İsrail'in geçtiğimiz hafta Gazze'de protestocu sivillere gerçek mermilerle saldırıp 60'tan fazla kişiyi öldürmesi, 2 bini aşkın Filistinliyi yaralaması unutulmaya yüz tuttu farkındaysanız. İslâm dünyasında en güçlü sesi Türkiye çıkardı, en hızlı refleksi en üst düzeyden biz verdik ama yetmedi. Bir tek İslâm ülkesi bile İsrail'le ekonomik ilişkilerini askıya almaya cesaret edemedi nedense. 

Türkiye, Gazze'deki yaralıların tedavisini üstlenmek istedi. Yaralıları Türkiye'ye getirip tedavi etmeye bile gönüllüydü. Ama, İsrail de izin vermedi buna Mursi'nin devrilmesinden sonra tüm ilişkilerimizi askıya aldığımız Mısır da... Suud öncülüğündeki Vahhabi çetesi gibi, Mısır da İsrail'den yana tavır alıyor ve Filistinlilere uygulanan İsrail ambargosunun delinmemesi için elinden geleni yapıyor. İşte bunun için ABD, kendi diktatörünün işbaşında kalması için ne gerekiyorsa yapıyor. İşte bunun için "Arap baharı" demokrasi için değil, Ortadoğu'yu işgal için hazırlanmış bir projeydi diyoruz. İşte bu yaşananlara bakınca "BOP'unuzun foyası döküldü" diyebiliyoruz rahatlıkla.

* * * 

Reuters haber ajansı dün korkunç bir haber geçti. İsrail, ABD'nin Türkiye'ye parasıyla vermediği F-35 uçaklarla hava saldırısı düzenleyen ilk ülke olmuş. "Hayalet uçak" denilen F-35'lerden 50 tane sipariş veren İsrail, geçen yıl Aralık ayında 9 tanesini teslim almıştı. Reuters'e göre hayalet uçaklarla ilk hava saldırısıyla ilgili açıklama İsrail Hava Kuvvetleri tarafından yapıldı. Açıklamada "Bütün Orta Doğu'nun üzerinde F-35'lerle uçuyoruz ve hâlihazırda iki farklı cephede saldırı düzenledik" ifadesi yer aldı. 

Haber şöyle devam ediyor: "Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Amikam Norkin, basın mensuplarına ABD'li The Lockheed Martin şirketi tarafından üretilen F-35'lerin Lübnan'ın başkenti Beyrut semalarında uçarken çekilen görüntülerini gösterdi. Norkin, görüntünün ne zaman çekildiğine ilişkin detay vermedi. 

İsrail, Suriye'de bulunduğundan şüphelendiği İran güçlerine ve Lübnan'daki Hizbullah militanlarına silah sevk eden konvoylara karşı çok kez hava saldırıları yaptığını açıklamıştı. Hayalet uçakların başka nerelerde uçtuğu bilinmiyor.

* * *

İsrail, sadece Filistin topraklarında değil, Ortadoğu'da devlet terörü estiriyor. Dünyanın birçok ülkesinde de istihbarat terörü. Türkiye de bunlardan bir tanesi. İsrail, "one minut"un ardından yaşanan Mavi Marmara skandalıyla adeta köşeye sıkışmıştı. Türkiye'nin, uluslararası hukuku işletmesi halinde BM'nin kınamaktan öte gitmediği terörist devlet İsrail, belki de ilk kez mahkûm olacaktı. Çünkü saldırıyı, uluslararası karasularında gerçekleştirmişti, hedefi de sivillerdi...

Ama her nedense bunun yerine 20 milyon dolarlık tazminat karşılığı vazgeçmeyi yeğledi Türkiye. Bununla da sınırlı kalmadı İsrail'e dostluk göstergesi. Mavi Marmara saldırısının ardından İsrail'in Akdeniz'deki NATO tatbikatlarına katılmasını veto eden Türkiye, 2012'de bu vetosunu kısmen geri çekti.

2016 yılında da İsrail'in NATO'da ofis açmasın koyduğu vetoyu da kaldırmış bu sayede İsrail Brüksel'deki merkezde kalıcı bir ofis açma hakkı elde etmişti. 28 üyesi bulunan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu gelişme ile ilgili olarak "İsrail'in güvenliği için çok önemli adım" açıklaması yaptı. Kudüs'te Haaretz gazetesinde ismi açıklanmayan bir İsrailli yetkilinin şu sözlerine yer vermişti: "NATO kararı, Türkiye'nin vetosunu kaldırmasının ardından alındı. Bu, Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmek için gösterdiği isteğin bir işareti."

NATO'da ofisi bulunan, ABD'nin her türlü desteği verdiği, Suudi Arabistan liderliğindeki Vahhabi çetesinin de yollarını açtığı İsrail, Ortadoğu'da kanın durmasını, ateşin sönmesini istemeyen tek devlet. 

Bu yüzden, İslâm dünyası içerisindeki tüm ayrılıkları kaşıyor, hiç bir İslâm ülkesinin güçlenmesini, kalkınmasını istemiyor. Eğer Türkiye'nin kendisine gelmesini istemeyen bir "dış güç" arıyorsanız, ilk adres elbette İsrail. Eğer, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle yakınlaşmasından endişe eden bir "üst akıl"dan söz edeceksek, elbette İsrail en önde gelir. ABD, İngiltere, Fransa belki stratejik davranıp belli bir yere kadar Türkiye'nin güçlenmesine göz yumabilir ama ya İsrail!.. Zerre kadar tahammül edemez buna. 

* * *

İsrail'in, bölgede topraklarını genişletmesi ve arzu ettiği hakimiyeti kurmasının önünde dört ülke büyük engel teşkil ediyordu: Irak, Libya, Suriye ve İran... Irak ve Libya'nın akıbetini biliyoruz, Suriye'nin de durumu ortada. İran ise "hedef" ülke oldu. Ya sonra? Cevap BOP'ta...
İsrail'in katil Başbakanı Netanyahu, Suriye'de iç savaşın alevlendiği 2013 yılında yılbaşı tatili (Şabat) nedeniyle vatandaşlarına yönelik bir mesaj yayınlamış, Ortadoğu'daki olayları ve Müslümanları kast ederek, "Onlar kendi aralarında birbirlerini vururlarken, biz kendi aramızda yakınlaşalım" demişti. Buna rağmen, İslâm ülkeleri Suriye'deki iç savaşın sürmesi için yangına körükle gitmişlerdi. Hâlâ da öyle yapıyorlar.
Türkiye, ABD-İsrail ve yandaşları aracılığıyla yıllardır "terörle" hizada tutulmaya çalışılıyor. Suriye çöküp, İran da gücünü yitirdiğinde bu sefer Türkiye'ye dönük "fiili müdahale" gündeme gelecek. Bunun gerekçelerini ve dinamiklerini üretmeleri hiç zor olmayacak. Belki de saati kurdular, sadece zamanın gelmesini bekliyorlar. 

İsrail bize de, bölge halklarına da dost değil. İsrail'e dost olan da...