İstanbul, hiç bu kadar "taşı toprağı altın" olmamıştı. Hiç bir zaman da bu kadar "yağmalanıp" vahşi bir yapılaşma yaşamamıştı. Öyle ki; neredeyse mezarlıklara bile rezidans dikilecek. "Zaman" derken, sizin aklınıza hemen "AK Parti dönemini kastediyor" diye gelecek ama yanılıyorsunuz. Bu işin AK Parti'si, CHP'si yok. 

En net örneği Esenyurt üzerinden verelim.

Daha önce Gürbüz Çapan'ın belediye başkanlığı yaptığı Esenyurt'tu 2004 yılından bugüne AK Parti'li Necmi Kadıoğlu yönetti. Kadıoğlu'nun metal doygunluğundan zorunlu emekli edilmesinin ardından koltuğa oturan Ali Murat Alatepe, daha o dönemin belediyedeki "kliklerini" bile temizlemeyi başaramadı. Kadıoğlu, öyle bir örgü oluşturdu ki Esenyurt'ta, kendisine yakın olup da parmağını yalamayan, birkaç kavanoz balı da köşeye koymayan kalmadı. 

İmar Kanunu'nun 18'inci maddesi, Çapan döneminde de Kadıoğlu döneminde de vahşice uygulandı Esenyurt'ta. Pratisyen hekim Çapan ve kardeşleri, müthiş başarılı işadamları olma potansiyeli taşıyorlarmış meğerse, boşuna Belediye Başkanlığı ile zaman harcamışlar. Çapanlar, seçimi kaybettikten sonra daha bir yatırımcı, girişimci ve başarılı iş insanı oldu.

* * * 

Esenyurt, Kadıoğlu döneminde müteahhit akınına uğradı. "Maketten satış" bu şirketlerin en büyük sermayesiydi. Arsa bedavadan biraz pahalıcaydı. Hazineye, belediyeye ait vatandaşa ait olsa da, sen temeli atıyordun. Gösterişli bir temel atma töreni düzenliyordun. Hatta bazılarına Necmi Kadıoğlu da geliyor, kurdaleyi kesiyordu.
İnşaat firmaları Esenyurt'ta yapıyor, "Beylikdüzü" diyerek satıyordu peynir ekmek gibi konutları. Çünkü, Beylikdüzü'nden hayli ucuza satıyorlardı Maliyet 60 bin lira, satış rakamı 200 bin lira. Güzel kâr, bölüşüp kârdan zarar etmenin de zararı yok...

Ama bazıları "makette" bıraktı projeyi. Binlerce vatandaş, kendisine "siyasetin desteğini almış" görüntüsü veren müteahhitlere kanarak makete bakıp konut aldı. Bunların bazıları, temeli atıp bıraktı. Bazıları da, "Belediyenin bize verdiği söz yerine gelmedi" diyerek kenara çekildi. Belediyenin verdiği inşaat ruhsatı, İBB'nin bölgeye koyduğu sınırı çok çok aşıyordu çünkü. Kadıoğlu'nun yaptığı "vahşi imar planı", İBB'den, yani AK Parti'li İmar Komisyonu'ndan dönmüştü. Kadir abi de Kadıoğlu'na destek çıkmamıştı...
Kısaca, hem Kadıoğlu'nun "istediğim planı yapar, size ruhsat veririm" anlayışı, hem inşaat şirketlerinin Kadıoğlu'na güvenmesi nedeniyle planlar iptal edilince kaç tane şirket battı. Vatandaş da... Ev sahibi olmak isterken dert sahibi oldu binlerce kişi.

* * *
Geçtiğimiz hafta, arkadaşımız Sibel Gülersöyler işte o mağduriyet hikayelerinden biriyle ilgili çok güzel bir habere imza attı. Esenyurt'ta maketten satış yapan, ardından şirket değiştirip temelini attığı tek projeyi de başka şirketlere devreden, yüzlerce vatandaşın canını yakan Osmanlı İnşaat Yapı'nın sahibi Osman Nuri Bakırcı'ydı haberin konusu.

Bakırcı'nın mağdur ettiklerinin bugün Bakırköy Adliyesi'nde bir duruşması daha var. Onu da izleyeceğiz.
Mağdurlar ortada, haklarını arıyorlar, konutlarını ya da paralarını istiyorlar. Ama aynı zamanda "siyasi iradenin" de kendilerine sahip çıkmasını bekliyorlar. Çünkü yıllarca Esenyurt'ta "maketten konut satan" tiplerin tezgâh kurmalarına göz yuman "siyasi iradenin Esenyurt temsilcisi" idi...

Osman Nuri Bakırcı, açılan davaların bir bölümünden mahkûm oldu. "Nitelikli dolandırıcılık" suçunu işlediği gerekçesiyle mahkeme Bakırcı'ya toplamda 44 yıl hapis cezası verdiği ve hakkında yakalama kararı çıkarıldığı haberlere konu oldu. Yani, iddiaya göre Osman Nuri Bakırcı şu anda aranıyor.
* * *

Ama aynı Osman Nuri Bakırcı, Konya'da "işadamı" olarak devlet ricalinden isimlerle muhatap oluyor, ülkeyi yöneten siyasi iradenin temsilcileriyle el ele, kol kola fotoğraflar çektiriyor. Hatta, Seydişehir'de güreş ağası seçiliyor, protokolde ilçenin en üst düzey isimleriyle yanyana oturuyor. 

"Osman Nuri Bakırcı, Seydişehir'e termal tesis yatırımı yapacak" diye haberlere konu oluyor. Hatta Osman Nuri Bakırcı, yerel basına açıklama yaparak "Hürriyet gazetesini mahkemeye vereceğim ve alacağım tazminatla kütüphane yaptıracağım" diyor. 

Fakat, Bakırcı İstanbul'da hakkında açılan davaların hiç birisine katılmıyor. Mağdurlar evlerini ya da paralarını kurtarmak için çırpınıp duruyor. Bakırcı'yla birlikte, ona göz yuman, çanak tutan, halen koruyan, kollayan kim varsa her gün beddua alıyor. Mazlumun ahı dinmiyor...

Osman Nuri Bakırcı, mağduriyetin sebebinin Esenyurt ilçesinde yaşanan 'imar sorunu' olduğunu öne sürüyor. Biraz daha açmasını isteyince, dost ortamında "Necmi Kadıoğlu'nun söz verdiği ve ilçe belediyesinden geçmesini sağladığı imar planları, Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edilince mahfolduk" diye anlatıyor. 
Bakırcı, teslim etmeleri gereken konutlardan bin 100'ünün ruhsatının yenilendiğini, 800 konutun da imar affı kapsamına girdiğini kaydetti. 

AK Parti'nin seçim öncesi çıkardığı İmar Affı, Esenyurt'ta kaçak yapılan ve belediyenin de yıkmadığı konutları kurtarıyor. Ama maket mağdurlarına hiç bir faydası yok.
Keşke, Necmi Kadıoğlu yarın Bakırköy Adliyesi'ne gelip Osmanlı İnşaat Yapı mağdurlarıyla omuz omuza verse ve "Rabbim ve milletim beni affetsin" diyebilse...

a