Barzani, tüm uyarılara rağmen 25 Eylül'de Kuzey Irak'ta referanduma gideceğini ve bağımsızlık yolunda önemli bir adımın da böylece atılacağını söylüyor. Özetle, şu an için Barzani referandumdan geri adım atmıyor.

Bu satırlar yazılıncaya kadar Amerika, Rusya ve İsrail'den Barzani'nin referadum konusundaki kararlılığına bir itiraz gelmedi. Özellikle adı geçen bu ülkenin adeta referanduma destek verdiğini söyleyebiliriz.

Barzani, arkasını sağlama almamış olsa, böylesine risk dolu bir kararı alıp, uygulamaya koyamaz. Bu nedenle bu Türk ve Türkiye haninin arkasındaki güçlere ve onların planlarına dikkat etmek gerekiyor.

Peşmerge lideri Mesut Barzani, Irak merkezi hükümetle aralarındaki sorunların tek çözüm yolunun 'bağımsızlık' olduğunu savunuyor. Bağdat'ın ortaklığa inancının olmadığını ve Irak'ın üzerine kurulduğu o ortaklığın iflas ettiğini savunan Barzani, "Halkımız 25 Eylül'de sandıklara giderek kendi kaderini tayin edecek" dedi. Tek çözüm yolunun 'bağımsızlık' olduğunu öne süren Peşmerge Lideri, "Tüm çareleri ve çözüm yollarına başvurduk ancak emin olun hiçbir sonuç elde etmedik" diyor.

Bu noktada Barzani'nin kime ya da kimlere güvendiği sorusu akla geliyor.

Irak'ın kuzeyinde 25 Eylül'de yapılacak referanduma Ortadoğu'daki gelişmelerle yakından ilgilenen Batılı ülkeler arasında Almanya, Fransa ve İngiltere resmi açıklamalar yaparak karşı çıktı. Irak'ın komşularından Türkiye ve İran da "sınırlarında Batı'nın ve İsrail'in kuklası olacak bağımsız bir Kürt devleti" istemiyor. Ancak Irak'ın komşusu Suudi Arabistan'ın bu konuda net bir tavır ortaya koymaması dikkat çekiyor. Benzer şekilde Arap dünyasının en kalabalık ülkesi Mısır da konuya dair resmi tutumunu ortaya koymadı.

Şunu çok açık ifade edersek yanılmış olur muyuz?

Barzani'nin atacağı adımlara destek veren, ya da tutumlarını netleştirmeyen ülkeler, Türkiye'nin zayıflamasını, yara almasını ve ayağa kalkamayacak duruma gelmesini isteyen ülkeler olarak karşımıza çıkıyor. Kimi bunu açıkca ifade ederken, kimileri de perde arkasından düşmanlıklarını sergilemeye devam ediyorlar.

Hem Suudi Arabistan, hem de Mısır'ın bu bağlamda Washington'ın kararını beklediği dile getiriliyor. Gerçi İsrail'in Irak'ın kuzeyinde bir Peşmerge devletinin kurulmasını hararetle savunması, ABD'nin Ortadoğu politikasını İsrail eksenli şekillendiren Başkan Trump'ın kararının ne olacağına dair ipucu veriyor. ABD, Peşmerge devletinin bağımsızlığı desteklese de bu kritik meselede Bağdat'ın onayını alma gereği duyuyor. Bağdat ise fiilen darmadağın olmuş ülkenin resmen bölünüp parçalanmasına karşı çıkıyor. 

Barzani'nin bağımsızlık isteğinin gerçekleşmesi İsrail'in güvenliği ile de yakından ilgili. Bu nedenle Trump'un İsrail'in isteği yönünde hareket etmesi hiçbir zaman sürpriz olmayacaktır.

Barzani'nin sırtına dayadığı bir başka ülke ise Rusya olarak öne çıkıyor. Bugüne kadar Türkiye'nin tüm ısrarına rağmen PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmeye yanaşmayan Putin yönetimi, ABD ve İsrail kadar olmasa da Peşmerge yönetimi ile sağlıklı ilişki geliştirmiş durumda.

Rusya; Suriye'de PYD/YPG'yi, Irak'ta ise Peşmerge yönetimini destekliyor. 'Kürt kartı ve kozu'nu elinden bırakmak istemeyen Moskova yönetimi, PKK ile PYD/YPG'nin Moskova'da ofis açmasında da bir sakınca görmedi ve Türkiye'nin baskılarına rağman de bu büroları kapatmadı.

ABD ve Rusya'nın yanı sıra yeni küresel oyuncu Çin de Barzani'nin bağımsızlık ilanında bir sakınca görmeyen ülkeler arasında yer alıyor.

Hiç kuşkusuz bütün bu gelişmeler rağmen Barzani, içeride birçok sorun da yaşıyor. Erbil kentinin Salahaddin kasabasında gerçekleşen 'Referandum Yüksek Kurulu' toplantısına Irak'ın kuzeyindeki iki güçlü partinin, muhalefetteki Goran Hareketi ile Ali Bapir liderliğindeki İslami Toplum Partisi'nin (Komela) katılmaması dikkati çekti. Goran Hareketi ve diğer siyasi partiler, 25 Eylül'de yapılması öngörülen bağımsızlık referandumu öncesi meclisin koşulsuz şekilde faaliyete geçmesini istiyor. 

Nitekim eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani genel sekreterliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği de (KYB), 27 Temmuz Perşembe günü yaptığı yazılı açıklama ile "yaklaşık iki yıldır toplanamayan meclisin 10 Ağustos'a kadar faaliyetlerine başlaması" çağrısında bulunmuştu. Bölgede ciddi muhalefetle karşılaşan Peşmerge Lideri Mesut Barzani, yaşanan siyasi kriz nedeniyle toplanamayan meclisin iki hafta içerisinde yeniden çalışmalarına başlayacağını söyleyerek muhalefet kanadının da kırılması yolunda adımların atılacağını hesaplıyor.

Türkiye'nin tavrı ne olacak? Daha önce yapılan açıklamalarda Barzani'nin atacağı adımların tehlikeli olacağına işaret eden Ankara'nın gelişmeler üzerine daha da sertleşmesi bekleniyor