Suriye’de sular hala durulmadı. Yanı başımızda sıkıntı büyüyor. Türkiye’nin terör örgütlerine karşı harekâtta kararlılığı ise sürüyor. Bu nedenle terör grupları arasında panik yaşandığı, Türkiye düşmanlarının bir arada hareket etme eğilimine geçtikleri gözleniyor. IŞİD’ı yeniden diriltmek ve Mehmetçiğin karşısına çıkarmak için düşmanlarımızın yoğun bir çabanın içine olmaları, yanı başımızda bize karşı kurulmakta olan tuzağın büyüklüğünü de ortaya koyuyor. İnancımız şudur:

Türkiye, yanı başımızda oynanmakta olan oyunu bozabilecek tek güçtür. Çünkü bunların düşmanlıkları bitmeyecektir. Bu konuda atılan ve atılmakta olan her adımı desteklediğimizin altını bir kez daha kalınca çizelim.

Şimdi gelim konu ile ilgili son gelişmelere: ABD Başkanı Trump, Cumartesi günkü tweet’inde “Suriye’den çekiliyoruz. Geri kalan DEAŞ kalıntılarını Türkiye’nin de dahil olduğu bölgesel ülkeler kolaylıkla halledebilir. Eve dönüyoruz. Oraya aslen 7 yıl önce 3 aylığına diye gitmiştik. Hiç ayrılmadık” mesajını yineleyerek bu konuda geri adım atmayacağını ortaya koymuş oldu.

Anımsayacak olursak, Trump, daha önce de Twitter’dan, “Suriye’den çekilmek bir sürpriz değil. Yıllardır bu konuda kampanya yürütüyorum ve altı ay önce çıkmak istediğimde bir süre daha kalmayı kabul ettim. Rusya, İran, Suriye ve diğerleri DEAŞ’ın yerel düşmanlarıdır. Biz onların işini yapıyoruz. Eve gelme ve tekrar inşa etme zamanı” paylaşımında bulunmuştu. Ancak ABD, son 3 yıl içinde Suriye’nin kuzeyinde çok sayıda havaalanını inşa etti, buralara ciddi miktarda silah yığdı. Washington, PYD/YPG’ye 5 bin tırdan fazla silah verdi. Bu silahların 4 bin tırdan fazlası Trump döneminde verildi. Trump yönetiminin Suriye’deki ABD askerlerini ve diplomatlarını çekeceğini duyurması Washington’da büyük tartışmalara yol açtı. Bu tartışmalar sırasında uzun zamandır görevden ayrılacağı iddia edilen Savunma Bakanı Jim Mattis ve Trump’ın terör örgütü DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk istifa etti. Bu satırlar yazılırken, karışıklıkların devam ettiği haberleri geliyordu.

ABD askerleri Suriye’de ilk kez 2015 sonbaharında devreye sokuldu. Dönemin başkanı Barack Obama, özel kuvvetlere bağlı küçük bir birimi, sözde DEAŞ ile mücadele halindeki PKK’nın uzantısı PYD/YPG militanlarını eğitmeleri için bölgeye gönderdi. Devam eden yıllar içinde sahadaki ABD askeri varlığı arttı ve bugünkü rakamı olan 2 bine ulaştı. Bazı tahminlere göre rakam bunun da üzerinde. ABD, üç yılı aşkın süredir ülkenin kuzey doğusunda çok sayıda askeri üs ve küçük havaalanları kurdu. ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği silah miktarı ise 5 bin tırı aşıyor.

Özetlersek, Trump da, Obama’nın politikalarını devam ettiriyor. Washington, ABD’nin çekilmesi halinde PYD/YPG’ye verilen silahlar ile bizzat ABD’nin bu ülkeye depoladığı silahların sonucuna ilişkin bir açıklama yapmadı.

Geçenlerde “Yanıtını bekleyen sorular” başlıklı yazımızda da bu konulara değinmiş ve silahların toplanmamasını da “tuzak” olarak değerlendirmiştik. “Bu silahlar kime dönecek?” diye de sormuştuk. İşin bundan sonraki kısmı daha önemli ve düşündürücü: “Çekiliyoruz” diyen Amerikalı askerlerin, Irak’da pusuya yattığı, IŞID’ın ise yeniden saldırılara başladığı görülüyor. PKK’lıların tutuklu IŞİD’lıları serbest bırakıp, olası bir askeri operasyonda Mehmetçikle çatışmaya sürükleyeceği tahmin ediliyor. “Bitti” denilen IŞİD’ın yeniden diriltilmeye çalışıldığına da dikkat etmek gerekiyor.

Özetleyelim: Sınırımızdaki hareketliliği ve terör örgütlerinin bir araya gelerek ortak hareket etme planlarını ne pahasına olursa olsun bozmak ve beka sorunumuzu ortadan kaldırmak durumundayız. Bunun hazırlıkları da sürüyor. Terör örgütlerine verilen silah ve eğitimlerin Mehmetçiğin karşısında eriyeceğini de bütün dünya görecektir. Zaten baştan bu yana Amerika’nın hedefi silahlandırdığı gruplarla TSK’nın karşı karşıya gelmesiydi. Türkiye, askeri gücünü ve varlığını hazırlığını yaptığı ve büyük operasyonda bir kez daha ortaya koyacaktır.