Başbakan Binali Yıldırım Salı günü grup konuşmasında ABD'ye seslenerek YPG ve PYD 'ye silah veriyorsunuz bu nasıl müttefiklik dost musunuz, düşman mısınız, dürüst olun diye bu zamana kadar ki en sert tepkiyi gösterdi. DAEŞ ile samimi mücadeleyi sadece Türkiye veriyor diyen Başbakan Yıldırım; Amerika'nın bir halt ettiği yok dedi. Sayın Başbakan'a katılıyorum PKK, DAEŞ,FETO,PYD ne kadar terörist örgüt varsa ABD yanında silah veriyor, maddi destek sağlıyor daha doğrusu bunları başımıza bela eden zaten onlar ama "Müttefikimiz"!!!

Kara 2016'nın sonunda Beşiktaş ve Kayseri'de sahneye çıkan teröristler 2017'ye girerken Ortaköy'de bu iş bitmedi devam ediyor mesajı verdi. Burada sen, ben kavgasına artık son vermeliyiz. Reina saldırısından sonra çok tehlikeli bir oyunun içerisinde olduğumuz gerçeğine bir kez daha şahit olduk. Sosyal medyada yapılan yorumlar bu tehlikeyi açıkça ortaya koyuyor. Bir taraftan oh oldu diye yılbaşı kutlamalarının karşısına Mekke'nin fethini çıkaranlar, diğer taraftan gördünüz mü özel hayata yönelik bir saldırı diyerek İslami kesime fatura kesmek isteyenler bizi bölmek isteyenlerin tamda istediği budur oyuna gelmeyelim.

Bu kadar olay yaşanıyor ancak faturayı hep kendimize kesiyoruz asıl düşman dışarıda halbuki. Sen bu kadar teröristi besle kendi emellerin için bu ülkeyi bölmeye çalış sonra çık biz müttefikiz, stratejik ortağız diye mesajlar gönder hadi ya Başbakan az bile söylemiş artık kral çıplak demenin zamanı gelmiştir.

Emperyalist güçlere rest çekmek o kadarda kolay değil diyen olabilir saygı duyarım. Çünkü bunun ucu 70 sene öncesine dayanıyor ancak bu cenderenin içerisinden milli duruşla kurtulabiliriz. Evet dış politikada gemileri yakmak çok kolay değil dış ülkelerle ilişkiler menfaat ilişkisine dayalıdır. Rusya ile yakın zamanda bunu tecrübe ettik ancak kör göze parmak misali son dönemde yaşadıklarımız kral çıplak diye haykırma noktasına getirdi bizi diye düşünüyorum. Aslında dost, düşman bellidir fakat bugün dost olduğunla yarın düşman olabilirsin, tersi durumda olabilir önemli olan ne kazandığın ya da ne kaybettiğindir. Güçlü devlet olursan oyunu sen kurarsın, zayıf olursan kurulan oyuna uymak zorunda kalırsın.

Zor bir coğrafyada yaşıyoruz bunun bilincindeyiz özellikle arap baharı sonrası komşularımızla ilişkilerimiz gergin ama bunun bir emperyalist tuzak olduğunun da farkındayız. Bu sebeple dış politikada atacağımız adımlar geleceğimizi belirleyecektir. SSCB'nin yıkılmasıyla oluşan tek kutuplu dünya yeniden çift kutuplu dünyaya doğru gidiyor. 3. dünya savaşı artık ciddi konuşulmaya başladı haritaların yeniden çizileceği bir dünyada nasıl bir rol alacağız bunu düşünmemiz gerekiyor.

Bunun için milli ve yerli bir yönetim anlayışı çok önemli. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız hep birlikte Türkiye olacağız içerde birliği sağlarsak bizi kimse yıkamaz. Ecdadımız tarihte süper güçtü eğer bu birliği sağlayabilirsek neden dünyanın yeni patronu yeniden biz olmayalım. Yeni süper güç bu coğrafyadan çıkacaktır tarihi misyonu ile bu coğrafyanın süper güç olmaya en büyük adayı Türkiyedir. Yeter ki milli olmayı başaralım içerde güçlü olursak dışarıya korku salarız. Bu nedenle sade vatandaşından, bürokratına, siyasetçisine herkesi sevgi, saygı, hoşgörü çerçevesinde bir olmaya davet ediyorum.

İsmail Gaspıralı'nın gelecek nesillere bıraktığı en önemli hediye ile sözümüzü bitirelim.

Güçlü bir Türkiye için " Dilde, fikirde, işte birlik "