13 Mart’tan itibaren okullarda eğitime ara verildi.

Bir haftalık ara tatilden sonra 23 Mart’ta da uzaktan eğitim başlayacaktı…

Aslında fiilen başlamış gibi görünüyor.

Gel gör ki, uygulamada eğitim yok… Bir varmış bir yokmuş misali öğrenciler de, veliler de oyalanıyor…

Milli Eğitim Bakanlığı, Eba üzerinden eğitim verileceğini duyurdu. Bakanlık ve okul müdürleri, öğretmenleri Eba programı üzerinden öğrencilere ders vermeleri için sıkıştırıyor. Öğretmenler zar zor Eba’ya giriyor ve öğrencilere imkan dahilinde ödev veriyor, takiplerini yapmaya gayret ediyor…

Asıl sorun, öğrenciler Eba’ya giremiyor… Eba’ya girebilmek için her sınıfa günde iki saat ayrılmış… Başka deyişle örneğin ilkokul dördüncü sınıftakiler 13.00 ile 15.00 saatlerinde Eba’ya girebiliyor. Diğer saatlerde giremiyorlar…

Girebiliyor demem sözün gelişi… Çünkü o saatlerde onlara program açılıyor ama Eba’ya girmek mümkün değil. Kazara giren olsa bile hemen düşüyor. Bırakın ödev yapmayı verilen ödevi öğrenmekte bile zorlanıyorlar… Eba yoğunluğu kaldıramıyor…

Eğitime ara verilince bir kısım öğrenciler, anne babalarının çalışması sebebiyle babaannelerinin, anneannelerinin veya akrabalarının yanına köye gitti. Köyde internet yok, olsa bile iyi çekmiyor.

Bir kısım öğrencilerin evinde hiç internet yok. Eba’yı kullanmak şöyle dursun, internetten bile uzaklar…

Eba’yı kullanmak zorlaşınca öğretmenler diğer iletişim araçlarıyla öğrencilerine ödev veriyor veya ders anlatıyor.

En çok kullanılan Zoom programının açığı ortaya çıkınca herkes tedirgin oldu…

Uzaktan eğitim sahipsiz kalmış çocuk gibi ortada duruyor…

Kimseye faydası yok ama kimse de vazgeçemiyor…

Bazı özel okullar uzaktan eğitimi çok rahat şekilde çözdü… Geliştirdikleri programlarla öğrencilerine günde 2-3 saat, hatta daha çok ders veren okullar var… Ödevleri ve ders çalışmalarını da sanal takip ediyorlar…

Hatta bazı üniversiteler daha da kapsamlı program uyguluyor. Örneğin Yıldız Teknik Üniversitesi internet üzerinden neredeyse normal eğitime devam ediyor…

Herkesin bildiği gibi Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim Fakültesi ile yıllar önce televizyon üzerinden uzaktan eğitimi çözmüştü…

Buna rağmen 30 sene sonra hâlâ uzaktan eğitim sorun olarak devam ediyorsa bir şeyler değil, çok şey yanlış yapılıyor demektir…

Fatih projesi, Eba, şöyle güzel böyle harika diye bir sürü propaganda yapıldı, hikayeler anlatıldı…

Hepsinin çok çok yetersiz olduğu anlaşıldı…

Milli Eğitim Bakanlığı hazırlıksız yakalandı… Daha da kötüsü sorunu çözmek için hiçbir gayreti yok…

13 Mart’tan sonra bile açık öğretim modeli ile çok şey yapılabilirdi…

Maalesef gelişme yok…

Boşa kürek çekiliyor…

*****

Kobra Etkisi

İngilizler, Hindistan’da yönetimi elinde tuttuğu dönemde kobralardan çok çeker ve kobralara karşı savaş başlatır. Ne var ki, İngilizler yılanlarla haşır neşir oldukça daha çok İngiliz kobra zehiriyle tanışır.

Bunu fark eden “zeki!” bir İngiliz, “Neden biz uğraşıyoruz? Kobra kafası getiren Hintli’ye ödül verelim, olsun bitsin” der.

Bunun üzerine kampanya başlar. Başlarda gerçekten kobraların sayısı azalır. Ancak zor koşullara muhteşem uyumları ile bilinen Hintliler, “Madem bunlar her ölü yılana para veriyor, o zaman biz bu kobraları besleyelim, üretelim. Hem kim koşacak kobra peşinde?” derler.

Bu fikirle yola çıkan Hintliler, kobra çiftlikleri kurarak yılanları üretirler ve paraya para demezler.

Bu durumu fark edip aptal yerine konduklarını anlayan İngilizler, hem daha fazla kobra üretilmesin, hem de zekâları ile daha fazla alay edilmesin diye kobra başına para verme kampanyasını durdurur.

Hintliler de kobraların para etmediğini görünce, kobraları besleyerek kaynak ve vakit harcamak istemezler… Tüm çiftliklerdeki kobralar salınır. Böylece ortam başlangıç durumundan daha çok kobraya sahip olur. Doğal ortamlarında da çoğalmaya devam eden kobraların şöhreti iyiden iyiye artar.

İngilizlerin kontrol manyaklığı da böylece ters teper. O günden beri bu tip kontrol altına alınması hedeflenirken, beklenmeyen etkiler nedeniyle ters tepen olayların olduğu durumlara Kobra Etkisi denir.

*****                  

TEBESSÜM

Pijama                                        

Temel misafirliğe gitmiş.

Gece vakti tam evine dönecekken sağanak yağmur başlamış.

Ev sahipleri, “Bu yağmurda sokağa çıkılmaz, geceyi burada geçir” diye ısrar etmişler.

Temel de “Tamam” deyip kabul etmiş.

Biraz sonra bakmışlar ki, Temel ortada yok!

İçeriyi dışarıyı arıyorlar, yok!

Az sonra kapı çalınmış, gidip açmışlar…

Bakmışlar ki gelen Temel, sırılsıklam… Sorarlar Temel’e:

- Nereye gittin?

- İki dakika eve gidip pijamamı aldım, geldim...

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.

George Orwell