Balıkesir'in Edremit ilçesinde, ‘Ege-Marmara Genişletilmiş Bölge Başkanları Toplantısı’ düzenlendi. Toplantıya, TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da katıldı. Toplantı öncesinde ABD, İngiltere ve Fransa tarafından Suriye'nin vurulmasını değerlendiren Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, endişeli olduklarını belirtti.

'TEHLİKELİ BİR GİRİŞİM' 

Prof. Dr. Feyzioğlu, “Neden endişeliyiz. Çünkü önümüzde bir Irak tecrübesi var. ‘Irak'ta malum nükleer silah tesisleri var’ gerekçesiyle ABD öncülüğünde Irak işgal edilmişti ve olmadığı çıktı. Bizzat İngiltere Başbakanı bunu daha sonra itiraf etti. Bugün yine Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddiası var. Ancak Almanya bunu reddediyor. İngiltere, ‘Tereddütlüyüm bundan’ diyor. Dolayısıyla, ispatlanmadan bunun tehlikeli bir girişim olduğunu düşünüyoruz" dedi.

'BU SIKINTIDAN ÇIKMAMIZIN YOLU DA...'

Türkiye'nin zor bir durumda olduğunu belirten Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, ortak akıl üretilerek bu sıkıntıların aşılabileceğini söyledi. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu değerlendiren Prof. Dr. Feyzioğlu, “Geçen hafta Suriye tek parça kalsın’ diyor. Ama Suriye'yi parçalamak isteyen ABD öncülüğündeki koalisyonun Esad'ı devirme girişimine yeşil ışık yakıyor. Ne kadar güzel diyor. Öbür tarafta Afrin'de bekamız açısından son derece önemli bir harekatın içerisinde. Ama Esad'ı hamisi olan Rusya'nın yeşil ışık yakmasıyla son derece sıkıntılı bir durum. Dolayısıyla bizim bu sıkıntıdan çıkmamızın yolu da ortak aklı üretmek olduğunu lütfen unutmayalım. Ortak akıl da sadece hukukun üstün olduğu demokrasilerde sağlanabilir. Biz, baroların da görevi bunu tesis etmektir” diye konuştu.

'İHTİYACIMIZ OLAN DÜZGÜN GÜVENİLİR BİR SİSTEMİ KURMAKTIR'

Türkiye de yapılan anketlerde yargıya güvenin yüzde 20 civarında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Feyzioğlu, bu durumunda devam etmesi halinde Türkiye'nin milli birlik ve beraberliğin sürdürmesinin de zor ve sıkıntılı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Feyzioğlu, şöyle konuştu:

"Çünkü 80 milyon vatandaşımızı kucaklaştıracak tek payda vardır; hukuk paydasıdır, hukukun üstünlüğü paydasıdır. Biz bugünü eleştirdiğimizde sanmayın ki dünü met ediyoruz. Çünkü dünden en büyük şikayeti olan ve dünün Gülen Cemaati tarafından işgal edilmiş yargısına karşı en büyük mücadeleyi veren bizleriz zaten. Dolayısıyla bugüne yönelik eleştirilerimiz dünü haklı çıkarmak ya da dün insanlarımıza eziyet edenleri kahramanlaştırmak adına değildir. Biz onların ne kadar hain olduklarını, ajan olduklarını ve cüppe giymiş terörist olduklarını zaten herkesten önce görmüş ve zindanların kapılarını yıkmak üzere Silivri'ye dayanmış kişileriz. Ama bugünün yanlışlıklarını söylemezsek de vatandaşlarımıza, mesleğimize, ülkemize haksızlık etmiş oluruz. Düzelecek midir bunlar? Tabi ki düzelecektir. Çünkü Türkiye'nin on binlerce namuslu, çalışkan, fedakar avukatı vardır. On binlerce bu nitelikte hakim ve savcısı vardır. İhtiyacımız olan düzgün güvenilir bir sistemi kurmaktır.”