Amerikalı dostu olan ve ondan çok kritik bilgiler alan Takvim'in Genel Yayın Yönetmeni Ergun Diler kadar şanslı değilim. Onun anlatımına göre, Pentagon ile karşısındaki güçler savaş halinde. Bu savaşta İngiltere de taraf. Ve tüm global gelişmeler bu denklem içerisinde yürüyor. Yazdıklarını ben de ilgiyle takip ediyorum. Ama teorisinin kafamda oturmayan yönleri de olduğunu belirteyim. Zaten Türkiye'de büyük ilgi gören komplo teorilerini pek sevmem. Bir zamanlar Taha Kıvanç müstear ismiyle Fehmi Koru yazardı bu tür "derin" içerikli yazılar. Büyük de ilgi görürdü ama Taha Kıvanç'ın yazdıklarında genellikle "kaynak" da yer alırdı bir şekilde.

Neyse...

Ergun Diler, Las Vegas'ta 59 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamı da bu teori içerisinde değerlendiriyor. "Küresel savaş tüm hızıyla sürüyor. Geçen hafta sonu Pentagon'un karşısındaki güçlerin yakında bir cevap vereceğini yazdım. Bu cevap geldi! Las Vegas'tan..." dedi ve detayları yazmak için üzerinden zaman geçmesi gerektiğini belirtti. "Müthiş istihbarat savaşları var..." sözüne katılmamak mümkün değil. Hem de çok müthiş. Ergun Diler, istihbarat savaşlarını anlatırken, CIA'nın

Türkiye'de bir cemaati karargah haline getirdiğini anlatmış. Ama ben önce ABD'deki kanlı eylemler, IŞİD ve CIA'yı biraz daha netleştirme derdindeyim.

Çünkü, CIA'nın ve benzer derin yapıların kendi ülkelerinde yaptıklarını göremezsek, bizim ülkemizde neler yapabileceğini hayal bile edemeyiz...

Las Vegas saldırganı zenginmiş, kumarbazmış, silahlara ilgiliymiş... Yani "her şeye doymuş, yeni heyecanlar arayan" bir tip tarif ediliyor. Otel odasında 16 silah bulunmuş. Silahları satan şirket "modifiye etmiş olabilir" diyormuş. Reuters, katliamı

IŞİD'in üstlendiğini duyurunca, FBI hemen yalanladı. CIA'dan ise ses yok bu konuda...

IŞİD'in böyle bir eylemi üstlenerek "yıkılmadım ayaktayım" görüntüsü vermeye çalışması normal. ABD'de daha önce kendi adıyla yapılmış eylemlere benzetti herhalde IŞİD'in basın ofisi bunu da.

* * * 

Hangi eylemlerdi daha öncekiler ve içinde yer alanlar kimlerdi bir göz atalım.

Ömer Metin adında bir şahıs, Orlando'da elliye yakın eşcinseli öldürmüştü. IŞİD üyesi olduğu açıklanan Ömer Metin, çok uluslu bir güvenlik şirketi olan G4S'te çalışmış, hiç bir açıdan aşırılığı görülmemiş biri. Evli olmasına rağmen, sık sık katliamı gerçekleştirdiği eşcinsellerin takıldığı kulübe gidip, ilişki yaşadığı biliniyordu.

Ömer Metin ABD doğumluydu ama babası Sıddık Mir Metin, yıllarca ABD istihbarat servislerine çalıştıktan sonra Afganistan'dan gelerek yerleşmişti "özgürlükler ülkesi"ne.

Sıddık Mir Metin, Sovyet işgaline karşı Afganistan'da yürütülen savaş boyunca (1979-1989) ABD'li istihbaratçılarla çalıştı.

Daha sonra getirildiği ABD'de, yurtdışındaki Afganlara yönelik medya programlarında görev aldı. Oğlu Ömer eşcinsel barda katliam yaptığı dönemde de San Francisco merkezli Payam-e-Afgan adlı uydu televizyon kanalında program sunuyordu. Peştun kabilesi kökenli olan Metin, CIA'nın Suudi milyarder Usame bin Laden aracılığıyla örgütlediği Taliban'a destek veriyordu. Hatta Hamid Karzai'nin 2014'te görevden ayrılmasının ardından kendisini Afganistan'ın sürgündeki başkanı olarak da ilan etmişti.

Sıddık Mir Metin'in geçmişine bakınca, ortanca oğlu Ömer'in "aşırı yönleri" olmamasına şaşırmamak elde değil. Anlaşılan, özgürlükler ülkesi Amerika'nın tüm nimetlerinden yararlanan evlat, bir anda çıldırmış ve belki birçoğuyla cinsel yakınlaşma yaşadığı insanlara kurşun yağdırmış, 50'ye yakın can almıştı...

Ülke tarihine kanlı bir IŞİD eylemi olarak geçti Ömer'in yaptıkları. Ve ABD halkının bilinç altındaki "Müslüman=terörist" şablonunu biraz daha derinleştirdi. 

* * *

15 Nisan 2013'te Boston Maratonu'na gerçekleştirdikleri bombalı saldırıyla 3 kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin yaralanmasına yolaçan Çarnayev kardeşler var  bir de... 

Cahar (Cohar) sağ ele geçirilmiş, ağabeyi Tamerlan Çarnayev polisle girdiği çatışmada ölü ele geçirilmişti. Çeçen bir ailenin çocuklarının IŞİD eylemcisi olmasına kimse şaşırmadı. Çünkü zaten ABD kamuoyunun gözünde Çeçen demek, aynı zamanda "İslamcı terörist" anlamına geliyordu.

Fakat Cahar ve Tamerlan Çarnayev, öyle kendi halinde ABD'ye sığınmış sıradan isimler değildi. CIA'nın Asya operasyonlarında önemli görev almış, bizde "Yeni Türkiye" kitabıyla ün yapmış derin CIA şefi Graham Fuller'le "akraba" idi bu iki genç. Çarnayev kardeşler, Graham Fuller'in Çeçen eşinin yeğenleriydi.

Gençlerin babası Ansor Çarnayev, ABD'ye göç etmeden önce Sovyetler Birliği'nde CIA adına görev yapan bir Çeçendi. Çeçen bağımsızlık yanlılarının arasına sızmaşı da başarmıştı. Çeçen cihadı ve uluslararası destekçileri hakkında ABD'ye önemli bilgiler sızdıran bir isimdi. 

Oğlu Tamerlan, 2012 yılında Gürcistan'daki Kafkas Fonu adlı kuruluşun düzenlediği bir seminere katılmıştı. Bu sivil toplum kuruluşunu da bizzat CIA'nın kurduğu Jamestown Vakfı oluşturmuş, Rusya'yı istikrarsızlaştırmak için gençleri eğitiyordu. 

Yani, CIA ve diğer ABD istihbarat örgütlerine, Ortadoğu ve Asya'da hizmet edenler, Amerikan düşünü gerçekleştirdikten sonra da irtibatlarını koparamıyor, onların sağladığı imkanları sürdürmek için bazen evlatlarını da feda etmek zorunda kalabiliyordu. 

Anlayacağınız, ABD'li istihbaratçıların rezervinde çok kolay "İslamcı terörist" damgası yiyecek "yalnız kurt" var. Hem de birçok ülkede. Dikkatli olmak lazım...