Yeni parti hazırlığını sürdüren eski TBMM Başkanvekili Meral Akşener, Ramazan ayındaki bir iftar programında kendisine hakaret ettiğini belirttiği TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a sert bir mektup göndermişti.  Akşener “İstanbul’da İş Dünyası Vakfı’nca verilen iftarda, bir grup ortak tanıdıklarımızın olduğu iftar masasında yapılan sohbet esnasında, adımın geçmesi üzerine ‘Şu Meral Kılıçdaroğlu mu?’ dediğinizi esefle öğrendim. Bir kadının soyadının ancak evlilik vasıtası ile değişeceği açık bir gerçek olmasına rağmen, bu kadar alçak ve şerefsiz bir yakıştırmayı yapmışsınız. İslami bilgilere vakıf olmak, aileden dini terbiye almış olmak, hukuk öğrenimi, hac görevini yapmak, en yüksek makamlarda görev yapmak ve geride bıraktığınız 77 yıllık bir ömür görülüyor ki size hiçbir şey kazandırmamış. 28 Şubat döneminde Bakanlar Kurulu’nda görev yapmıştık. Eşim ile hemşeri olmanız nedeniyle bana ‘gelinimiz’ derdiniz. Anlaşılan siz yüce dinimizin ahlak ve faziletinden bir şey almadığınız gibi, Türk örf ve geleneklerinden de bir nasip almamışsınız" demişti.

"TAŞERONLUĞA TEŞNE MÜFLİS SİYASETÇİ"

Akşener'in bu açıklamasına TBMM Başkanı Kahraman'dan çok sert bir yanıt geldi. Kahraman'ın açıklaması şöyle: "Ramazan ayında İstanbul’da İş Dünyası Vakfı tarafından düzenlenen iftar yemeği sonrasında Sayın Meclis Başkanımızın ayaküstü birkaç kişi ile arasındaki konuşmada geçen masum bir teşbih, muhatapları tarafından gündem oluşturmaya ve gündemde kalmaya yönelik art niyetli bir şekilde kamuoyuna yakışıksız ifadelerle yansıtılmıştır.

'UCUZ VE SEVİYESİZ POLEMİK'

Siyasi literatürde makul karşılanacak, siyasi görüşlerin müşterekliğini ifade eden bir teşbihin zorlamayla bir mağduriyet söz konusuymuş gibi paylaşılması, “mal bulmuş mağribi gibi” ucuz ve seviyesiz bir siyasi polemik konusu yapılma çabası kabul edilebilir bir durum değildir.

"İKİ KİŞİ ARASINDAKİ FİKİR PARALELLİĞİNİ İFADE EDİYOR"

İki kişi arasındaki fikir ve siyasi söylemlerdeki paralelliği ifade eden bir teşbihi kişilerin mahremiyeti ve özel hayatı ile ilgili olarak algılamak cahillik veya art niyetliliktir. Toplumumuzun gelenek görenek, örf ve adetlerini göz önüne aldığımızda bir bayanın ağzına alamayacağı, böylesi çirkin sözlerle, Saygıdeğer Meclis Başkanımıza fütursuzca saldırması en hafif ifadeyle edep sınırlarını aşmaktır.

15 Temmuz hain darbe teşebbüsü öncesinde “Yurtta sulh” ifadesini yaptığı toplantıların tamamında slogan haline getiren, aynı tarihlerde katıldığı televizyon programlarında, milletvekili olmamasına, herhangi bir siyasi partinin genel başkanı konumunda bulunmamasına ve ufukta da seçim olmamasına rağmen “Yakında Başbakan olacağım.” ifadelerini kamuoyuyla paylaşan, taşeronluğa teşne müflis bir siyasetçinin muhatap alınması söz konusu değildir. Bu açıklama kamuoyunun gerçekleri öğrenmesi ve doğru bilgilendirilmesi gayesi ile zorunlu olarak yapılmıştır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."