Tarih. Coğrafya ve kültürün sarmalında çağlar ötesinde günümüze gelen Erzurum’u nasıl özetleyebilirim:

Erzurum’un ilçe ve köyleri ile birlikte nüfusu 650 bini geçiyor. İl merkezinin nüfusu 400 bine yaklaşmakta. Deniz seviyesinden 1950 metre yukarıda kurulmuş. Üzerindeki kayak tesislerinden Erzurum’u kuş bakışı seyrettiğimiz Palandöken dağının yüksekliği 3125 metre.

Erzurum, Doğu Anadolu'nun en büyük ili. M.Ö. 4900 yıllarında kurulduğu tahmin ediliyor. Kuzeyinde Dumlu, güneyinde yukarıda sözünü ettiğim Palandöken dağları ile çevrilmiş. Kuzeyinde Rize ve Artvin, kuzeydoğusunda Ardahan, batısında Bayburt ve Erzincan, doğusunda Kars ve Ağrı, güneyinde Bingöl ve Muş illeri bulunuyor.

Huriler, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Sasaniler, Romalılar, Araplar ve Bizanslılar dönemini yaşayan Erzurum, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türklerin egemenliğine geçti. Saltukoğullarının başkenti oldu. Selçuklular ve İlhanlılar döneminde bayındır olmaya başladı.

Erzurum 1514 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı döneminin günümüzde yaşayan eserler Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmaya başladı.

Erzurum Osmanlılar döneminde askeri, kültürel, sosyal ve ekonomik bir merkez durumuna geldi. Birçok han, hamam, köprü, bedesten yapıldı. Ruslar, birkaç kez bütün doğu Anadolu’yu ve Erzurum’u işgal etti. 1820 yılından itibaren kentin belirli yerlerinde savunma amacıyla tabyalar yapıldı.

Bu ayın ilk haftası içinde Sivas Kongresi’nden söz ederken Erzurum’dan da söz ettik.

Mustafa Kemal Paşa Samsun'dan yola çıkıp 3 Temmuz 1919 'da Erzurum'a gelerek tarihi Erzurum Kongresi'ni 23 Temmuz 1919’da toplamıştı. Bu kongreyle birlikte milli birlik, mücadele ve bağımsızlık hareketinin temelleri atılmıştı.

TARİHİ ESERLERDEN BAZILARI

Çifte Minareli Medrese, Erzurum'un sembolü haline gelen eserlerinden birisi… Kitabesi olmadığından, yapılış tarihi kesin olarak bilinmiyor.  Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun tarafından yaptırıldığı sanıldığı için Hatuniye Medresesi olarak da bilinmekte. Medresenin 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilmekte. Çifte Minareli Medrese, açık avlulu medreselerin Anadolu'da en büyük örneği denilebilir.

Medrese, Osmanlı döneminde bir süre Tophane, daha sonra kışla olarak kullanılmış. 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak hizmet verdi. İki katlı, dört eyvanlı, zemin katta 19, birinci katta 18 oda bulunuyor.

Üç Kümbetler, Sultan Melik Mahallesi'nde bulunan ve bugün ortadan kalkmış olan mezarlığın içerisinde yer alan Anadolu'daki mezar anıtlarının en güzel örneklerinden sayılabilir.

12. yüzyılın sonlarına doğru yapıldığı sanılan üç kümbetten en büyüğünün Emir Saltuk'a ait olduğu biliniyor. 14. Yüzyılda yapıldığı düşünülen kümbetlerin kime ait oldukları bilinmiyor.

Erzurum Saat Kulesi, kitabesinden öğrenildiğine göre Saltuklu hükümdarı Emir Muzaffer Gazi zamanında iç Kale Camisi'ne minare olarak yaptırılmış. İç Kale Camisi'nin duvarına bitişik olan bu minare Ortaçağlarda gözetleme kulesi olarak kullanılmış sonra saat kulesine çevrilmiş.

Saat Kulesi, Tepsi Minare veya kule olarak da biliniyor. Kare taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve kırmızı tuğladan yapılmış olan kulesinin yüksekliği yaklaşık 21 metre… Kulenin üzerinde sonradan eklenen ve saatin yerleştirildiği ahşap bir bölüm bulunuyor.. Kırım Savaşı sırasında (1853-1856) Rusların kuledeki saati söküp götürmelerinin ardından 187l'de İngiltere’de yapılan bugünkü saat hediye edilmiş.

ULU CAMİİ

Erzurum’un en eski camilerinden olan Ulu Cami, Cumhuriyet Caddesi üzerinde, Çifte Minareli Medresenin de yanında bulunuyor.  Saltuklulara Atabey ismi yakıştırıldığından ötürü bu camiye Atabey Camisi de deniliyor. Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından 1179 yılında yaptırılmış. Onarımlar sırasında özgün durumunu kaybetmiş. Erzurum’a 1640 yılında gelen Evliya Çelebi bu caminin toprak damlı olduğunu ve içerisinde de 200 çam direk bulunduğunu yazmış..

Caminin beş kapısı var. Sağ tarafında tuğladan yuvarlak gövdeli tek şerefeli minare bulunuyor. Minareye cami içerisinden çıkılıyor. Şerefeden yukarısı yıkılmış.

Erzurum’da İç kale 5. yüzyılda, Roma İmparatoru Theodosius tarafından, yaklaşık 2000 m. yüksekliğinde bir tepe üzerine yaptırılmış. İçerisinde bulunan Kale Mescidi ve saat kulesi, Türk mimarlığının ilk örneklerinden sayılıyor. İç kale günümüze kadar sağlam kalmış olsa da, şehri çevreleyen dış kale surları tamamen yıkılmış. Bugün yerlerinde bulunmayan 7 kapının, Tebriz Kapı, Erzincan Kapı, Gürcü Kapı, Kars Kapısı, İstanbul Kapı, Kavak Kapı ve Yeni Kapı adlarını taşıdıkları biliniyor.