Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da gazilere yönelik yapılan saldırıya ilişkin "Geçtiğimiz hafta Ankara’da gazilerimize ve ailelerine yapılan saldırıyla ilgili üzüntülerimi bir kere daha belirtiyorum. Ülkesinin ve milletinin özgürlüğü için gözünü kırpmadan ölümün üzerine giden bu insanları başımızın üzerinde taşısak yeridir. Gazisine saldıran, şehit yakınına terbiyesizlik eden bu şehir magandaları, bu teröristlerin bu ülkede nasıl barınabildiğini başımızı ellerin arasına alıp sorgulamamız lazım." dedi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, 41. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. 

'BU MİLLETE DİZ ÇÖKTÜREMEDİLER'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: 

Son 15 yılda ülkemiz her alanda ciddi bir derlenme, toparlanma kaydetti. Şimdi bunu daha büyük reformlarla taçlandırma zamanıdır. Muhtarlıklarımızı da bunun dışında görmüyoruz. Kardeşlerim nadide güzelliklerin çoğunu bağrında toplayan bir vatana sahibiz. Böyle kıymetli bir mücevhere sahip olmanın bedeli var. Biz bu bedeli ecdadımızın bu topraklara ayak bastığı ilk günden beri ödüyoruz.  Türkiye’yi sevmek demek 81 vilayetin ve 80 milyon vatandaşımızın tamamını şu yüreğe sığdırmak demektir. Bunu yapacağız. Yeri geldi darbeci kılığında, yeri geldi vesayet, yeri geldi silahlı terörist olarak karşımıza çıktılar ama bu millete diz çöktüremediler. Atalarımız ne güzel söylüyor. Hırsız içeriden olunca kapı kilit tutmaz. 15 Temmuz alçak darbe girişiminde kullanılan kuklalar maalesef içeridendi. Devletin kendilerine teslim ettiği silahları milletimize çeviren hainler devleti teslim alacaklarını zannettiler. Milletimiz için bu ihanet adeta bardağı taşıran son damla oldu. Ben bu milletle iftihar ediyorum.

'NE MUTLU BU MİLLETE' 

Evet 15 temmuz gecesi tüm Türkiye kendilerine ‘dökülün caddelere, meydanlara’ dediğimiz zaman hiç tereddüt etmediler. Ve onlarla meydanlarda buluştuk. F-16’lar helikopterler bomba yağdırıyor, tanklar benim halkımın üzerine geliyor. Ama benim halkım bunlardan kaçmadı. 250 şehidimiz oldu ama üzerine üzerine gittiler, ölümüne ölümüne gittiler. Onlar biliyorlardı ki şehadete gidiyoruz. Ve şehadete gülerek gittiler. Ne mutlu bu millete.  Peki o FETÖ denilen alçağın arkasından giden kulları neredeler? Bir kısmı cezaevinde, bir kısmı yurt dışına kaçtı. Ama o nereye sığındı, o da Amerika’ya sığındı. Kendisine ayrılan 400 dönümlük arazide köleleriyle beraber yaşıyor. Nereye kadar yaşayacaksın? Er ya da geç hak yerini bulacak. Çok mazlumun ahını aldın. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bu ah çıkacak. Biz nasıl PKK’nın izini inine kadar sürüyorsak bunların da izini inine kadar sürmeye devam edeceğiz.

'BU ŞEHİR MAGANDALARI, TERÖRİSTLER....'

Geçtiğimiz hafta Ankara’da gazilerimize ve ailelerine yapılan saldırıyla ilgili üzüntülerimi bir kere daha belirtiyorum. Ülkesinin ve milletinin özgürlüğü için gözünü kırpmadan ölümün üzerine giden bu insanları başımızın üzerinde taşısak yeridir. Gazisine saldıran, şehit yakınına terbiyesizlik eden bu şehir magandaları, bu teröristlerin bu ülkede nasıl barınabildiğini başımızı ellerin arasına alıp sorgulamamız lazım.  Burada bir eksiğimiz belki yanlışımız var. Şehitliğin, gaziliğin ne demek olduğunu ana sınıfından itibaren çocuklarımıza öğretmeliyiz. Bu hukuk meselesinden fazla bir zihniyet meselesidir. Elbette Ankara’daki olayda hukuk önünde ceza alacaklardır. Saldırıya uğrayan gazilerimize ve yakınlarına ben tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bir daha benzer bir olayın olmaması için ben elimden geleni yapacağımı belirtmek istiyorum.

'15 TEMMUZ'DA KİMİN KİMİ ARADIĞINI BİLİYORUZ'

Bazıları FETÖ meselesini ısrarla bizim şahsi hesaplaşmamız olarak görüyor. Peki soruyorum 15 Temmuz’da Türkiye bunların eline geçseydi halimiz nice olurdu? Sevr’de başaramadıklarını burada başaramayacaklar mıydı? 15 Temmuz gecesi kimin kimi sevinçle aradığını biz biliyoruz ama şimdilik televizyonlarda bunu paylaşmıyoruz ama uluslararası toplantılarda birileriyle paylaşıyoruz. Gerçekler bu kadar açıkça ortadayken biz nasıl sessiz kalabilirdik.