Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, ABD'yi terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'ye verdiği destek üzerinden eleştirerek "PKK terör örgütü müdür? Evet. Çocukları katledecek kadar cani mi? Cani. Sapık bir ideolojinin peşinde mi? Evet. Bunun ismini değiştirerek kocaman bir ülke buna nasıl arka çıkabilir. PKK değil de ismine ABC de. Ne fark ediyor böyle olunca. Aklımızla mı alay ediyorsunuz. Sonra da diyeceksiniz ki biz buraya insanlık getireceğiz, demokrasi getireceğiz. Gittiğiniz hangi ülkede getirdiniz bu demokrasiyi, hangi ülkede insan haklarını geliştirdiniz." dedi. Bakan Özhaseki, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesinde "Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı"na katıldı.

BELEDİYE BAŞKANLARINA UYARI! 

Burada bir konuşma yapan Bakan Özhaseki, yerel yönetimlerin güçlenmesiyle belediye başkanlarının da eğitimli olması gerektiğini ve bu konuda bir takım kriterlerin, bilimsel bir altyapının oluşması gerektiğini söyledi. Gelinen noktada yerel yönetimlerin güçlendiğini ve belediye başkanlarının şehirde bulunan her şeyden sorumlu olduğunu belirten Özhaseki, “Her işi yapabilir ama iki şeyi yapamaz; para basamaz, adam asamaz” diye konuştu. 

'ÖNÜMÜZDE BİR DEPREM GERÇEĞİ VAR'

Dünyanın en eski yerleşim yerlerine sahip olduğumuzu ve yaşadığımız coğrafyada onlarca kavmin yaşadığını, onlarca medeniyetin kurulduğunu ifade eden Özhaseki, “Şehirlerimizi bazen sadece dönüşüm içindeki taş ve topraktan ibaret gören, fiziksel bir yapı olarak gören anlayış yanlış bir anlayıştır. Şehirler canlı organizmalardır. Bu yaşayan şehirlerin aynı insan gibi bakıma, yenilenmeye ihtiyacı var. Ayrıca kendi içerisinde bir hiyerarşisi var. Günümüzde şehirlerin müthiş bir rekabeti ile karşı karşıyayız. Bu rekabette geri kalmamak lazım. Yerel yöneticilerin eğitilmesi ve ufuklarının geliştirilmesi üniversitelerin işidir. Üniversite elbette her şey değildir ancak insanın ufkunu açmada en önemli organlardır. Belediyecilik anlayışı geç okunduğu için bir takım badirelerden geçmişiz ve burada ortaya çıkan yapı stokumuzun istediğimiz kadar ideal olmadığını söyleyebiliriz. Sağlıksız yapılaşmamız var ve bunun dönüşümü gerekiyor. Şehirler insanların aynasıdır. Şehirlere dışarıdan baktığınız zaman orada yaşayan insanların inançlarını, yaşam biçimlerini, kendi aralarındaki ilişkileri açığa çıkar. Bu bizim için bir fırsat olabilir. Önümüzde bir de deprem gerçeği var. Ülke olarak deprem kuşağındayız. Son 100 yıl içerisinde bu ülkede 6 ve üzerinde 56 deprem var. Bunlar çok ciddi rakamlar. Bugünlerde İzmir ve çevresinde deprem haberlerini alıyoruz. 4 küsür şiddetinde oluyor, fazla can kaybı olmuyor. Sevindirici ama 6 ve üzerinde yıkıcı deprem diyebileceğimiz depremlerin sayısı son 100 yıl içerisinde 56 tane ve 83 bin insanımızı kaybetmişiz. Maddi hasarlar ise 100 milyar dolarlar civarında. İnsanların refahı da gittikçe artıyor. İnsanlar sürekli konut değiştirmek istiyorlar. Herkes biraz daha iyiye, biraz daha lükse çıkma peşinde. Parayı bulunca eş değiştirmemek lazım. O zaman yanlışlıklar başlıyor, o tehlikeli. Onun dışındakiler masumane. O masumane işi devam ettirmek lazım” açıklamasını yaptı.

'KONUTLARI ÇOĞALTIYORUZ AMA....' 

Önümüzdeki yıllara damga vuran sektörlerin başında inşaat, gayrimenkul ve bununla ilgili yatırımların geldiğine dikkat çeken Özhaseki, “Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de yılda kaç konut satılmış diye baktım ve 2011 yılında 997 bin konut el değiştirmiş, 2015 yılına geldiğimizde 1 milyon 289 bin konut el değiştirmiş. İnşaat sektörü ile ilgili hepimizin ciddi düşünmesi ve adım atması gerekiyor. Yapılması gerekenleri kendi içimizde çalıştık ve şehircilik şurasıyla toplanmamız lazım dedik ve 10 ay sürdü. Birincisi, kentsel dönüşüm bizim birinci gündemimizdi, ikincisi özellikle günümüzde yerel yönetimlerin rolünü çalıştık. Üçüncüsü, göç ve uyum meselesi hakkında kafa yorduk, dördüncüsü kimlik sorunumuz var ve bu konudaki vizyonlarımızı ortaya koymamız lazım. Sonuç bildirgesi hazırlandı ve kendi bakanlığımız içerisinde çıkan sonuçları ilgili bölümlerimizin hepsine havale ettik. Kentsel dönüşüm ile ilgili şöyle bir mantık vardı. Kentsel dönüşüm yapacağımız yeri alıyoruz, mahallede iki olan yoğunluğu 5’e çıkartıyoruz. Orada konutları çoğaltıyoruz ama yollar aynı yollar, yeşil alanı arttırmıyoruz. Yoğunlaştırıyoruz ve yaşanmaz hale getiriyoruz. Bina bazlı dönüşümden alan bazlı dönüşüme geçilmesinin esas olduğu konusu ile ilgili hazırlıklarımızı yaptık ve kendi içimizdeki teşvik mekanizmasını bu düşündüğümüz yolda kullanacağız. Bu konuda ciddi çalışmalar yaptık. Bu yıl içerisindeki meclis çalışma takviminde çıkartmayı düşünüyoruz. İmar denetimleri ile ilgili yasayı değiştiriyoruz. Önceden insanlar kendi konutlarını değiştirecekleri zaman bir müteahhit ile anlaşmaya çalıyor ve yasa bir de o binayı denetleyecek bir denetim firması lazım diyor. Fakat ev sahibi müteahhide sen yapı denetiminin masrafını ver, ben vermem diyor. O zaman da müteahhit gidip yapı denetim firması ile anlaşıyor. Kim kendisini denetlemesini hakkıyla bekleyebilir. Müthiş bir yanlışlıkta burada var. Bu zaafımızın giderilmesi lazım. Bunların hepsini hazırladık. Akıllı kimlikli şehirler nasıl olur, yeşil şehirler nasıl olurun da çalışıldığı bir ortam doğdu” diye konuştu.

'KRİZLERE KARŞI ADETA ALIŞIR HALE GELDİK' 

Türkiye’nin güvenli bir ülke olduğunu vurgulayan Bakan Özhaseki, zor bir coğrafyada yer aldığımızı ve bu coğrafyanın etrafının ateş çemberi olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Krizlere karşı çok dayanıklı bir ülkeyiz. Bizim son 2-3 yılda yaşadığımız krizleri, sıkıntıları, belaları Avrupa’da herhangi bir ülke yaşasaydı ne olurdu? PKK gibi 40 yıldır eli silahlı, dışarıdan destek alan cani bir örgütle uğraşsalardı ne olurdu? Ülkemiz bu beladan temizlendi. Şimdi FETÖ diye bir başka bela ortaya çıktı. 40 yıldır çok yumuşak bir üslup, gülen bir yüzle herkese yaklaşmışlar, hizmet eri olduğunu söylemişler ve herkeste inanmış. Fakat sinsice bir hareketle özellikle Türkiye’nin ordusuna, güvenlik güçlerine, yargısına, idare mekanizmalarına özel adam yetiştirerek ve oralarda millete hizmet etme amacı olan insanlardan ziyade inandıkları yerlere hizmet edebilmeyi birinci planda tutan, beynini satmış insanların bulunduğu bir ortam ve bir gece çıkıp ihtilal yapıyor. Türkiye’de insanlar sokağa döküldü ve bu insanlar ölüm pahasına geleceğine, istikbaline sahip çıktı. Avrupa’da bazı dostlar bunu anlamakta güçlük çektiler. Geçmiş olsun mesajları birkaç gün sonra gelmeye başladı. Bunlar da benim sitemlerim. Avrupa Birliği değerlerine ne oldu. DEAŞ ile mücadelenin en önemli ayağını Türkiye oluşturuyor. Şimdi bir taraftan PKK ile, bir taraftan DEAŞ ile, bir taraftan FETÖ ile savaşacaksınız ve bu arada ülkenizde kalkınmayı sağlayacak, içeriye bu kötülükleri bulaştırmayacaksınız. Krizlere karşı adeta aşılır hale geldik.”

Avrupa’ya da seslenen Özhaseki, “Bir ülkede mültecilere su verene belediye ceza kesiyor. 30-40 kişiyi ülkesine alma konusunda tartışan ülkeler, Türkiye’nin de halini anlayın, içinde bulunduğu ortamı görün. Burada Türkiye olmasaydı 3.5 milyon yerine 5 milyon, 7 milyon insan Avrupa’ya doğru aksaydı ne yapacaksınız onu bir görün. Ara ara Türkiye konusunda konuşurken ve karar verirken, bu terör örgütlerini yanında olmak, onları şımartmak yerine Türkiye Cumhuriyeti ve devletinin yanında olun. Bu bizim için önemli” ifadelerini kullandı.

BAKAN ÖZHASEKİ ABD'YE YÜKLENDİ

Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“PKK terör örgütü müdür? Evet. Çocukları katledecek kadar cani mi? Cani. Sapık bir ideolojinin peşinde mi? Evet. Bunun ismini değiştirerek kocaman bir ülke buna nasıl arka çıkabilir. PKK değil de ismine ABC de. Ne fark ediyor böyle olunca. Aklımızla mı alay ediyorsunuz. Sonra da diyeceksiniz ki biz buraya insanlık getireceğiz, demokrasi getireceğiz. Gittiğiniz hangi ülkede getirdiniz bu demokrasiyi, hangi ülkede insan haklarını geliştirdiniz. Bunları sorgulayan bir Türkiye’yi kimse kınamasın. Yutkunup yutkunup oturamayız. ABD büyüğümüz yaptı haklıdır diye boynumuzu bükemeyiz. İnsanlık bu değil. Bu konuda biz çok net tavırlıyız ve net tavırlı olmaya devam edeceğiz.”