Eğitimdeki sorunlar maalesef artarak devam ediyor. 

Eğitimi, sadece diploma vermek olarak gören anlayışı yıkamadık.

Aslında, eğitime, araştırmaya çok önem veriyoruz gibi yapıyoruz ama özünde umursamıyoruz...

Sorun ilkokuldan itibaren başlıyor...

Önce düz yazı vardı, sonra el yazısı zorunlu tutuldu. Şimdi ise siz bildiğinizi yapın dercesine serbestlik tanındı...

Müfredat her yıl değişiyor... Eskiden bizim kullandığımız kitabı, birkaç yıl sonra kardeşimiz de kullanırdı. Hatta bir kuşak sonra bile kullanabiliyorduk. 

Şimdi geçen yıl kullanılan kitaplar çöpe gidiyor... Her şey sil baştan...

Kitapların içeriği çok karışık... Konu anlatımları açık ve net değil. Ne anlatılmak istendiğini, bulmaca çözer gibi bulmak gerekiyor.

Kitaplardaki birçok bilgi yanlış... Birçoğu gereksiz. Gerekli olan birçok bilgi de kitaplarda yok...

Aynı sorunlar ortaokul ve lise kitapları için de geçerli...

Çocuklar okulda yeterli eğitim alamıyor. Eğitimden anladığımız tek şey, not... Öğrencinin notu yüksekse her şey güzel, düşükse her şey kötü... Çünkü tamamen nota odaklı bir eğitim modeli geliştirdik.

Üstüne bir de sınav yarışı eklenince, eğitim ve öğretimi tamamen unuttuk.

Çocuklarımız da bizim gibi günü kurtarma telaşına düştü...

Sonuçta ezberci, araştırmayan, düşünmeyen, üretmeyen bir nesil yetişmeye başladı.

Bu durum onların kabahati değil, hepimizin çabasıyla ortaya çıkan sonuçtur.

Eğitim sistemi ile sık sık oynanması, müfredatın çok sık değişmesi...

Eğitimde kaliteden çok sayıya önem verilmesi, başarısızlığı daha da körüklüyor.

Hâlâ üniversite sayısı ile üniversite mezunlarının çokluğu ile övünüyoruz...

Üniversitelerimiz, okullarımız gerçekten başarısızlıkta dibe vurdu... 

Çok okul, çok üniversite tabii ki gerekli ve şart...

Ancak şunu unutmamalı ki, eğitimde kaliteyi yakalayamazsak, okul ve üniversite sayısını artırmakla hiçbir yere varamayız.
 
****
Anneden unutulmaz ders

Tıp konusunda çok yeni ve önemli buluşları olan Stephen Glenn'in başarıya götüren hikâyesi çok ilginçtir.

Bir gazete muhabiri, röportaj yaparken kendisine, ortalama bir insandan nasıl olup da daha farklı ve yaratıcı bir insan olduğunu sorar. Kendisini diğerlerinden ayıran özellik neydi?

Bilim adamı bu soruyu "İki yaşındayken annesi ile yaşadığı bir deneyim nedeniyle" diye cevaplar.

Bilim adamı, çocukluğunda buzdolabından süt şişesini çıkarmaya çalışırken, şişe elinden kayıp yere düşer ve ortalık süt gölüne döner.

Annesi mutfağa geldiğinde, ona bağırmak, söylenmek ya da cezalandırmak yerine, "Oğlum, ne kadar güzel bir hata yaptın! Daha önce bu kadar büyük bir süt gölü görmemiştim. Evet, olan olmuş. Şimdi birlikte burayı temizlemeden önce biraz yerdeki sütle oynamak ister misin?" der.

O da eğilip, oynamış yere dökülen sütle. Birkaç dakika sonra annesi, "Oğlum, bu tür bir şey yaptığında, bunu senin temizlemen ve her şeyi eski haline getirmen gerektiğini biliyor musun? Bunu nasıl yapmak istersin? Bir sünger mi kullanalım, bir havlu ya da bir bez mi? Hangisini istersin?" der. Stephen süngeri seçmiş ve birlikte yere dökülen sütü temizlemişler.

Daha sonra annesi, "Biliyor musun, burada yaşadığımız olay, senin iki minik elinle bir süt şişesini taşıyamadığın kötü bir deneyimdi. Şimdi arka bahçeye çıkalım ve şişeyi suyla doldurup, senin dolu bir şişeyi düşürmeden taşımanı sağlayalım" der.

Küçük çocuk şişeyi boğazından iki eliyle tutarsa düşürmeden taşıyabileceğini öğrenir. Ne güzel bir ders!

Bu ünlü bilim adamı daha sonra, bir hata yaptığı zaman bundan korkmaması gerektiğini öğrenir. Yapılan hataların yeni bir şeyler öğrenmek için çok güzel fırsatlar olduğunu anlar.

İşte bilimsel araştırmalardaki deneyler de bu temele dayanır zaten. Bir deney başarısız olsa bile, o deneyden çok değerli bilgiler elde edilir. Bütün anne babalar çocuklarına, annesinin Stephen'e davrandığı gibi davransa çok daha iyi olmaz mı?

***

TEBESSÜM

Taze yumurta

Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfik'e göstererek fikrini sorar:

Neyzen Tevfik, beğenmediğini ifade edince, adam:

- İyi ama siz hiç roman yazmadınız ki!

Neyzen Tevfik şu cevabı verir:

- Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bugüne kadar hiç yumurtlamadım.

****

GÜNÜN SÖZÜ

Sürekli güçlünün yanında yer almak adamı yalaka, dalkavuk yapar. Çünkü güç dengeleri sürekli değişir.

Uğur Mumcu