THK Ankara Havacılık Kulübü Başkanı Mustafa Çelik, Ankara Etimesgut’ta 1938 yılında imal edilen THK-4 planörünün yeniden imal edileceğini açıkladı. 1938 yılında imal edilen planörlerle uçuş eğitimi alan ve havacılığa başlayan emekli pilotlar Hayati Köklükaya ve Ömer Faruk Özer, THK-4 planörünü ve Türk Hava Kurumu’nun (THK) THK-4 planörünü yeniden imal edecek olmasına ilişkin düşüncelerini paylaştı. Çelik, “THK, pilotaj eğitimlerinde 1930’lu yıllarda kendi yaptığı THK-1 ve THK-2 planörlerini kullanmış. 1940 yılında ise THK-3 ve THK-4 planörlerini kullanmış. Etimesgut ve Akköprü tesislerinde üretim yapılmış. Biz şimdi bu planörün sadece resimlerine ve müzemizdeki model heykelini görüyoruz. Planlarımızı bulduk, kısmet olursa aynı planörü tekrar inşa edeceğiz” dedi. 

2020’de uçacak 

THK, Türk Hava Kurumu Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ile TAİ ve özel sektörden mühendislerin projeye destek verdiğini dile getiren Çelik, "2020’de THK-4 planörümüzü Dünya Hava Oyunları’nın açılış seremonisinde uçurmayı planlıyoruz. Havacılık tarihi yeniden canlanacak" şeklinde konuştu. 
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Zamanında biz bunu yapmışız, şu an ATAK helikopterini yapıyoruz, ANKA’ları yapıyoruz, bize gurur veriyor ama zamanında biz daha da büyük işler başarmışız. Tarihi süreçte havacılığımız sekteye uğramış. Biz, 1938 yılında, 1940 yılında yaptığımız planörümüzü tekrar yaparak, dünyaya göstereceğiz.” 
THK-4 planörünün planlarını Rusya’da bulduklarını belirten Çelik, “Mühendis arkadaşlarımız üç boyutlu çizimleri yapıyor. Birebir aynısı, zamanında kullanılan malzemelerin aynısı kullanılarak yapılacak. Proje önümüzdeki ay başlayacak. Bir yılda bitireceğiz ama nihai hedefimiz, uçurma 2020 Dünya Hava oyunları” dedi. Çelik, planörün eğitim için kullanılmayacağını da açıkladı. 
Türk Hava Kurumu’nun Havacılık Müzesi bahçesinde konuşan pilot Hayati Köklükaya ise, “Eskişehir'de evimizin üzeri askeri uçakların eğitim alanı idi. Sesi duyuyordum, ne zaman ki bahçeye çıktım, o zaman uçakları gördüm ve onlara aşık oldum. Daha sonra modelciliğe başladım. Modelcilik yaptıktan sonra da İnönü'de açılan kursa 1952 senesinde katılıp brövemi aldım. Uçuşta seviyeleri biraz üstün olan uçucuları ertesi sene Tekamül kursuna çağırdılar. Tekamül kursunda planör uçuşlarımızı ilerlettik. Ondan bir sene sonra da Türkkuşu’na muvaffak olanları motorlu uçuş kampına çağırdılar. Orada 30 kişi kadar, motorlu uçuş brövesi aldık. Bu arada da bizi Hollanda'ya yolladılar iki arkadaş, orada da uçtuk planörle ama paramızla uçtuk çünkü THK gibi, gençlere uçuculuğu bedava temin eden bir şey dünyada üzerine gelmemişti daha” dedi. 

THK-4 planörünü de anlatan Köklükaya, şunları söyledi: 

“O benim kendi tanımlamama göre ‘bir çocuğun ilk ayakta duruşu.’ ‘Tay tay’ deriz, o tay tay planörüdür. Onda kanadı sağ sola düşürmeden durmayı öğrenirsiniz Ondan sonra yavaş yavaş yürümeyi, sıçramayı uçmayı, daha sonra dönüşleri, ondan sonra da C tepesinden uçarak C brövesini alırsınız bu safalar geçirilir planörcülükte.” 
Köklükaya, THK-4'ün yenilenmesine ilişkin olarak, “Bu, fevkalade bir şey” ifadesini kullandı. 
Türkiye’de havacılığın çok farklı olduğunu dile getiren Köklükaya, gençlere, “Atamızın sözünü dinlesin; İstikbal göklerdedir” diyerek seslendi. 

“Havacılık, faydalı bir virüs gibi insanın kanına giriyor” 

THK-4 ile eğitim alan sayılı pilotlardan biri olan Faruk Oktay Özer ise “Samsun'da ilkokul, ortaokul ve liseyi okudum. Samsun Lisesindeyken Edibe Hoca geldi. Havacılık bir faydalı virüs gibi insanın kanına giriyor. O da bizim kanımıza soktu havacılığı. Bizi uçurdu, hoşumuza gitti. İnönü’yü anlattı bize, İnönü’deki planör kampını. Ondan sonra bizi İnönü kampına davet ettiler. Tren paramızı, yol harçlığımızı, her şeyimizi verdiler. İnönü’ye geldiğimiz zaman, bizi bir hoca karşıladı. Okula götürdü. Orada harika bir okul var. Okulda harika arkadaşlar tanıdık, dostlar edindik. Aynı zamanda, yemekler çok güzeldi. Yatakhaneler vardı, yüzme havuzu vardı. Bizi uçuşa başlattılar. Sanki yavru kuşları anneleri yuvadan uçuşa hazırlar gibi bizi uçuşa hazırladılar. A, B, C brövelerini aldık. Çok zevkli bir aşamaydı. Liseyi bitirince de Ankara’ya geldim, Türkkuşu’na geldim. Oradaki okula girdim. Okulda Havacı Albay Burhan Göksel başımızdaydı. Etimesgut havaalanının bir tarafı askeridir, bir tarafı da sivildir. Sivil tarafında Türkkuşu’ndaydık. Orada iki sene kaldık, bize dersler verdiler” dedi. 

Özer, THK-4 planörüyle ilgili ise, “Biz, binerdik ve rüzgara karşı kanatlarını yere değdirmemeye çalışırdık. Onu dengelerdik. İlk uçtuğum, THK-4'tü. Yavaş yavaş yükselttiler bizi. Bir, iki metre motorlu araçlar tarafından çekiliyorduk. Onlarla başladık” dedi. 

Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “Enteresan bir şey, THK-4'leri biz yapıyorduk. Yani, THK yapıyordu. İmalatını biz yapıyorduk. Harika bir olay tabi bu ve uçak yapmaya da başlamıştık. O dönemde uçaklarla deney uçuşları yapılıyordu ve atölyeler vardı, fabrika gibi çalışıyordu fakat maalesef sonradan o atölyeler Makina Kimya’ya verildi ve uçak yapımı durduruldu. Planör yapımı da durduruldu. Türkiye için, ülke için büyük kayıp bu. O günden bu güne neler yapılırdı belki de. Daha da geliştirilebilirdi. Deneyler yapılabilirdi. TAİ’de daha iyi uçakları şimdi de yapıyoruz o da hoşuma gidiyor ayrıca benim.” 
Özer, planörle ilgili hislerini ise şu sözlerle açıkladı: 
“Planörle uçarken planör ses yapmaz. Bir tek ıslık sesi duyarsınız, kanatların tellerindeki ıslık sesini duyarsınız. Kartal geçer mesela yanınızdan, size hayretle dönüp bakar. Harika bir zevk o tabi.” 

“THK-4'ler gençleri yetiştirmede çok iyi bir vasıta” 

Özer, THK-4'ün yeniden yapımına ilişkin ise “Harika bir olay. THK 4'ler gençleri yetiştirmede çok iyi bir vasıta. Söylediğim o faydalı virüsü gençlerin kanına verecek” dedi. 
Gençlere de seslenen Özer, “Türkiye'nin genç havacılara ihtiyacı var. Güvenli de. Ben yolda giderken daha güvensiz hissediyorum ama havadayken daha güvenlisiniz. O bakımdan da korkmasınlar. Hocalar zaten bilhassa gençlerin üzerine titriyorlar. Havacılık iyi bir şey. Yetişsinler, gitsinler. İyi bir meşgale, iyi bir meslek aynı zamanda, İyi bir heyecan” ifadesini kullandı.