Şimdi zaman zaman Kazdağlarından Midilli adasına bakıp içim burkuluyor. Midilli adası tam 460 yıl bizimdi. Ne yazık ki Yunanistan tek kurşun atmadan masa başında elimizden aldı.  Daha doğrusu elimizden alınıp Yunanistan'a verildi.

Sizlerle 545 yıl önceye, Midilli'nin fetih günlerine gitmeden önce, bir Edremit şiiri aktarayım. Şiiri 1891 yılında, bir teftiş için Edremit'e gelen Bursa Vali Yardımcısı Ali Ulvi Bey yazmış:

Gönlümü cezbeyledi bir dilrubâyı Edremit

Neşvedâr etti beni aşk-ı hevâyı Edremit

Hüsnü tafın suzının hayrânıdır insü melek

Bak ne dilberler yetiştirmiş hevâyı Edremit

Cennet-ı alâda hurilerle zevk eyler gibi

Hoş gelir Cennet ayağında Sefâyı Edremit

Her cihetten memleket menendi gülzârı cenan

Doğrusu yoktur letâfette bahâyı Edremit

Ademe bahşı hayatı taze eyler Ulvi'ya

Seyri bağı bostan canfezayı Edremit

Ali Ulvi Bey'in bu şiirine, aynı yıllarda  Edremit Aşar Katibi Cemil Bey bir nazire yazmış. Yalnız ilk ve son beyitini aktarayım:

Zevkiyâb etti beni bezmi sefâyı Edremit

Bahşı revnak eyledi tab'u heyâyı Edremit

....

Seyri gülzâr eyleyip kesbü sefâ etsün Cemil

Gönlüme verdi cila gülşen sarayı Edremit

Şimdi gelelim Midilli'ye: Midilli adasının bir adı da Lesbos veya Lesvos.  Midilli  adını Türkler, adanın merkez kenti "Metilen"den dolayı vermişler. Fatih Sultan Mehmet döneminde Midilli ve Limmni adalarını Dominik ve Nikola adında iki kardeş yönetmekte ve Osmanlılara vergi vermektedirler.  Nikola ağabeyini öldürerek bu iki adanın tek hakimi olmak ister. Bir yandan Osmanlılara bağlı görünürken, diğer yandan da Latin'lerle gizlice haberleşmektedir. Katalan korsanlarını gizlemekte, korumakta, Papa'nın donanmasıyla ittifak yapmaktadır. Bu durumun anlaşılması üzerine, Gelibolu Sancakbeyi ve Donanma komutanı Hadım İsmail Bey,  yüzelli parça gemi ile adaya gönderilir. Papa donanması bunu öğrenince Sakız adasına kaçar. Midilli halkı korkarak hükümdara heyet göndererek af ister ve istekleri kabul edilerek anlaşma yenilenir.

Ancak Nikola rahat durmaz. Bu kez Aragon korsanlarıyla birlikte hareket eder. Bu kez Fatih Sultan Mehmet, Ada'nın alınmasını emreder. Başvezir Mahmut Paşa 1462 yılında ikiyüz parça gemi ile ada üzerine hareket eder. Fatih de bir miktar yeneçeri ve Anadolu askerinin başında karadan ve Bursa üzerinden Edremit'e gelir. Buradan Altınova (Ayazment) önüne ilerler. Bir gemi ile adaya geçerek kuşatmayı izler ve tekrar Edremit'e döner.

Midilli halkı kuşatmaya uzun süre dayanamaz. Osmanlılara teslim olurlar. Nikola İstanbul'a gönderilir.

Fatih Sultan Mehmet Edremit'e geldiğinde şehrin kuzeydoğusunda "Dâr'üs-safa"da (halkın "Darsofa" dediği yer) bulunan Şeyh Ahmet İlâh'ı (Taşkentli Hoca Abdullah Ahrar'ın öğrencisi)  ziyaret eder. Ona Sadrettin Konevi'nin "Miftah'ül gayb'ülervah" adlı eserini şerh etmesini önerir.

1500'lü yıllarda Edremit'in 12 mahallesi, 90 köyü, 5 çiftliği, 26 bağ ve bahçesi, bir öğretmen evi, üç hamamı, 289 dükkanı, 2848 evi, sayılmayacak kadar çok vakıf mülkü bulunmaktadır. Yıllık geliri 483.319 akçedir.

Günümüzde Edremit'in, deniz turizmi dışında diğer turizm çeşitleri açısından da geniş bir potansiyeli var. Kaplıca, av, dağ ve iklim turizmi için yörede sayısız kaynaklar bulunuyor.. Güre ve Bostancı yörelerinde zengin sıcak su kaynakları bulunduğu yapılan sondaj çalışmaları ile belirlendi. Ayrıca Güre 1993 Ekim ayında yayınlanan resmi gazetede Bakanlar Kurulu Kararı ile Termal Turizm Bölgesi ilan edildi.

Kaz Dağları sınırsız bir doğa güzelliğine sahip. Dağ turizmi günden güne gelişiyor. Trekking, bitki ve hayvan türlerini inceleme, göletlerinde yüzme ve avcılık gibi alternatif turizm olanakları saymakla bitmez. Onun için yerli ve yabancı turistlerin Kaz Dağlarına olan ilgisi büyük artış göstermekte...