"Faiz ne kadar düşük olursa enflasyon da o kadar düşük olur. Sebep netice ilişkisine baktığımız zaman faiz sebep enflasyon neticedir. Faizi aşağı çektiğimiz anda bütün maliyet girdileri aşağı inecektir. Tabii ki Merkez Bankası'nın bağımsızlığı söz konusu. TCMB bağımsız diye yürütmenin başının sinyallerini bir kenara koymaz. Şu anda Merkez Bankası ile bir ilişkimiz var, bundan sonra da aynı istikamette devam edecek. Ülke yönetiminde yeni değiliz, görevi yeni devralmıyoruz ki; 16 yıldır ülkeyi aralıksız yönetiyoruz."

Yukarıdaki sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait. Erdoğan, bugüne kadar Dolardaki yükselişi Merkez Bankası'nın tutumuna bağlamış ve "Merkez Bankası faizi indirmedikçe, Dolar yükselişe devam eder" demişti.

Bu kadar mı? Hayır, Erdoğan, faiz artırımlarına her zaman itiraz etmiştir.

Erdoğan, bir yurt dışı ziyareti öncesi Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ile toplantı yaptığını, toplantıda Zeybekci'nin de olduğunu ancak seyahate çıktıktan sonra Merkez'in faiz artırmasından şikâyet etmiş ve "Benim arkamdan iş çevirdiler. Ekonomi konusunda bazı arkadaşlarımızın açıklamaları çok yanlış" demişti.

Dikkat edilecek olursa Ekonomiden sorumlu Mehmet Şimşek'i sert sözlerle eleştirdiği ve bu konuda aralarının da açık olduğu basına yansımıştı.

Geçtiğimiz gün, Dolar neredeyse 5 lirayı görecekti. Merkez Bankası yönetim kadrosu toplandı ve Erdoğan'ın tam aksine faizi 300 baz puan artırarak Dolara fren yağmayı hedefledi.

Ancak, bu önlemlerin de tutmadığını görmekteyiz. Özetle, ortada bir yanlışlık var ama, hala bu yanlışlık üzerinde sanki ısrar ediliyor gibi geliyor bize.

Ekonomi kurmaylarının Merkez Bankası'nın faiz artırımı uygun buldukları için bu konuda Erdoğan'ı da ikna ettiklerini sanıyoruz.

Ancak, bu kararla 15-20 kuruş düşüşe geçen Dolar, ertesi günü yeniden şaha kalktı.

Demek ki, ekonomi yönetiminde eksiklikler ve sıkıntılar devam ediyor.

Ekonomistler, Dolar'daki yükselişin nedenlerini açıklıyorlar. Biz de bu açıklamalarda bazılarını sizlere yansıtmıştık.

Şimdi de AK Parti'nin ittifak ortağı MHP'den Dolar'ın artışı ile ilgili uyarıcı bir açıklama geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Sefer Aycan ile Kahramanmaraş milletvekili adayı Fatih Mehmet Ceyhan, partisinin Dulkadiroğlu İlçe Teşkilatı'nın verdiği iftar yemeğine katıldı. Aycan, ekonomi ile ilgili bir soruya yanıt verirken aynen şunları söyledi:

 "Bir takım yanlışlıklar var tabii ki. Yani hükümetin de yanlışlar yaptığını kabul etmek lazım ben o görüşteyim. Evet dış baskılar var, dış etkiler var. Dolar, dünya piyasalarında değer kazanıyor. ABD'nin para politikası değişti. Doları çekiyor ve faiz oranlarını yükseltti. Genel anlamda tabi bu doların dünyada değer kazanmasına sebep oldu ama bizim de yanlışlarımız var. Söylüyorum, Sayın Cumhurbaşkanını eleştirmek için söylemiyorum ama para politikalarına müdahale ediyor. Bence etmese daha iyi olur. Merkez Bankası'nın para politikalarına karışmamak lazım. Bir de sıkıntılar var tabi güven ortamı etkileniyor, transferlerde sorun var, cari açık büyüdü, yatırım yok. Hatta tersine yerli sermaye kaçıyor. Ekonomik sıkıntılar var kabul ediyorum. Ama bizim burada söylediklerimiz kendi politikalarımız, icra makamında hükümet var. Ama bizim her söylediğimizi de yapmıyor mesela. Af konusunda mesela söylediğimizi yapmadı ters de düştük aslında."

Analistlerin ortak görüşünü de yansıtalım:

"Kurda belirgin iyileşme olmazsa, enflasyon önümüzdeki aylarda yüzde 14 seviyesine, çekirdek enflasyon da yüzde 15 seviyesine ulaşabilir. Enflasyon görünümünde kısa vadeye yönelik bozulma beklentisi ve büyüme odaklı mali politikaların enflasyon ve cari açık risklerini artırması ile kurdaki olumlu tepkinin sınırlı kalabileceği ihtimali artıyor. Enflasyon, cari açık görünümü kötü ve mali politikalar büyümeyi desteklediği sürece faiz artırımlarının çok etkili olmadığını görebiliriz. Bugüne baktığımızda yüksek döviz borçları nedeniyle şirketlerin döviz talebi devam ediyor olabilir. Bireysel yatırımcının döviz mevduatı da son dönemde belirgin düşüş göstermişti, kurlar yükseldikçe kar realizasyonuna gitmişlerdi. Onlar da dövizlerini geri alıyor olabilir."

Merkezi Londra'da bulunan Oxford Economics'in Ekonomisti Adam Slater de konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, gelişen piyasalara ilişkin risk algısının son haftalarda kötüleştiğini belirterek, "Bize göre bu, ABD dolarının güç kazanması, artan faiz oranları ve küresel büyümeye ilişkin güvenin azalması gibi faktörlerin birleşimden kaynaklandı. Şu anda küresel büyüme görüşümüzün oldukça pozitif olmasından dolayı risk iştahının daha fazla kötüleşeceğini düşünmüyoruz. ABD'nin geniş bütçe ve cari açığı nedeniyle doların çok daha fazla güçlenebileceğini düşünmüyoruz" açıklamasında bulundu.