Ekmek parası bulamayanların, umut hayal ederek karınlarını doyurmalarını için söylenmiş güzel bir ata sözü var: “Umut fakirin ekmeği.” Sonuna “ Ye Mehmet ye!” diye ekleriz. Kaf dağının arkasında da olsa, bir bekleyişin adıdır umut.

Günümüz şairlerinden Feyzullah Seçkin umudu arıyor:

Esenli yarınlar güne gün ular,

Kolayca durulmaz bulandı sular.

Vurdu umutsuzluk kaçtı uykular,

Umut, hangi dağın ardında gardaş?

Kara yazgı denen nasıl aklanır;

Ne zaman güler de gül kucaklanır?

Söyle gardaş, söyle nerde saklanır;

Umut, hangi dağın ardında gardaş?

Feyzi'yim, yıllardır bulunmaz bende,

Açılmadık yara kalmadı tende.

Gönlümüz olmadı hazda esende,

Umut, hangi dağın ardında gardaş?

Nazar değmesin Feyzullah Seçkin’in her biri 400 sayfayı geçkin iki şiir kitabı birden yayınlandı. Birinin adı “Gönül Pınarı”. Bu kitaptan ileride söz edeceğim. Diğer kitap, değerli edebiyat öğretmenlerinden araştırmacı yazar Hami Karslı’nın takdim yazısıyla çıktı: “Karşıt Taşlar”

Karşıt Taşlar, adından da anlaşılacağı gibi Modern şiirdeki karşılığı ile “satirik“, divan edebiyatındaki karşılığı ile  “Hicviye“ ve halk şirinindeki karşılığı ile taşlamaları içeriyor. Zaten Feyzullah Seçkin de şiirlerini halk şiiri tekniği ile inşa ediyor ve “Feyzi” mahlasını kullanıyor.

Feyzullah Seçkin, 1953’de Şarkışla, Ortaköy’de doğdu. Sivas Kongre Lisesi’nin yazın bölümünde öğrenim gördü. Çocukluğu, babasının arkadaşları olması dolayısıyla, başta Âşık Veysel olmak üzere "Emlek Yöresi Ozanları"nı dinleyerek geçti. Mahlasını, çocukluğunda Âşık Veysel'in adını kısaltarak "Feyzi" diye çağırmasından aldı. Asıl mesleği mimari ressamı olan Feyzullah Seçkin; mesleğiyle ilgili olarak yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli kuruluşlarda çalıştı. Emekli olduktan sonra Ankara’ya yerleşti. Pek çok önemli ödülün sahibi oldu.

 Feyzullah Seçkin, taşlama ve öğütlemelerinde halkı bilinçlendirmeyi, aydınlatmayı, bilgilendirmeyi amaçlıyor. Toplumsal konumunu yükseltme çabasında olan, kimine göre zamane diye adlandırılan insanları da taşladığı görülüyor. Karşıt Taşlar’dan rast gele bir şiir aktarıyorum:

“Yalanı söyler de doğruyu anmaz,

Bulanık sularda aklanan çoktur.

Kiri yasaklayan dine inanmaz,

Attığı çamurda paklanan çoktur.

Demokratım diye gezer boşuna,

Doğruyu söyleyen gitmez hoşuna.

Yalan doğru gelir yal sarhoşuna,

Gerçek karşısında saklanan çoktur.

Adamdan sanırsın görsen boyunu,

Tarihten dem vurur bilmez soyunu.

Fırsat sahnesinde oynar oyunu,

Şerefsiz yaşamda şaklaban çoktur.

Feyzi'yim bellidir onlarda erek,

Nefsini hoş tutar iman diyerek.

Mescit yaptırırlar haram yiyerek,

Şeytanlık peşinde balaban çoktur.”

Feyzullah Seçkin’in taşlamaları, bir kimsenin kusurlarını, gülünç taraflarını alaylı bir dille ortaya koyuyor. Kişilere duydukları hoşnutsuzluğu, yermek istediği kimseleri taşlamalarının okuna hedef tutuyor. Canlarını sıkan adamları, olayları gülerek iğnelemekte, aldırış etmeyenleri de  ustura gibi keskin nüktelerle kanatmakta, daha sonra da mizahın en zehirli  oku sayılan yergilerle yerden yere vurmakta:

“……

Ekmek havalandı yere inmiyor,

Açlığın verdiği acı dinmiyor.

Sağın sadakası içe sinmiyor,

Emekçiden yana sol bulamadık.

Yoksulun bulunmaz parası pulu,

Bir torba kömüre eylerler kulu.

Yorgan şöyle dursun yitirdik çulu,

Elle tutulacak fol bulamadık.

Feyzi'yim kimine sözümüz oktur,

Karnımız açsa da gönlümüz toktur.

Kimsenin malında gözümüz yoktur,

Arsızdan hırsızdan bol bulamadık.

Ozan Feyzi, yalnız kendi canını sıkan olayları değil, benzer durumda olanlara da dokunan bozuk düzeni, rüşveti, israfı, dönekliği, namertliği ağır dille yermiş.

Bunların ettiği kalmaz yanına,

Sorulur hesabı sorulacaktır.

Tutar yakasını okur canına,

Sorulur hesabı sorulacaktır.

Bugün olmuş idi her taraf Hopa,

İsyandaydı herkes hazırdı copa.

Attırsa ne çıkar gençliğe sapa,

Sorulur hesabı sorulacaktır.

Feyzi'yim haksıza olmayan razı,

Hasta öğretmene sıktılar gazi.

Bir gün geldiğinde ülkenin yazı,

Sorulur hesabı sorulacaktır

Karşıt Taşlar’ın takdim yazısını yazan Hami Karslı’nın verdiği bilgiler dikkat çekici: “ Feyzullah Seçkin, Aşık Veysel'in hemşerisidir. Yakından tanıdığım babası ve dedesi de ozandılar. Ancak Feyzullah'ı onlardan ayıran, onun siyasal (politik) yanıdır. Siyasa, yurt işlerini yürütmek için tutulan yoldur, bu konudaki ilkelerdir. Bir başka deyişle "yurt hizmeti" demektir. Bu hizmet yapılırken insan, iyiden, doğrudan, güzelden yana taraf tutar. Bir insanın "ben tarafsızım" demesi onun ilkesiz  olduğunun göstergesidir, “derken Aşık Veysel’e de göndermede bulunuyor.

Feyzullah Seçkin’in 446 sayfalık Karşıt Taşlar’ı ile 422 sayfalık Gönül Pınarı adlı kitapları, Ankara’da Barış Kitabevi tarafından yayınlandı. İsteyenler Zafer Çarşısı Barış Kitabevi, Ankara dışındakiler www.bariskitap.com adresinden temin edebilirler...