Çanakkale'de askerlerimizin kahramanlığını anlatan antolojiler dolusu destan vardır. Ancak yüzlerce destan içinde Mehmet Akif Ersoy'un ki en önde gelir:

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkîf edemez sun'u beşer;

Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
"O benim sun'-u bendî'im, onu çiğnetme!" dedi. 

Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek;
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar...
O rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.

"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

 Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ nâmıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;

Mor bulutlarla  (Ebr-ı nisânı) açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,

Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem; 

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
.....
Ey! Şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

Çanakkale Savaşları, Türk'ün yenilmezliğinin, centilmenliğinin aynasıdır. Bu savaşlarda parlayan Mustafa Kemal, Türk askerinin bağımsızlığı ve namusu söz konusu olunca nasıl ölüme koştuğunu bilmekteydi. Bir buluşmada Mısır Devlet Başkanı Atatürk'e takdirini söylemiş ve demiş ki: 

"Ekselans benim milletimin de  sizin milletiniz gibi hürriyete ve istiklale ihtiyacı var. Bunu nasıl temin edebiliriz? Tıpkı sizin Çanakkale Boğaz Savaşında Düvel-i Muazzama Ordusuna karşı kazandığınız zafer gibi bizim de böyle bir ordu ve stratejiye ihtiyacımız var. Bize bu konuda yardım edebilir misiniz?"  
Mustafa  Kemal'in yanıtı kısa olmuş:
"Vatanı  için şehit olacak bir buçuk milyon Mısırlı genciniz varsa bu işi yapabiliriz. Bunun haricinde olmaz!" 
Mısır Devlet Başkanı: 
-"Maalesef bizim öyle ölecek bir buçuk milyon Mısırlı gencimiz yok." deyince, Mustafa Kemal:
-"O zaman sizin de hürriyet ve istiklale hakkınız olamaz." demiş.
Çanakkale arslanları, yurdumuzun dört bir yanında türkülerde yaşıyor. Siz bakmayınız bu türkülerde "Gençliğim eyvah!" denildiğinde. Şu türküdeki iç çekişe:

Çanakkale içinde vurdular beni / Ölmeden mezara koydular beni /Of gençliğim eyvah. // Çanakkale içinde Aynalı Çarşı / Ana ben gidiyom düşmana karşı /Of gençliğim eyvah. // Çanakkale içinde sıra söğütler / Altında yatıyor arslan yiğitler / Of gençliğim eyvah. //..."

250 bin memleket evlâdının şehit düştüğü, bir o kadarının da gâzi olarak döndüğü Çanakkale savaşları ile her Türk çocuğunun onur duyması gerektir. Türk askeri, devleti ve ulusu uğruna canını-kanını esirgemeyen üstünde yaşadığımız toprakları vatan yapan Peygamber'in ve tarihin övdüğü "bir güzel askerdir" Çünkü, Mithat Cemal Kuntay'ın dediği gibi "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır."