Hillary Clinton'a karşı FBI'ı kullanarak tezgahlanan "soruşturma" operasyonu, ABD'de seçmeni etkilemiş ve anketler tepetaklak olmuştu. Sonuçta sünni dünyanın en yaygın organize teşktilatı Müslüman Kardeşler'le üst düzey ilişkileri olduğu iddiası, "İslamofobi"ye kapılmış ABD seçmenini de etkilemiş, "şımarık milyarder" Trump, Beyaz Saray'a taşınmayı başarmıştı. Hemen ardından "kıroyum ama para bende" tavrı sergileyen Trump'un, elindeki geniş yetkileri "kafasına göre" kullanmaması için yeni adımlar atıldı. Trump, zafe konuşmasında "çabalarından dolayı gizli servise teşekkür ediyorum, çok çalıştılar" diyerek zeytin dalı uzatmıştı ama ABD gizli servisleri kendilerine çok önceden verilen ev ödevini yerine getirmeye devam etti. 

Rusya'nın, ABD seçim sonuçlarına "siber" müdahaleyle etki ettiği iddiasıyla birlikte, "Rusya ile Trump'un ekibi arasında gizli işbirliği var" suçlaması geldi. Bu iddia, Trump'un Ulusal Güvenlik Danışmanı yaptığı Michael Flynn'in kellesini kopardı. 
Hillary Clinton'a "Müslüman Kardeşler"le gizli e-posta yazışması" soruşturmasını açan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı James Comey'in, Michael Flynn hakkında soruşturma yürüttüğü ortaya çıktı. Flynn'i ancak Beyaz Saray kurtarabilecek. 

Trump, bunun üzerine görevden almış, Comey bunun üzerine "Trump benden Flynn hakkında Rusya ile ilişkilerinden dolayı açılan soruşturmanın kapatılmasını istedi" iddiasında bulunmuştu. İddia, Trump'u koltuğundan edecek bir iddia. Ya da, Trump'u "çizginin dışına çıkmaması" için "pamuk ipliğine bağlayan" bir durum var ortada.

* * *

Peki neden Michael Flynn? "Obama'nın görevden aldığı General Flynn, neden harcandı?" diye de sorabiliriz. Devamında "Trump'un ekibi, Rusya ile gizli bir işbirliği yürütüyor muydu?" sorusu da akıllarda.

Önce Flynn'in neden "harcandığı"nı açalım kısaca.

General Flynn, Obama döneminde Beyaz Saray'a bir rapor sunmuş, ABD istihbarat teşkilatlarının, İslamcı görünümlü terör örgütleriyle irtibatlarını detaylarıyla anlatarak bundan vazgeçilmesi gerektiğini belirtmişti. Obama Flynn'i Savunma Bakanlığı'nın istihbarat dairesi başkanlığından uzaklaştırılmıştı.

Trump'un, Flynn'i George W.Bush döneminde güçlendirilerek devreye sokulan Ulusal Güvenlik Danışmanlığı'na getireceğinin açıklanması, başta CIA olmak üzere ABD'deki tüm istihbarat teşkilatlarında ve Pentagon'da adeta deprem etkisi yaratmıştı.

General Flynn, ABD'nin 11 Eylül tiyatrosuyla yürürlüğe koyduğu uygulamaların terk edilmesi gerektiğini söylüyordu. Flynn'e göre, ABD gizli hapishane ve planlı suikast takıntısına son vermeli, istihbarat teşkilatları özüne dönerek, dünyadaki gelişmeleri anlamak ve önceden sezmeye çalışarak görevini yapmalıydı.

Bunun için de 16 İstihbarat ajansının, istihbarat paylaşımını gözetmekle yükümlü olan Ulusal İstihbarat Direktörünün tam yetkisi altında birleştirilmesini hedefliyordu Flynn. "Rusya ile gizli ilişkiler" iddiası, Flynn'e koltuğu kaybettirdi, Trump'u da özellikle istihbarat teşkilatlarının operasyonlarına "dokunmama" çizgisine çekti.

Flynn, Türkiye'den bir gruptan aldığı "lobicilik" parasıyla ilgili olarak da soruşturuluyor. İddiaların içinde, "adam kaçırma operasyonu" bile yer alıyor. Neyse...

* * *
Trum-Rusya işbirliğini ABD'de köpürten ve sürekli gündemde tutan CNN, geçtiğimiz ayın son günlerinde büyük bir skandalla çalkalandı. Dünya krallığının medyaya biçtiği "algı yönetimi"ni en iyi yapan kurumlardan biri olan CNN'de elde edilen gizli kayıtlar, Rusya'nın ABD'deki seçimlere müdahaleyi kasıtlı olarak gündemde tuttuğunu ortaya çıkardı.

Birkaç yıldır gizli kamera ve video görüntüler çektiği bilinen gazeteci James O'Keffe, siyasi şahsiyetlerin dönemin skandallarına ilişkin yorumlarını ve hatta iritaflarını da görüntüye almasıyla tanınıyor. 
ABD'de yükselişe geçen alternatif sağcı haber sitesi Breibart ve Başkan Trump'a yakınlığıyla bilinen O'Keffe, Rusya'nın ABD'deki başkanlık seçimi kampanyasına müdahalesi olasılığını CNN'in nasıl ele aldığına ilişkin üç video görüntüsü yayınladı.

26 Haziran'da yayınlanan "gizli kayıt" videoda, siyasi olmayan programlardan sorumlu CNN başyapımcısı John Bonifield, Rusya ve Trump'ın ekibi arasında gizli işbirliği olduğuna yönelik suçlamaların "reyting elde etmek için" yayınlanan "saçmalıklardan" ibaret olduğunu belirtiyor.

İkinci video, iki gün sonra yayınlandı. CNN sunucusu Anthony Van Jones, "Rusların müdahalesi" hikayesinin dayanaksız olduğunu söylüyor. Jones, eskiden Barack Obama ile çalışmış, 11 Eylül saldırılarının resmi yorumunu kamuoyu önünde tartışmaya açtığı için Beyaz Saray tarafından kovulmuştu. 

Haziran'ın son günü yayınlanan videoda ise, CNN'nin ortak yapımcısı Jimmy Carr, Başkan Donald Trump'ın bir "akıl hastası" olduğunu ve seçmenlerinin pislik ve aptal olduğunu söylüyor.
CNN, James O'Keffe'yi söz konusu açıklamaları genel bağlamlarından çıkarmakla suçladı. Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders söz konusu açıklamaların utanç verici olduğunu vurguladı ve tüm ABD vatandaşlarını bu video görüntülerini izlemeye ve konuyu değerlendirmeye davet etti.

CNN, saplantı haline getirdiği iddiayı son iki ay içerisinde bin 500 kere ele almıştı. 

ABD'de "siyaset" de, "medya" da gizli servislerin güdümünde "algı yönetimi" ile işini sürdürüyor. Dünya kralları boşuna bu sektörleri elinde tutmuyor, bir kez daha anladık değil mi?