Feyzi Halıcı'nın birçok şiiri çeşitli bestekârlar tarağından bestelenmişler. Bunlar arasında buselik makamında Selâhattin İçli'nin "Bir geceden bin geceye sevdâ erişti niceye", Cinuçen Tanrıkorur'un "Güneş gerdanlık boynunda güneş burcundan al geçer," sözleriye başlayan şarkılarını anabiliriz. Ama şüphesiz dillerden düşmeyen "Günaydınım, Nar Çiçeğim"in ayrı bir yeri var. 

Şiir bir Hint efsanesi olan Anarkali'den esin almış: 

Anarkali, halktan bir gence aşık olan Hint prensesidir.. Anarkali'nin babasının askerleri, bu iki genci yakalar.. Ve güzel prensesi, diri diri duvara gömerler. Prensesin gömüldüğü yerde, baharda nar çiçekleri açmaya baslar. 

Zaten Hint dilinde de "Anarkali", nar çiçegi demekmiş.. 

Hint Efsanesi Anarkali, halktan bir gence aşık olan Hint Prensesi'nin adı...

Anarkali'nin babasının askerleri, bu iki genci aşktayken yakalarlar.Ve güzel Anarkali' yi, diri diri duvara gömerler. Prensesin gömüldüğü yerde, her bahar nar çiçekleri açarmış.

Zaten "Anarkali", Hint dilinde nar çiçeği demekmiş.

Türkçe kaynakların aksine efsane yabancı kaynaklarda çok daha farklı aktarılmış. Hem fikir oldukları nokta Anarkali'nin diri diri duvara gömülmüş olması. 

Başka bir anlatıya göre, daha sonradan Jahangir İmparatoru olan Mugar Prensi Salim, genç bir prensken Anarkali isimli bir kıza aşık omuş. Kız dansçı ve asil bir kandan doğmamış. Bu aşk Prensin babası olan Mugal İmparatoru Akbar tarafından yasaklanmış. Anarkali İmparator Akbar'ın emriyle, çarşının içerisindeki bir duvara canlı canlı gömülmüş.  Onun güzelliğini anlatmak için Anarkali ismi ona bağışlanmış. 

Bu efsanenin çiçeği, Fevzi Halıcı' nın ünlü şiirine kaynak, Cinuçen Tanrıkorur'un da udunun tellerinde hayat bulan, Kürdilihicazkar şarkıya dönüşmüş...

Makam : Kürdili-Hicazkâr 
Usul : Nimsofyan
Beste : Cinuçen Tanrıkorur
Güfte : Feyzi Halıcı
Seslendiren : Melihat Gülses

Günaydınım, Nar Çiçeğim, Sevdiğim...

Şavkıması, sana doğru yolların
Sana doğru, denizlerin çağrısı 
Çırıl çırıl ötelerde bir güzel 
Günaydınım, Nar Çiçeğim, Sevdiğim...

Çıkmaz sokaklarda bu minyatür kim? 
Bu göğüs kim, ya bu gözler, bu saçlar? 
Uzak bir özlemde ayak seslerin 
Günaydınım, Nar Çiçeğim, Sevdiğim...

Kırk odanın kırkında da kırk güzel 
Kırk aynada çengi çengi bir güzel 
Çağlar ötesinde bir avuç nota 
Günaydınım, Nar Çiçeğim, Sevdiğim...

Bu yıldızlar doğan günü çağrışır 
Bu gündüzler gözlerini çağrışır 
Ya kimlere verdin avuçlarını 
Günaydınım, Nar Çiçeğim, Sevdiğim...

Vurdum tellerine seni, sazımın 
Sende anahtarı, alın yazımın
Yağmur yağmur serpil yalnızlığıma 
Günaydınım, Nar Çiçeğim, Sevdiğim...

Feyzi Halıcı'nın Halk Müziği tarzında bestelenip TRT'de sık sık okunan "Beni" isimli şiirini de anmadan geçemedik. 
Beni

Ettiler dost nazarında
 Esir göze kaşa beni
 Sorgusuz can pazarında
 Yazdılar en başa beni

 Başım yüce arşa değin
 Gücünüz yeterse eğin
 Meyil vermiş bellemeyin
 Acı pişmiş aşa beni


 Vursa ateş çam dalına
 Demir döner at nalına
 Kızgın hasret mangalına
 Yapmayınız maşa beni


 Yok bu işte sayım suyum
 Gönülce olmalı uyum
 Ben toprağın tohumuyum
 Ekmeyiniz taşa beni

 Kimler düşüme girdiler
 Dal misali devirdiler
 Gam yüküydüm çevirdiler
Gözden akan yaşa beni...

Şiiri yanılmıyorsam Karslı halk ozanlarımızdan Mürsel Sinan bestelemişti: