Elma barışın, bolluğun, bereketin ve paranın işaretçisi...  Rüyada elma görmek her işte şansınızın sizinle beraber olduğunu ifade eder.  Masa üzerinde elma görenlere, çevrenizden saygı göreceksiniz, derler. Ağaçta elma görmek, yakın zamanda güzel bir haber alacağınız anlamındadır. Elma yeşil, ham, ya da çürükse, arzularınızın gerçek olmayacağına yorumlanır.

Rüyada dut ağacı görmek Hedef ve beklenti anlamlarını simgeliyor. Dut ağacı dikmek, Dut ağacı diktiğini görmek Beklenmedik güzel bir olaya işaret ediyormuş.

Dut meyvesinden hazırlanan şurup gargara halinde ağız ve boğaz hastalıklarına, pamukçuğa karşı kullanılıyor. Beyaz dut yapraklarının idrar söktürdüğü biliniyor.

Ne güzeldir şu  Azerbaycan türküsü:

"Dut ağacı boyunca

Dut yemedim doyunca"

Bir manimiz var: "Armut kırda çok imiş / Yiyen içen tok imiş / Sevdiğine varana / Sorgu sual yok imiş."    

Bir de deyimimiz var. "Armut piş ağzıma düş" Emek harcamadan bir işin olmasını beklemek ya da her işin kendiliğinden hazır olup ayağına gelmesini beklemek durumlarını anlatıyor. Asalak yaşamayı alışkanlık haline getirenlere ""Ben çalışıp kazanıp sana vereceğim. Oh ne güzel! Armut piş, ağzıma düş!" derler.

Bu kadar sözün ardından bir türkü mırıldanmanız zamanı gelmedi mi?

"Armudu taşlıyalım

Altında kışlıyalım"

Size "Sarı sarı içinde / Sarı zarfın içinde / On iki birlik kardeş, / Birbirinin içinde" desem ne dersiniz?

Portakal dersiniz biliyorum. Peki şöyle sorsam: "Sarıdır ayva gibi / Suludur elma gibi"  Bunda bilmeyecek ne var portakal.

Araştırmacılar, portakalda kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddelerin bulunduğunu söylüyorlar. Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor. 

Portakal manilerimizde yer almış. Biri şöyle : " Portakalın dilimi, / Uçurdum bülbülümü / Sol yanım yastık ister / Sağ yanım sevdiğimi"

Türkülerimizde de portakaldan söz edilmiş. Silifke yöresinin türküsü şöyle başlıyor:

"Portakalım tekerlendi

Yedik sıra şekerlendi"

Ayva için "Sarı kız sarkıp durur / Düşerim diye korkup durur, " demiş atalarımız.  "Nasrettin Hoca'nın evli iki kızı varmış. Bir gün bunlar babalarını ziyarete gelmişler. Hoca, kızlarına:

 "Geçiminiz nasıldır," diye sormuş.

Kızların birisinin kocası çömlekçi, ötekininki çiftçiymiş. Kocası çömlekçi olan demiş ki:

 "Kocam, çok testi, çömlek, küp yaptı, kurumaya bıraktı. Yağmur yağmazsa bana esvap alacak."  Öteki de:

 "Kocam çok ekin ekti, yağmur yağarsa beni Hacc'a götürecek," demiş. Bunun üzerine Hoca:

 "İkinizden biri ayvayı yiyecek; amma hanginiz belli değil," demiş.

Ayva yerken yutmakta zaman zaman karşılaşılan zorluk nedeniyle 'Ayvayı yemek' deyimi  her ne kadar olumsuz anlamda kullanılsa da gerçek hayatta  ayva yemenin pek çok yararları var:

Karnı yağlanıp şişmanlamış olanlara ayva göbekli denir.

Manilerimizde ayva sıkça yer almakta. İşte biri: "Dumana bak dumana/ Ayva gömdüm samana / Senen dinsiz oğlunu /- Ben getirdim imana"

Bir Neşet Ertaş türküsü şöyle:

"Ayva turunç narım var."

Kuran-ı Kerim'de üzümden sıkça söz ediliyor. Yüce Yaratan'ın birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler kıldığı anlatılıyor. Kehf suresinin 32. Ayetinde, "Onlara iki adamın örneğini ver; onlardan birine iki üzüm bağı verdik ve ikisini hurmalıklarla donattık, ikisinin arasında da ekinler bitirmiştik" denilmekte. Yasin Suresinin 34. Ayetinde "Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık" sözleri yer almakta. Birçok ayette, rabbin, hurmalıklardan, asma bağlarından, bahçeler geliştirdiği ve içlerinde çok sayıda yemişler olduğu" belirtilmekte. Folklorumuz içinde yer alan meyveler arasında üzümün ayrıcalıklı yeri bulunmakta. Bir atasözümüzde, "Üzüm üzüme baka baka kararır" denilmekte.

İnsan yoksulluğun psikolojik travmasını bundan daha güzel anlatabilir mi?

"Tevekte üzüm kara

Salkımı düzüm kara

Ben o yâre gidemiyom

Elim boş yüzüm kara "

Atalarımız, analarımız bacılarımız üzüm için "Anası eğri büğrü / Babası Deli Hasan / Kendi kızından güzel"  demişler. Üzümle ilgili çocuk oyunlarının sonunda söylenen tekerlemede:  "Ayağımın altında ne var? / Üzüm.../ Herkes evine düzüm düzüm..."  deniliyor. Üzümle, asmayla ilgili manilerimiz var:

"Asma sende üzüm var, /  Üzümünde sözüm var. / Bir evde iki güzel, / Büyüğünde gözüm var."

"Asmada üzüm kaldı, / Yemedim gözüm kaldı, / Ağla gözlerim ağla, / Gurbette kızım kaldı."

"Asmadan üzüm aldım,  / Duvardan sazın aldım,  / Verin benim yarimi, / Anamdan izin aldım"

Bir bilmecemiz de şöyle:  "İlik ilik ilmeli / İlik gözü düğmeli / Ya bunu bilmeli /Ya kırk koyun vermeli"