Adı onlarca kitapta yaşayacak.  Milli Eğitimin, Türk kültürünün ölümsüz bir neferi  olarak her zaman anılacak, eserleriyle yeni nesilleri aydınlatacak. Ama Cağaloğlu sokakları, kütüphaneler, arşivler ufuk tefek, her zaman ağırlığına yakın ağırlıkta yere sürüklenen çantasıyla tın tın dolaşan bedenini göremeyecekler. Ferit Ragıp Tuncor da yok artık. Atom karınca derdim ona. Yorulmak bilmezdi. Bilgisayar gibi bir beyni vardı. Bazen iki  üç ayda bir uğrar, Defne'nin hangi sayısını verip vermediğini söylerdi. Kime hangi sayı gitti, kime ulaşmadı bilirdi.

Adını sanını işitmediğim yazarları, şairleri benden sorardı. Bilemezdim, sıkılırdım. Bir başka karşılaşmamızda sorup da cevap alamadığı kişi ile ilgili bilgileri bulduğunu söyler o bilgileri aktarırdı.

Birkaç yıl önce onunla ilgili bir yazı yazmıştım. Bizim Gazete'de çıktı. Bizim Gazete yaygın bir yayın organı değil. Ben de açıp haber veremiyorum. Sanıyorum bu yazıdan Ferit Ragıp'ın haberi olmadı. Bu satırlardan da olmayacak. Çünkü artık hayatta değil.

Önce size birkaç cümle ile Ferit Ragıp Tuncor'dan söz edeyim. Eğer yakından tanıyorsanız, onun bilgisi, deneyimi, çalışkanlığı, eğitim ve kültür sevdasının yüceliği, bununla birlikte, alçak gönüllülüğü karşısında ezim ezim ezilirsiniz. Cağaloğlu sokaklarında ona rastlamışsınızdır. Yeni Defne dergisini a'dan z'ye kadar o hazırlar, Size dergisine çeşitli adlarla yazılar yazar. Arşivlerde, kütüphanelerde, kimsenin araştırmaya cesaret edemeyeceği konuları araştırırken, derlemeler, çeviriler yaparken hep onu görürsünüz. Ferit Ragıp Tuncor, doksana merdiven dayamış ancak nice genci cebinden çıkaran eğitim ve kültür hayatımızın atom karıncasıdır.

1912 yılında Çanakkale'de doğan Ferit Ragıp, İzmir Öğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra, Aydın ve çevresinde uzun süre öğretmenlik yaptı. Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev aldı. Bu arada Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik bölümünü bitirdi. Bakanlığın Yayınlar Dairesi'nde çalıştı. 1964 yılında Arşiv Kütüphanesi'ni kurdu. Şiir ve yazıları, Yücel, Varlık, Dokuz Eylül, Filiz, Kaynak, Orhun, Çığır, Uyanış gibi gazete ve dergilerde yayımlanıyordu. Benim doğduğum 1948 yılında ilk şiir kitabı "Sevgi Şiirleri" adıyla yayınlanmıştı.

Bir gün bana Haşim Hezihi Okay "Oğlum beni bir inek gibi sağın. Şu beynimdekiler toprak olmasın." demişti. Haşim Nezihi toprak olup gitti. Tanrı uzun ömür versin. Ferit Ragıp Toncor'un pırıl pırıl zekasında bulunanlardan, bilgisinden, deneyimlerinden yararlanmanın yollarını bulmayanlara, yazık ki yazık..

Neredeyse bir asırlık ömründe, en az yaşı kadar kitap yazmış olan Ferid Ragıp Tuncor, yaşıtları binbir hastalıkla evlerinde ah vah çekerken, asırlık birikimiyle daktilosunun başında, sayfa sayfa beyaz kağıtlar dolduruyordu.

96 yaşında vefat eden araştırmacı-çevirmen-yazar ve kütüphaneci Ferit Ragıp Tuncor, Türk yazın ve basın tarihine büyük emekler vermişti. Çocuk hikayeleri ve şiir yazan, Fatma Aliye'nin Udi romanı başta olmak üzere 83 eseri Türkçe'ye kazandırmıştı.

Tuncor'un edebiyatımıza kazandırdığı değerler arasında neler yok ki. Çocuk hikaye ve şiir kitapları, araştırma ve inceleme kitapları, ünlü romanlarımızın günümüz Türkçesine uyarlamaları, Milli Eğitim Bakanlığı yayınları kataloğu, Türk ve Dünya büyükleri kitabı, bilmece kitapları, sevilen romanların piyes uyarlamaları ve daha başkaları.

En bilindik günümüz Türkçe'sine uyarlama roman kitapları arasında, Mehmet Rauf'un Menekşe'si ve Kan Damlası, piyese uyarlamalar arasında da Reşat Nuri Güntekin'in Bir Köy Öğretmeni adlı eserini sayabiliriz.

Ölümünden sonra yapılan açıklamalardan on beş kitabının basılmayı beklediğini öğrenmiştim. Eğer bunlar basılmaz da bir köşede unutulursa kültürümüz adına büyük kayıp olacak.

Tuncor'un gazete arşiv tarama araştırmaları da vardı. Örneğin resmi nitelikli ilk Türk gazetesi olan Takvimi Vakayi'nin tüm sayılarını bir bir taramıştı. Türk edebiyat ve basın tarihinde bilmediği isim yoktu. Kimi derseniz, onunla ilgili bilgileri ya araştırmalarından ya da 10 bin kitaplık kütüphanesinden hemen bulup çıkarırdı.

Bakırköy Basınköy'de oturan Tuncor, çevre okulların çocukları tarafından da tanınır çevresinde hemen bir sevgi halkası oluşurdu.  Çünkü kütüphanesini okul ya da dönem ödevi yapacak olan her çocuğa güler yüzle açardı.

Ferit Ragıp Toncor'un şairlik yönü hep ikinci planda kalmıştı. Oysa o güçlü bir şairdi. Milli duyguları, milli günlerin önemini şiirlerinde yansıtmıştı. Bir zamanlar her okul dergisinde Ferit Ragıp'ın bir şiiri bulunurdu.