız. Alanların güvenlik ve istikrarını sağlayacağız. Bunlar DEAŞ tarafından ezilmeden önce neredeyse bunları oraya taşıyacağız. Bu çalışmaların ilkini Mart öncesinde gerçekleştireceğiz. Hala Suriye içerisinde ciddi bir durum var ve bunu birlikte ele almamız gerekiyor. Hedefimiz konusunda netleştik, anlaştık. Ve bunları kağıda döküp anlaşacağız.

- OHAL ne zaman bitecek? Yüzbinlerce insan, konsolosluk çalışanı tutuklandı. Ne zaman Türk hükümeti kendini güvende hissederek OHAL'i kaldıracak?

Çavuşoğlu: Türkiye'deki tutuklama ve yargı süreçlerinin OHAL ile ilgisi yoktur. Bu OHAL vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerinin engelleyen bir OHAL değil. 2003'te iktidara geldiğimiz zaman ilk işimiz OHAL'i kaldırmaktı. Biz lideri ABD'de yaşayan FETÖ'nün darbe girişimi sonrası OHAL ilan ettik. Vatandaşlarımız hızlı yargılama bekliyor. 

OHAL içerisinde yargılama süreçlerini belirleyen bir kanun yok. O yüzden bağımsız mahkemeler, Avrupa kriterlerine göre reforme ettiğimiz kanunlar çerçevesinde yürür. OHAL'in bunlarla bir ilgisi yoktur. Bizim yapabileceğimiz yargılama süresinin hızlandırılması konusunda telkinde bulunmaktır. Biz AİHM'e de bağlıyız. Ordan çıkacak kararlar da bağlayıcıdır. 

TİLLERSON'DAN FETULLAH GÜLEN AÇIKLAMASI

- ABD'nin YPG'ye desteği kesilecek mi? YPG Münbiç'ten çekilecek mi? FETÖ elebaşı iade edilecek mi?

Tillerson: Savunma Bakanlığı DEAŞ'la savaş konusunda yeterli olacak bütçe ayrılmış durumda ve bunun dışında bir kaynak ayrılmadı. Münbiç bizim ortak çalışmamız gereken bir konu. Stratejik olarak son derece önemli bir şehir. Coğrafi anlamda önemleri olan bir şehir. ABD o şehrin müttefik kuvvetlerimizin kontrolünde olduğundan emin olmak istiyor. Bu tartışmalarımız içerisinde görüşecek. Dün Fetullah Gülen'le ilgili endişeleri de dinledik. Tüm kanıtları inceleyeceğiz, bağımsız soruşturmalarımızı yapacağız. Gerçekten yasadışı bir şey yapılıyorsa, gereğini yapacağız.

- Kurulacak mekanizmaların kapsamı ve amacı ne olacak?

Çavuşoğlu: Mekanizmaların amacı artık somut adımların atılmasıyla ilgilidir. Bu YPG için de FETÖ için de geçerlidir. Türkiye, DEAŞ'la herkesten daha çok mücadele etmiştir. Yabancı savaşçıların yakalanması, hapse atılması, ülkelerine iade edilmesi için Türkiye önemli adımlar atmıştır. Çalışma gruplarında farklı kurumlar olacak. FETÖ'yle ilgili mekanizmada, biz de olacağız, istihbarat da ve özellikle MASAK gibi kurumlarımız da olacak. Son zamanlarda değişik eyaletlerde FETÖ okullarında FBI soruşturması başlatılmış durumda. Bu soruşturmada da nasıl yolsuzluklar yapıldığı görülecektir. Suriye mekanizmasında, askerlerimiz, Savunma Bakanlığımız ve istihbaratımız da olacak. Bundan sonra bir an önce bir aray gelip netice almaya bakmak lazım.

- ABD, Türkiye'ye yaptırım uygulayacak mı? (S-400'lerin alımı hakkında)

Tillerson: Biz bu çerçevede Kongre'nin kabul ettiği kanunu değerlendirdik. Bu Rus askeri araçların alınmasıyla ilgili. Bu konuda bir grup uzmanı bir araya getireceğiz. Bu dostlarımızı zarara uğratmak için aldığımız bir karar değil. Rusya'ya yönelik bir karar. Her vaka kendi içerisinde özel koşullara sahiptir. Burada Türkiye'yle konuşup, neyin risk altında olduğunu anlamalarını sağlayacağız. Yasalara tamamen uyacağız.

Çavuşoğlu: Bu sadece dün akşam konuşulmadı. Kongre'de çıkan yasayı bize izah ettiler. Hava savunma sistemine bizim acil olarak ihtiyacımız var. Müttefiklerimizden basit silahlar alırken bile zorluk çektik. Benim acil ihtiyacım var, bir yerden de almam lazım. Rusya da bize cazip tekliflerle geldi. En son Erdoğan'ın Paris ziyaretinde Eurosan'la ortak üretim için mutabakata vardık. Demek ki bizim müttefiklerle bir sorunumuz yok. Ancak NATO içerisinde bu ihtiyaçlarımız karşılanmıyorsa biz kendimiz karşılarız. Bu konularda biz Rusya'yla görüşmelerimizi Kongre kararından önce anlaşmayı sağladık. Biz bunları komisyon içerisinde de ele alacağız ancak herkes birbirine saygı duymalı ve anlamalı diye düşünüyorum. (Ajanslar)