Barzanistan'da yapılan referandum, Ortadoğu'yu şekillendirip yeni devletçikler oluşturmak isteyenlerin zaferiyle noktalandı. Şimdilik referandum sonucu alınan "bağımsızlık" kararının uygulanıp uygulanmayacağı belirsiz. Ancak, yeni çatışmaları tetiklediği kesin. Daha DEAŞ'ın açtığı yaraları kapatamamış olan Kerkük'te PKK baskısı başladı halkın üzerinde. Irak Anayasası'na göre "özerk" olan bölgenin dışına da taşmayı hedefledi bu referandumla Barzani. Ama Peşmergelere değil, PKK'ya emanet etti o bölgeyi.

Türkiye'nin çeşitli yaptırımları dillendirmesini, Beyaz Saray "tehdit" olarak nitelendirdi. Üstü örtülü olarak Türkiye'ye yaptırım uygulamaması telkininde bulundu yani ABD.

Kürtçü şovenist terör çetesi PKK, ABD'nin yanına iliştirdiği bazı Arap aşiretleriyle birlikte kurduğu Suriye Demokratik Güçleri adıyla, DEAŞ'ın elinde tuttuğu yerleri güle oynaya ele geçiriyor. Türkiye'nin konsolosluğunu birkaç saat içerisinde teslim alan DEAŞ, bugün birçok yeri, çatışmadan teslim ediyor PKK'ya.

Sanki terör örgütleri arasında nöbet değişimi yaşanıyor. 

Zaten ABD'nin BOP stratejisi de, "merkezi otoritenin geçersiz kaldığı kaos bölgeleri" oluşturmak değil miydi? Başka türlü ABD bölgede kalabilir mi? Terör olmadan ABD'nin bölgede kalışına ne ABD kamuoyu destek verir, ne dünya kamuoyu...

* * * 

Rus Savunma Bakanlığı 5 gün önce Deyrizor'da DEAŞ'ın denetimi altındaki toprakların tam ortasında yer alan ABD Özel Kuvvetlerine ait bir kampın uydu görüntülerini yayınladı. Bu fotoğraflar ABD ve Kürtçü müttefiklerinin İslamcı görünümlü terör örgütü DEAŞ'la mücadele ettiği iddiasını çürütüyor. Anadolu Ajansı da 17 Haziran'da benzer üslerin varlığından söz etmişti. Rusya'nın uydu görüntüleri, ABD-PKK-DEAŞ arasında bir "saldırmazlık" mutabakatı olduğunun da delili.

Bununla da sınırlı değil dünyanın en büyük terör ihracatçısı ABD'nin Ortadoğu'ya yaydığı virüs.

Ateşin daha geniş bir bölgeye yayılması, halklar arasında daha derin uçurumların oluşması için hazırlıkları var "terör laboratuvarı"nda etnik ve dini maskeli caniler üreten ABD'nin.

Ortadoğu'ya, Pentagon üzerinden yapılan resmi silah transferlerinin dışında "kaçak" yollarla da halkları silahlandırıyor ABD. Bu sütunda, Bulgaristan'dan alınan binlerce tonluk silahın, Romanya üzerinden hangi gemilerle nerelere taşındığını anlatmıştık. Bu silahlardan bir bölümü Halep'te büyük bir depoda ortaya çıktı. Tam 2 yıl yetecek kadar silah ve mühimmat...

Bir Bulgar gazeteci, bir başka yüklü silah transferini ortaya çıkaran belgeler yayınladı. Diplomatik uçuşlarla Suriye ve Irak'ın bir bölümüne yüklü miktarda silah nakletmiş BOP'un aktör ve figüranları...

Alman gazetesi Süddeustche Zeitun da bir başka silah transferini ortaya çıkardı. Ramstein'da (Almanya) yer alan ABD Hava Kuvvetlerinin Avrupa'daki ana karargahından Suriyeli "isyancılara" yönelik bir silah nakli bu. (Burada "isyancı" tanımını kullandığım için yaygarayı basacak olanlara bir uyarı: Eğer oradakiler için "isyancı" tanımı yapılmazsa, Suriye PKK'sı için de yapılamaz, diğer terör örgütleri için de. Duygusal yakınlık gördüğünüz eli silahlı ölüm timlerini "cihatçı" diye kutsallaştırdığınız anda, diğer teröristlere de "gerilla", "özgürlük savaşçısı" gibi cilalı maskeler kazandırdığınızı anlayın artık.)

* * * 

ABD'nin, Almanya'dan transfer ettiği silahlar arasında kaleşnikof, havan topları da var. Silahlar önce ABD donanmasının Hindistan'daki cephaneliğinden ABD Kara Kuvvetlerinin Miesau'daki (Almanya) cephaneliğine nakledilmiş. ABD Özel Kuvvetler Komutanlığı, Alman hükümetinin seçim öncesinde pürüz çıkarması ihtimalini bertaraf etmek için alt taşeron dört şirketten taşınan malların türünü beyan etmemelerini de istemiş. Ramstein Üssü, adam kaçırma ve CIA'nın gizli hapishanelerine transfer yanında, insansız hava araçlarının hedef gözeterek işlediği cinayetlerle de gündeme gelmişti.

Şimdi Alman Başsavcısı, Pentagon ve Merkel hükümetinin bu silah transferinde Alman yasalarını çiğneyip çiğnemediklerini belirlemek için ön soruşturma başlattı. Bakalım sonuç ne çıkacak?

ABD Ordusu'na ait belgelere göre, son dönemde "gizlice" yapılacak silah transferi için Pentagon bir ihale açtı. 500 milyon dolarlık eski Sovyet silahlarının alımı içindi bu ihale ve Ağustos ayında sonuçlandı. Bazı silahların varış noktası Hırvatistan olarak değiştirildi. Alman yasalarıyla uğraşmak yerine, Yugoslavya savaşının ardından "steril" hale getirilen Balkanlar üzerinden, Suriye'de yeni kurulan ABD üslerine transfer edildi 500 milyon dolarlık eski Sovyet silahları.

ABD'nin Suriye PKK'sına göstere göstere yaptığı ağır silah ve zırhlı araç desteğinin dışında "gizlice" bölgeye sokulan 500 milyon dolarlık bir silahtan söz ediyoruz. Neredeyse her eve bir kaleşnikof düşecek kadar çok silahtan...

ABD'nin bölgeye resmi ve gayrı resmi yollardan silah yığması, yeni ve yaygın çatışmaların en açık habercisi. 1991 Körfez Savaşı sırasında uçaklara bindirip uzak diyarlara götürerek eğittiği Kürtler ile, yine Irak'taki hapishanelerde eğittiği sözde cihatçılar aktif görevde olacak yine. Etnik ve dini maske takmış ölüm makineleri yine sivil halkı katledecek, halklar arasına derin yaralar açacak.

"Komplo teorisi" falan demeyin. ABD, yasal yollardan sevk ettiği silahlar varken, gizlice neden Kürtlere 500 milyon dolarlık silah dağıtsın ki? Düğünlerde havaya ateş edilsin diye alınmadı o kadar silah, emin olun...