Türkiye son birkaç aydır seçimle yatıp seçimle kalkıyor...
Seçim bitti ama kavgası henüz bitmedi...
Medyamız ve doğal olarak halkımız seçime odaklandığı için ülkede meydana gelen çok önemli olaylar yeterince konuşulmuyor.
Halkımızın ve yöneticilerin sadece seçime odaklanması, ülkenin diğer önemli sorunlarının yeterince gündeme gelmemesi kötü gidişatı daha da artırıyor.
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde, Atatürk Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Necmeddin Kuyucu, öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. 
Öğrenci ilk ifadesinde, olay anıyla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını söylemiş...
Daha öncesinde de İzmir'de Okul Müdürü Ayhan Kökmen, öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürülmüştü.
Öğrencilerin ve velilerin, öğretmenlere yaptıkları saldırıların sayısı bilinmiyor.
Öğretmenleri önünde saygıyla eğilen, öğretmenini görünce altmış yaşına gelse bile ceketini ilikleyen bir nesilden...
Öğretmenini öldüren bir gençliğe nasıl geldik?
Türkiye'nin artık seçimi bir kenara bırakarak bu meseleye odaklanması ve buna ilişkin çözüm üretmesi gerekir...
Bu olaylar, sıradan adli bir vaka değildir.
Öğrencilerin öğretmenlerini hedef seçmesi, saldırması, öldürmesi eğitim sisteminin düştüğü çıkmazın sonucudur...
Velilerin öğretmenlere saygı duymaması, öğretmenlere saldırması, hakaret etmesi öğretmenlerin itibarlarının sıfırlanmasındandır...
Öğrencilere, öğretmenini sevmesini, saygı duymasını öğretememişsek...
Arkadaşlarını sevmesini, insanlara saygı duymasını nasıl bekleriz...
Evlatlarını emanet ettikleri öğretmenine bile saygı duymayan velilerin, çocuklarına nasıl terbiye vereceklerini varın siz düşünün...
Olay münferittir dersek, sorunu basite indirgemiş oluruz...
Çocuklarımız bizim gözbebeğimiz...
Çocuklarımızı çok iyi eğitmeli, geleceğe hazırlamalıyız.
Çocuklarımızı iyi eğitebilmek için de öncelikle öğretmenlerimize sahip çıkmalı, hak ettikleri değeri vermeli ve hak ettikleri saygıyı göstermeliyiz...
Aksi takdirde öğretmenlerine bile saldıran bir nesle geleceğimizi teslim etmek zorunda kalacağız..

*****

İbretlik sözler

Güney Afrika'da bir üniversitenin giriş kapısında aşağıdaki mesaj yazar:
Herhangi bir ulusun yok edilmesi için atom bombası veya uzun menzilli füzelerin kullanılmasını gerektirmez. Sadece eğitim kalitesini düşürmek ve sınavlarda kopya çekilmesine izin vermek yeterlidir.
Hastalar bu tür doktorların ellerinde ölür.
Binalar bu tür mühendislerin ellerinde çöker.
Para, bu tür ekonomistlerin ve muhasebecilerin elinde kaybolur.
İnsanlık, bu tür din görevlilerinin elinde ölür.
Adalet, bu tür yargıçların elinde kaybolur...
Eğitimin çöküşü milletin çöküşüdür.

***

TEBESSÜM

Şoför

Einstein konferanslarına hep özel şoförüyle giderdi. Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün, şoförü Einstein'a şöyle der:
- Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken, ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum.
Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunur:
- Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar. O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim. Benim yerime sen konuş; ben de arka sırada seni dinlerim.
Şoför, gerçekten çok başarılı bir konuşma yapar ve bütün soruları doğru cevaplar. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta hiç sorulmamış ağır bir fizik sorusu sorar. 
Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye; "Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip" der ve salonun arkasında oturan Einstein'ı işaret ederek devam eder:
- Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz o bile cevaplayacak.

*****

GÜNÜN SÖZÜ
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. 
Hz. Ali (RA)