Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'deki davaya ilişkin "Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Öyle sanal oluşturulan mahkemelerle, o Feto denilen alçağın uydurma temsilcileriyle kurulan mahkemeler asla benim ülkemi mahkum edemez." derken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sunduğu belgelere ilişkin "Bu zatın belge diye salladığı kâğıtları görünce anladık ki, bir şirket alış-verişi için yapılan ödemelerin dekontlarını, kendisine ‘Cumhurbaşkanının yakınları yurt dışına para gönderiyor’ diye yutturmuşlar." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Kars 6. Olağan İl Kongresi'nde konuştu

ABD'DEKİ DAVA! 

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: 

Kimisi Hans'ın kulu kölesi oluyor, kimisi George'un kulu kölesi oluyor, kimisi kurulan sahte mahkemelerde yargılanmak suretiyle güya benim ülkemi yargılamaya kalkıyor. Boşuna uğraşmayın. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Öyle sanal oluşturulan mahkemelerle, o Feto denilen alçağın uydurma temsilcileriyle kurulan mahkemeler asla benim ülkemi mahkum edemez.

KILIÇDAROĞLU 17 KASIM'DA ÇORUM'A GİTTİ Mİ? 

Vaktinizi böyle çirkin iftiralarla israf etmekten dolayı özür diliyorum. Bir müddet önce ana muhalefetin başındaki zat, bir iddia ortaya attı. Görünüşte laflar çok büyük ama özünde tam bir komedi var. İşin komikliği daha ilk adımda başlıyor. Bu şahıs geçen haftaki grup konuşmasında bazı iddialara atıfta bulundu. “Çorum’da 17 Kasım’da bir konuşma yaptım” dedi, böyle bir konuşma bulunamadı. Beyfendi, 17 Kasım’da Çorum’a gitmemiş, Tekirdağ’a gitmiş. Demek Çorlu ile Çorum’u karıştırdı. Kendince siyasi hayatının en önemli açıklamasını yapıyor. Ama Çorum’la Çorlu’yu ayıracak durumda değil.

'BU DEFA KEMAL'İN KENDİSİNİ KURBAN EDECEKLER' 

Benim bu zatı dinleyerek heba edecek vaktim olmadığı için kulağıma biraz geç ulaştı. "Benim çocuklarım yurt dışında hiçbir yere para göndermedi" dedim. Belge dedikleri kağıdı gördükten sonra anladık ki birileri bunu tongaya düşürmüş. Sanıyorum CHP'de hiçbir zaman bitmeyen ve bu gidişle bitmeyecek olan adam harcama, adamın ayağını kaydırma oyununa bu defa Kemal'in kendisini kurban edecekler, yazık.

'ELİNDEKİ BELGELER SAHTE'

Bu zatın belge diye salladığı kâğıtları görünce anladık ki, bir şirket alış-verişi için yapılan ödemelerin dekontlarını, kendisine ‘Cumhurbaşkanının yakınları yurt dışına para gönderiyor’ diye yutturmuşlar. Benim çocuklarım yurt dışında hiçbir yere para göndermedi. Yurt dışında çocuklarımın da yakınlarımın da parası yok. Özel kalem müdürüm dediği kişi iş adamı.  Yurt içindeki yine yurt içindeki başka bir bankaya yapılan havale var. Halkbank ile Al Baraka arasındaki alışverişin belgeleri var; bunun elindeki belgeler de sahte. 

'SİYASET HAYATIMIN EN SEVİYESİZ...'

Bir zamanlar meşhur bir şarkı vardı ya? 'Allah'ım neydi günahım.' Bu zatla muhatap olmak bana böyle dedirtiyor. Hani denir ya 'Şeytan taşlamaktan tavafa fırsat kalmıyor.' Siyasi hayatımın en seviyesiz saldırılarına bu dönemde muhatap kaldım. Ben bu zata haddini bildiririm, orada bir sıkıntı yok da sürekli bu zatın yalanlarını dinlemek zorunda kalan milletimizin Allah yardımcısı olsun. Kendisinin surat derisi biraz kalın olduğu için yalanlarını yüzüne vurmamıza rağmen hala yerinde duruyor. 

'YA İSPATLAYACAKSIN YA BEDELİNİ ÖDEYECEKSİN'

E, hani Cumhurbaşkanının yakınları yurt dışındaki vergi cennetlerine para gönderiyordu? Ben artık ana muhalefet demeyeceğim ana hıyanet diyeceğim. İddianı ya ispatlayacaksın ya da bedelini ödeyeceksin. Şimdi de Suriyeliler için harcanan parayı kafaya takmış. Sen ne anlarsın muhacirden, ne anlarsın ensardan ya. Suriyelilere harcadığımız parayı çık ispatla diyor. Ya sen kimsin ki ispatlayacağız ya.  Tazminat davalardan kazandıklarımızla inşallah hanımlar için bir konaklama yurdu ve evi yapacağız." (Ajanslar)