Türk halk şiirinde gurbet, hasret ve sıla şiirleri, turnalar ve dağlarla bütünlük gösterir.

Bir atasözümüz "Gurbette taşa yaslanmayan evindeki halının kıymetini bilemez." diyor. Bir başkası "Gurbet adamı terbiye eder" derken bir diğeri de. "Gurbette övünmek hamamda türkü çağırmaya benzer" şeklinde.
En kısa ve özlü olanı da "Gurbet adı bed" diye söylenmekte.

Dağlar zalimdir. Dağlar dert ortağıdır. Karlıdır, boranlıdır. Ama dağlar bizim dağlarımızdır. Yurdumuz dağlarının üzerinde türkülerimizle bir dolaşabilsek:
Gurbetçi sılasına ulaşması için dağların eğilip yol vermesi gereklidir. Sılada bekleyenlerde aynı dilek içindedir:

Cepheye gitmiş Anadolu delikanlısı dağlarla söyleşiyor:

Eğil dağlar eğil üstünden aşam
Yeni talim çıkmış varam alışam
Ölmeden yârime bir dahi kavuşam
Aldılar yari elimden uyan uyansın
Buna taştan yürek ister nasıl dayansın

Tüfengim kayada asılı kaldı
Esvabım sandıkta basılı kaldı
Nişanlım orada mahzun mu kaldı
Aldılar yâri elimden uyan uyansın
Buna taştan yürek ister nasıl dayansın

Kocasını gurbete göndermiş bir kadının, sılada gurbet yolu beklerken kendi kendine havalandırdığı yüzlerce kıta ağıtın bir kaç kıtasına bir bakalım:

Ağamın giydiği ketenden gömlek
Dünyada yoğ imiş öksüze gülmek
Bize yaramadı gurbet beklemek
Bir dahi güvenmem yârim var deyi
Gelirse yollamam hasret zor deyi

Posta yollarını dolanıyorum
Yitirdim yarimi aranıyorum
Ağam sağlığına güveniyorum
Sağ olanlar gelir bir gün evine
Yakışmaz gurbetlik taze geline

Ağam sen gideli yedi yıl oldu
Diktiğin dikmeler meyveye geldi
Seninle gidenler sılacı oldu
Tez gel ağam tez gel olma muhannet
Gurbeti icat eden görmesin cennet

Bir Hatay türküsünde "Şu karşı dağda kar var duman yok, / Benim sevdiceğimde din var iman yok" denilirken Kütahya yörelerinin bir türküsü yürekleri sızlatıyor: "Kar mı yağdı Kütahya'nın dağına
Ateş düştü ciğerimin bağına." Doğu bölgelerimizin bir türküsünde;

"Ağrı dağından aştım
Çayır çimene düştüm
Ne belalı başım var
Vefasız yare düştüm... " mısralarına rastlanırken, bir uzun havada; "Erzurum dağları kar ile boran / Aldı yüreğimi dert ile verem" haykırışını dinliyor ve Trabzon türküsünde de

"Ah dağlar serin dağlar
Kuzular meler ağlar
Dost aklıma gelende
Yanar yüreğim sızlar." diye dertleşmeye tanık oluyoruz.

Karadeniz'den Akdeniz'e geçiyoruz. Bir Adana türküsünde Âşık soruyor:

"Hasan Dağı Hasan Dağı
Senden yüce dağ olmaz mı?
Seni yaylayan güzelin
Al yanağı bal olmaz mı?"

Zaman zaman da dağlardan haber sorulmuştur. Nice halk hikâyelerinde Âşık alır sazını eline geçer dağın yamacına Kerem'in Yıldız Dağı ile söyleştiği gibi söyleşir durur. Zara türküsü de böyle değil midir?

Dağlar siz ne dağlarsız
Kardan kemer bağlarsız
Gül siz de bülbül sizde
Siz ne der de ağlarsız ...

Dağlar yürür mü? Eğer âşık, yâri gelsin diye bekliyorsa, eğer geçeçek olan yar aşığın yarasına merhem olacaksa, o yar, Mısır'a sultan olacak Yusufu Kenan güzelliğinde ise, dağları da yürütür ovalan da.
Halk müziğimizi çok sesli yapma çalışmalarına örnek olarak sık sık radyolarımızda dinlediğimiz ya da enstrümantal fon müziği olarak çalınmakta olan Şarkışla yöresinden derlenmiş Dedemoğlu'nun türküsünü hatırlıyoruz:

Yürü bire çiçek dağı
Sende suna boylum kaldı
Hep kuşların dönüm çağı
Bülbülün goncası soldu.
Bakarım ki yar gelecek
Yareme merhem olacak
Mısır'a sultan olacak
Yusuf-u Kenan'ım geldi..

Türkülerimizde Çorum'un Beyrek, Kıbns'ın Beşparmak Dağını, Kayseri'nin Erciyes Dağını bulmak, Urfa dağları ile, Harput dağları ile birer canlı varlık gibi halleşmek mümkün. Halk türkülerinin ötesinde dağları konu almamış dağlar ile ilgili mecazları şiirinde yer vermemiş bir halk ozanı bulmak zordur.

"Şu karşıki karlı dağlar
Pare pare duman şimdi
Sevişmesi bir hoş ama
Ayrılması yaman şimdi" diyen Emrah gibi birçok örnek verebiliriz.

Dağlar yalnızca korku kaynağı değil... Saygı ve sevginin de kaynağı... Uzaktan bakılınca insanlara küçüklüğünü, güçsüzlüğünü hatırlatır. Öte yandan akarsuları otlakları, ormanları, sığındırma ve besleme yetenekleri ile saygın kabul edilmiş. Eski Türk geleneklerinde ilk insana döl yatağı olan mağaranın bulunduğu Ötüken Dağı kutlu yerdi.