Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vize serbestisine ilişkin 'Ülkemizin üzerine düştüğünü yaptığı ve diğer AB mensubu muhattaplarından geri dönüş beklediği bir diğer konu ise vatandaşlarımız için sağlanacak olan vize serbestisidir. Bununla ilgili çalışmamız Şubat ayı başında AB komisyonuna sunulmuştur. AB tarafına çalışmaların bir an önce tamamlanması gerektiğini de söyledik. AB bu noktada adımını bir an önce atarsa bu bizi rahatlatır' derken 'Ben Varna’da AB ülkelerine seslenmek istiyorum: Gelin ortak coğrafyamız olan balkanlarda istikrar ve refahın sağlanması yönünde birlikte çalışalım' diye konuştu. Türkiye-AB Zirvesi sebebiyle Bulgaristan’ın başkenti Varna’ya giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve öncesi Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile bir araya geldi. Zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında Erdoğan; mülteci, terör ve vize serbesti gibi çeşitli konuların değerlendirildiğini vurgularken, Türkiye-AB ilişkileri ile ilgili şöyle konuştu:  

'SURİYELİLER İÇİN BU ADIM ÇOK RAHATLATICI OLACAKTIR'

Türkiye’nin başta göç problemi olmak üzere üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğinin altını çizen Erdoğan, şu an itibariyle yalnızca Suriye’den üç buçuk milyon mültecinin ülkede barındığını vurguladı ve ekledi:

“Öte yandan önceki dönemde bazı taahhütler olmuştur ve bunlardan ilki üç milyar euroluk bir taahhüttür. Şu an itibariyle bu miktarın bir milyar 850 eurosu ilgili birimlerimize aktarıldı. Temenni ediyorum ki şimdi ikinci taksit olan üç milyon euronun da şu an ulaştırılmasıyla biz mültecilerimizle ilgili atılması gereken adımları atalım ve yapılması gerekeni yapalım.Ülkemizdeki Suriyeliler için bu adım çok daha rahatlatıcı olacaktır. Ve şu an AB’nin bu konudaki ilgisi hem mültecileri rahatlatacak hem de bizim çalışmalarımızı hızlandıracaktır.”

VİZE SERBESTİSİ AÇIKLAMASI

Türkiye ve AB arasında henüz çözüme kavuşmamış bir diğer konunun da vize problemi olduğunu vurgulayan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir diğer konu biliyorsunuz acil ihtiyaçlar beklemez. İnsani krizlerde bürokratik hantallığa tahammül yoktur. Ülkemizin üzerine düştüğünü yaptığı ve diğer AB mensubu muhattaplarından geri dönüş beklediği bir diğer konu ise vatandaşlarımız için sağlanacak olan vize serbestisidir. Bununla ilgili çalışmamız Şubat ayı başında AB komisyonuna sunulmuştur. AB tarafına çalışmaların bir an önce tamamlanması gerektiğini de söyledik. AB bu noktada adımını bir an önce atarsa bu bizi rahatlatır. Bu durum siyasi bir mesele haline getirilmemeli, vatandaşlarımızın AB’ye olan güvenliğini sarsacak bir hâl almamalıdır. Türkiye için öneme sahip bir diğer konunun da serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili sorunlar olduğunu belirten Erdoğan, karayolu taşımacılığı konusunda yaşanan sıkıntıların özellikle vurgulandığını ve AB’nin bu alandaki sıkıntıların çözümüne katkıda bulunmasının beklenildiğini söyledi.

'TÜRKİYE BİRÇOK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN HEDEFİNDE'

Erdoğan, ülke içinde ve dışında gerçekleştirilen terörle mücadele operasyonlarının Türkiye için büyük önem arz ettiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bizim için son derece önemli bir diğer konu terör meselesidir. Türkiye hali hazırda birçok terör örgütünün hedefinde yer alıyor. DEAŞ, PKK ve YPG gibi terör örgütleriyle içerde ve dışarda mücadeleyi sürdürüyoruz. Geçen yıl Fırat Kalkanı Harekâtı’nda üç bin DEAŞ’lıyı imha etmiştik, bu sene de Zeytin Dalı Harekâtı’yla 3 bin 800’e yakın YPG’li teröristi etkisiz hale getirdik.Terör operasyonlarımız sadece kendimizin ve Suriyeliler'in güvenliğine değil, Avrupa’nın güvenliğine de katkı sağlamaktadır. Biz artık terörle mücadele gibi hassas konularda afaki ve haksız eleştiriler değil, güçlü destek bekliyoruz.Türkiye insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere saygılı demokratik bir hukuk devletidir.  Bunu halkımız 15 Temmuz gecesi demokrasi için canları pahasına sokaklara dökülerek göstermiştir. Teröre karşı aldığımız tedbirler ve operasyonlar gerekli olduğu müddetçe devam edecek, tehditler bertaraf edildiği zaman sona erdirilecektir.”

Uzun bir süredir AB ile Türkiye’nin stratejik ortaklar olduğunu savunan Erdoğan Avrupa’nın Türkiye’yi genişleme politikalarının dışına itmesinin “vahim bir hata” olacağını söyledi ve ekledi:

“Türkiye bölgede kilit aktör, jeostratejik bir müttefik, genç nüfusa sahip dinamik bir ülkedir. Avrupa’yla tarihi, kültürel ve insani bağlarımıza ilave olarak ekonomi, enerji, ulaştırma ve göçle mücadele gibi kritik başlıklarda ortak çıkarlarımız bulunuyor. Geçmişte yapılan bir hatanın esiri durumundaki AB’nin adil bir tutum takınmadığı sürece Kıbrıs meselesini çözümünde maalesef bir katkısı olamayacaktır. AB’nin bazı üyelerinin meşru olmayan münferit tasarruflarına dayanışma kisvesi altında destek vermesi doğru değildir. Kıbrıs meselesinin seyrinden bağımsız olarak adanın etrafındaki doğal kaynaklara dair karar alma mekanizmalarına Kıbrıs Türkleri’nin de eşit olarak dâhil edilmesi uluslararası hukukun gereğidir.”

BİRLİKTE ÇALIŞMA ÇAĞRISI

Söz konusu meselelerin AB tarafına yazılı biçimde iletildiğini belirten Erdoğan, AB’nin bu kağıdı kendi içinde değerlendirmesi ve ardından konuların takibi için teknik düzeyde ortak bir çalışma yapılmasının beklenildiğini dile getirdi ve AB ülkelerine ortak çıkarlar için beraber çalışmaya çağırdı:

“Geçtiğimiz dönemdeki olumsuzluklara rağmen biz Türkiye olarak diyalog kanallarını hep açık tutmaktan yana olduk. AB ile aramızdaki güvenin yeniden tesisin ilk kısmını bugün burada hep beraber atmış olduğumuzu umuyorum. Ancak bu adımı attık demek yeterli değil, somut olarak adım atmamız gerekiyor. Ben Varna’da AB ülkelerine seslenmek istiyorum: Gelin ortak coğrafyamız olan balkanlarda istikrar ve refahın sağlanması yönünde birlikte çalışalım. Gelin Suriye, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Rohingya Afrika gibi uluslararası konularda işbirliğimizi derinleştirelim. Gelin güçlü ve istikrar abidesi Avrupa’yı hep birlikte inşa edelim. Biz bu çağrılarımızda dün olduğu gibi bugün de samimiyiz.”