Futbol aslında bir spor dalı olmasına rağmen, dünya üzerindeki popülaritesi bu spor dalını bir endüstriye dönüştürmüş, ortaya büyük bir pazar çıkmıştır. Futbol asla sadece futbol değildir sözü de buradan beslenmiştir. Bu açıdan değerlendirdiğimizde, evet doğru, futbol sadece futbol değildir. Ama televizyon ekranlarında fular takan bazı sözde entelektüel spor yazarlarının muhabbetlerine bir farklılık katmak için de bu sözü bir edebi kalıba sokup kullandıklarını da söylemek isterim.

Neyse biz konumuza dönelim, Futbol neden asla futbol değildir?

20 Mart Pazartesi günü İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde 2. Futbol zirvesi düzenlendi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN bu zirvede yaptığı konuşmada " Futbol bir direniş aynı zamanda bir meydan okumadır" diye bir mesaj verdi. Son günlerde Avrupa ile yaşanan gerginliğe giden ince bir ayar vardı sanki bu cümlede.

"Afrika çöllerinden, Brezilya gecekondularına kadar dünyanın her yerinde itilip kakılan kenar mahalle çocuklarının kurtuluş umudu olan bir oyundan söz ediyoruz. Bu aynı zamanda bizim çocukluğumuzun da hikayesidir. Mahalle arasında yazın toz toprak, kışın çamur içinde tüm çocuklar için futbol parlak bir geleceğe çıkan yolun adıdır. " diyen Sayın Cumhurbaşkanımız sanki Kasımpaşa'da başlayıp Beştepe'de devam eden bir başarı hikayesini anlatılıyordu.

Taçsız kral Metin Oktay, Lefter ve Baba Hakkı gibi futbol karakterleri üzerinden yetenek, beceri, dürüstlük, tevazu, arkadaşlık hikayeleri ile büyüdük. Bunlar hikayenin gerçek kahramanlarıydı ve biz futbolu bu yüzden sevdik. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözü sporcuların sadece yetenekli olmaları değil, aynı zamanda da ahlaklı ve temiz insanlar olmaları konusunda verdiği öğüdünü "Futbol asla sadece futbol değildir" sözünün içinde aradık.

Madem ülkemizde futbol zirvesi düzenleniyor, 3. zirve için benim de önerilerim olacak. Futbolda kalite üzerine yoğunlaşalım. Kaliteyi yakaladığımızda başarı beraberinde gelecektir. Altyapı, tesisleşme, sistem, sistemi uygulatacak Teknik Direktörler ve uygulayacak futbolcular. Bunun üzerine bir kalite yönetim anlayışı geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Şimdilik bu kadar detay yeter, önümüzdeki sene yapılacak 3. Futbol Zirvesi için ben bir konu başlığı önerdim. Türk Futbolunu yönetenlere duyurulur...

Not: TSE'nin Uluslararası şirketi ICAS'IN ( Uluslararası Uygunluk Değerlendirme Servisi A.Ş ) Futbolda " Kalite Yönetim Sistemi" başlıklı bir çalışma hazırlığı içerisinde olduğunu biliyorum. Önümüzdeki yıl yapılacak futbol zirvesinde bu konu gündeme gelebilir.