Amerika'nın İran'a karşı tutumu ve müttefiklerine ambargo çağrısı, öyle görünüyor ki tutmayacak. Zaten, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkeler bunun yanlış olduğunu ve gözden geçirilmesi gerektiğini daha önce açıklamışlardı.

AB ülkelerinden de itirazlar yükseliyor.

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, ABD'nin İran'la nükleer anlaşmayı iptal etme kararıyla ilgili açıklama yaptı. Mogherini "Avrupalılar olarak, bu anlaşmayı yerinde tutmaya devam edeceğiz. Bölgemizin güvenliği için anlaşma çerçevesindeki bütün taahhütlerimizi yerine getireceğiz ve diğer taraflara da kendi taahhütlerini yerine getirmeye devam etmeleri için yardım edeceğiz" dedi.

İtalya'nın Floransa kentinde Avrupa Üniversite Enstitüsü tarafından Vecchio Sarayı'nda düzenlenen "Birlik Ülkeleri: Avrupa'da Dayanışma" konferansında konuşan Mogherini, dünyanın kaos, yayılan krizler, ihtilaflar ve meydan okumalara sahne olduğunu belirtti.

Gerginlikleri zapt etmek ve tıpkı İran'la nükleer anlaşma konusunda yapmakta kararlı oldukları gibi çalışan mekanizmaları korumak konusunda akılcılık, sakinlik, öngörülebilirlik, saygı ve diyalogun en çok ihtiyaç duyulan şeyler olduğunu ifade eden Mogherini'nin şu açıklamaları AB'nin de görüşünü yansıtması açısından önemlidir:,

"Bağırma, aşağılama, zorbalık ve sistematik olarak yok etmenin mevcut olduğu günümüz dünyasında, değişime ihtiyacımız var. Değişimin sırrı da enerjimizi eskiyi yok etmeye değil yeniyi inşa etmeye harcamaktan geçiyor. Bu yok etme dürtüsü bizi iyi bir yere götürmüyor, yüzleşmek zorunda olduğumuz sorunlardan birini bile çözmüyor. Aksine, ihtilaflara yenilerini ekliyor. Gerçekten çıkar yol sağlayan şey, kazan-kazan çözümleri inşa edebilmek için sabırlı, saygılı, mantıklı ve alçakgönüllü şekilde anlaşma sanatı. Ortak sorunlara ortak çözümler gerekiyor. Aynı zamanda meydan okuma tavrının işbirliğine dönüşmesi için de güçlü bir AB'ye ihtiyaç vardır. Bugün çok geniş perspektifte güvenlik meseleleriyle karşı karşıyayız. Sadece hep birlikte, vatandaşlarımızı korumak ve barışı inşa etmek için ihtiyacımız olan kapasiteye ulaşabiliriz.

Bugün için bölgenin güvenliğinden söz etmek mümkün mü? Hayır.. AB ülkeleri adına yapılan açıklamada bölgenin güvenliği için İran ile nükleer anlaşmanın devam ettirileceğine de vurgu yapılıyor.

Mogherini, İran'la nükleer anlaşmaya ilişkin açıklamasında "Hiçbir ülke tek başına anlaşmayı bozamaz veya geri alamaz" diyerek Amerika'nın uygulamalarının yanlışlığının altını çizmiş oldu.Bu açıklama aynı zamanda AB'nin de tavrını ortaya koyuyor:

"İran'la nükleer anlaşmanın korunması için elimizden geleni yapma sorumluluğumuz ve görevimiz olduğunu düşünüyorum ki gerçekten fazla şey yapabiliriz. Bir yıldan fazla süredir ABD yönetimindeki dostlarımıza bu anlaşmanın ikili bir anlaşma olmadığını, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarından biri olduğunu ve bütün dünyaya ait olduğunu söylüyorum. Bunun sonucu olarak da hiçbir ülke tek başına anlaşmayı bozamaz veya geri alamaz. Çünkü diğer taraflar anlaşmanın içinde kalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumun bu konuya verdiği tepki ve cevaptan anlaşılıyor ki, neredeyse oy birliğiyle, anlaşmanın bütün olarak devamı ve uygulanması destekleniyor. Avrupalılar olarak biz, bu anlaşmayı yerinde tutmaya devam edeceğiz. Bölgemizin güvenliği için anlaşma çerçevesindeki bütün taahhütlerimizi yerine getireceğiz ve diğer taraflara da kendi taahhütlerini yerine getirmeye devam etmeleri için yardım edeceğiz."

Hepsi bu kadar mı? Kuşkusuz değil. Bu satırlar yazılırken Almanya'dan gelen açıklamalar da Mogherini'nin açıklamalarını destekliyor.

ABD'nin İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekilerek hayal kırıklığını yarattığını söyleyen Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Washington'a karşı daha sert politika izleyeceklerini vurgulayıp "Konuşmaya, müzakere etmeye ve gerektiğinde çıkarlarımız için mücadele etmeye hazırız. Bu sadece Beyaz Saray için değil, tüm düzeyler için geçerli'' açıklamasında bulundu.