Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, MHP lideri Bahçeli'nin seçim barajı ile ilgili açıklamasına "Yüzde 10 gibi çok katı bir baraj getirildi. 80'lerde, 90'larda bölge barajları getirildi. Bundan dolayı epey bir Türkiye'nin kaybı oldu. Benim şahsi kanaatim, yönetimde istikrarın sağlandığı bir modelde artık yüzde 10'luk baraja çok gerek yok." derken erken seçim iddialarına ilişkin  "Şu anda Türkiye'de erken seçimi gerektirecek bir atmosfer yok." diye konuştu.

SEÇİM BARAJI AÇIKLAMASI

Katıldığı canlı yayın programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Işık'ın açıklamasından satır başları: 

Seçim barajı, temsilde adalet gibi kavramlar çok tartışıldı. Yüzde 10 gibi çok katı bir baraj getirildi. 80'lerde, 90'larda bölge barajları getirildi. Bundan dolayı epey bir Türkiye'nin kaybı oldu. Benim şahsi kanaatim, yönetimde istikrarın sağlandığı bir modelde artık yüzde 10'luk baraja çok gerek yok. Tartışılabilir. Şu anda parlamentoda halkın yüzde 95'inin görüşü temsil ediliyor. Seçim barajı üzerinde partiler konuşur, tartışır.

"BAHÇELİ'NİN TEKLİFİ DİKKATLE DEĞERLENDİRİLMELİ"

Halk kendisini yönetecek kadroyu sandıktan doğrudan seçiyor. Dolayısıyal biz yönetimde istikrar açısından temsilde adaleti ikinci plana atmak durumunda değiliz. Sayın Bahçeli'nin teklifi dikkatle değerlendirilmeli.  Yüzde şu olsun, bu olsun, hiç olmasın demek çok doğru değil ama benim şahsi düşüncem, Fikri Işık olarak, bundan sonra illa yüzde 10 olsun gibi bir yaklaşım doğru olmaz. 

ERKEN SEÇİM KAPIDA MI? 

Sayın Kılıçdaroğlu ortaya attığı teklife kendisi de inanmıyor. Şu anda Türkiye'de erken seçimi gerektirecek bir atmosfer yok. Olmaması sebebiyle sayın Cumhurbaşkanımız, sayın Başbakanımız defalarca açıkladı. Türkiye'de artık seçimlerin zamanında yapılması AK Parti ile bir gelenek, kültür haline geldi. 

ABD İLE İLİŞKİLER VE BAŞBAKAN'IN ZİYARETİ

Türkiye ile ABD'nin ilişkilerinin kötüleşmesi, ilişkilerde sorunların artması ne Türkiye'nin ne de ABD'nin menfaatinedir. Kötüye gidiş varsa bunun durdurulması ve ilişkilerin düzelmesi her iki ülkenin ve bölgenin yararınadır. Kabul etsek de etmesek de ABD bugün küresel bir güçtür. Türkiye ile Amerika'nın ilişkileri stratejik ilişkilerdir. Son dönemde ABD bunun önemini görmüyor. Karşımızda bir tek ABD yok. Kendi içinde bu mücadelenin olduğunu da biliyoruz. Karar alma mekanizmalarında çok farklılıkların da olduğunu biliyoruz. Başbakanımızın ABD ziyareti bu açıdan kritik bir döneme denk geldi. Ziyaretten hemen önce vize ile ilgili yumuşamanın gelmesi, Amerika'nın ilişkilerin düzelmesini istedikleri şeklinde yorumlanabilir. Burada Türkiye için ABD önemlidir. ABD için Türkiye daha da önemlidir. Birbirimizin kıymetini bilirsek sorunlarımızı daha rahat çözeriz. 

YERLİ OTOMOBİL

Babayiğitlerimize başarılar diliyorum. Allah yollarını açık etsin. İçerisinde dolu dizgin gittiğimiz dijital çağda bu proje çok ama çok önemli bir proje. 4. atılım dönemimizin sembol projelerinden bir tanesi. Bu dijital çağda Türkiye'nin teknoloji üreten bir konumda bulunmasıydı, bizi motive eden nokta buydu. Ben bakanlık görevini aldıktan sonra çalışmaları inceledim, değerlendirmelerin sonucunda bu konseptin elektrikli araç olması gerektiğine karar verdik. Bunu yaparken marka otomobil üretmenin çok ötesinde olan bir proje. 

Çalışmalar sonucunda önümüzde bazı seçenekler vardı. Sıfırdan kendimiz geliştirelim, bu bir seçenekti. 500 milyon dolar ve 1 milyar dolar arasında maliyet vardı. 4-5 yılı gözden çıkarmak gerekiyordu. Dünya devleri ne yapmışlar bakalım, hepsi bir aracı almışlar, ya onu kopyalamışlar, ya da lisans hakkı ile üretim yapmışlar. Çok az otomobil markası sıfırdan geliştirilmiş. Biz dedik ki, o arada yaptığımız çalışmalarda 4 farklı modelin fikri mülkiyet haklarının, her türlü tasarruf hakkını biz satın aldık. Bu para çöpe mi gitti? Hayır çöpe gitmedi. Şu anki konsorsiyum, bu prototip ve TÜBİTAK'ın çalışmaları emrinizdedir dedi sayın Cumhurbaşkanı. Bu platformu rahatlıkla kullanabilirler. Tarihten beri bir projeye doğrudan karşı çıkma cesaretini gösteremiyorlarsa, ama ile fakat ile projeyi değersizleştirme yoluna giderler. Bunun tarihte gördük. Devrim otomobilinde gördük, yerlileştirme alanlarında gördük. 

"BELLİ BİR AŞAMAYA GELMİŞ BİR MODEL VAR"

Türk dizaynırlarla 1 yıl çalıştık. Ekim 2015-Mayıs 2016 döneminde, çok şık dizaynlar çıkmaya başlamıştı. Dizaynı belli bir noktaya getirilmiş, TÜBİTAK'ın kendi teknolojileri ile çalıştığımız bazı kuruluşlarının teknolojilerinin bileşiminden oluşan, aslında belli bir aşamaya gelmiş bir hazırlık seviyesinde olan bir model var. Bunu ercih edebilir, bunu tercih ederse işleri kolaylaşmış olur otomobil girişim grubunun. Başka bir ortaklık oluşturdu diyelim, ki ben başka bir yabancı ortaklık oluşturmasının da Türkiye için kazanç olacağını düşünüyorum. Artık bu çağ işbirliği çağıdır. Stratejik işbirliği çok önemli. Bugüne kadar kendisini geliştirmemiş olması bir eksiklikti bu sayede eksiklik ortadan kaldırılmış oldu. Her hal de şartta bu yapılan çalışmalar boşa gitmedi. Saab 9-3'ün fikri haklarının satın alınması da yanlış bir karar değil, doğru bir karar, elzem bir karar. Gelecekte bunun nasıl önemli bir karar olduğu daha iyi anlayılacak. Bu kadar uygun maliyette bu kadar önemli bir platformun satın alınıp Türkiye'nin bunun üzerinden yoluna devam etmesi pek çok uzun yolun kısaltılması gerekiyor.