Geçenlerde minibüse bindik. Bir emekli vatandaş yanındaki arkadaşına şunları anlatıyordu, kulak verdik:

"1650 lira emekli maaşım var. Eşimin de aşağı yukarı benimki kadar. Bir ev tuttuk 950 lira kira ödeyeceğiz. Yol masraflarımız, elektrik, su gibi ihtiyaçlarımızla 1500 lira giderimiz olacak. Bu, bizim aldığımız emekli maaşının tekini götürecek. Geriye kalan 1500 lira emekli maaşı ile nasıl geçinebileceğiz bunun hesabını yapıyoruz. Bir türlü işin içinden çıkamadık. Neyse ki çocuklar büyüdü de kendi ayakları üzerine duruyor."

Son günlerde bu tür yakınmaları sıkça duyuyoruz.

Bu neyi gösteriyor?

Gıda, barınma gibi temel harcamalardaki artış, ücretlerdeki artışları geçti. İşçinin ve emeklinin yaşayabilmesi için yapması gereken aylık asgari harcama 2 bin lirayı aşmış bulunuyor.

Ekonomistlerin yaptığı hesaplara bakalım:

Temel harcamalardaki artış iki ayda 100 liraya, son bir yılda ise 450 liraya yaklaştı. Öyle ki, harcamalardaki artış, asgari ücretteki artışı ikiye katladı. Ortalama 3 bin 147 lira maaş alan memur, her ay 2 bin 68 lirayı sadece gıda ve barınma için harcıyor. Geriye kalan tüm ihtiyaçları için ise maaşından sadece 1079 lira kalıyor.

Emeklinin durumu ise işler açısı. Tamamı yoksulluk sınırının altında, yüzde 75'i de açlık sınırının altında maaş alıyor. Türkiye şartlarında bu ücretlerle geçinebilmek ise olanaksız görünüyor. Verilen onca sözlere rağmen emekli kesiminin sorunlarına hala çözüm getirilmedi.

Türkiye'de yaklaşık 7 milyon işçi asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Toplam 13,8 milyon işçi olduğu dikkate alındığında işçilerin yarısı asgari ücretle çalışmak durumunda.

Yılbaşında 1404 liradan, 1603 liraya çıkarılan asgari ücret, geçim ücreti olmaktan çok uzak. Daha açıklandığında açlık sınırının altında kalan asgari ücret, bir işçinin yaşayabilmesi için yapması gereken aylık asgari harcamanın yanına bile yaklaşamıyor.

Türk-İş'in araştırmasına göre bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti şubat ayında ilk kez 2 bin liraya aşarak, 2 bin 22 lira 8 kuruşa çıktı. Bir ailenin insan onuruna yaraşır düzeyde geçimi için gerekli harcama tutarı da yılın ilk iki ayında 93 TL arttı. Son bir yıldaki artış ise 437 TL oldu. Asgari ücret 199 lira artırılırken, harcamalardaki bir yıllık artış ise asgari ücretteki artışın iki katını da aştı. Şu anda 1603 lira olan asgari ücretle değil bir ailenin, bir işçinin bile geçinebilmesi mümkün değil.

Memur kesimine baktığımızda da durumun farklı olmadığını görmekteyiz. Ortalama memur maaşı 3 bin 147 lira.

Türkiye Kamu- Sen'in araştırmasına göre, 4 kişilik memur ailesinin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2 bin 67 lira 49 kuruş. Ailenin sadece aylık gıda harcaması 1244 lira 4 kuruş oldu. Memur, ortalama maaşının yüzde 65,7'sini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırıyor.

Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için maaşından geriye yalnızca 1079 lira, 46 kuruş kalıyor.

Bir ailenin aylık en düşük harcama tutarı 5 bin 400 lira civarında. Ortalama memur maaşının 3 bin 147 lira olduğu dikkate alındığında memur her ay 2 bin 253 lira açık veriyor.

Şimdi yazımızın başına dönelim:

Emeklilerin durumu ise işçilerden de memurlardan da kötü.

DİSK Emekli-Sen'in verdiği bilgiye göre, işçi emeklileri ortalama 1500 lira, memur emeklileri ise ortalama 2 bin 100 lira maaş alıyor. Emeklilerin tamamı yoksulluk sınırının altında, yüzde 75'i de açlık sınırın altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor.

Özetleyecek olursak, emekliler sorunlarına çözüm bekliyor.

Yapılan bir araştırma sonucunu da paylaşalım:

Emeklilerin yüzde 60'ı bankalara kredi borçlusu. Yüzde 25'i icralık.

Bunların yanına çiftçilerimizin, sanayicilerimizin, küçük esnafın sorunlarını da eklediğimizde ortaya çıkan tablo hiç de söylendiği gibi görünmüyor.

Pahalılığın ve bunun getirdiği enflasyonun aşağılara çekilemediğini de göz önünde bulundurduğumuzda önümüzdeki günlerde bizleri daha da sıkıntıların beklediğini görmüş oluruz.