Fikir fukarası bir toplum olduk...
Fikir üretmek, bir fikrin veya ideolojinin savunucusu olmak yerine bir liderin, partinin veya cemaatin peşine takılıp kaldık...
Liderin, şeyhin veya parti sözcüsünün söylediği her söz, sorgusuz sualsiz doğru sayılıyor, hatta emir kabul ediliyor.
Dün birbirlerine söylemedikleri sözü bırakmayanlar, bugün aynı safta mücadele ediyor.
Küçük bir çıkar, karşı saftakileri hemen buluşturuyor...
Dün yapılanları eleştirdiğinizde öyle bir savunma mekanizması geliştiriliyor ki, neredeyse aklınızdan şüphe eder hale geliyorsunuz...
Tabii ki insanlar zaman zaman farklı fikirler savunabilir.
Zamanın şartları, teknolojinin hızla gelişmesi, yeni bilgilerin, fikirlerin ortaya çıkması insanları zorunlu olarak değişikliğe itiyor.
Ancak sabah söylediklerini akşam inkâr eden zihniyet hangi akılla savunulabilir.
Dün taşladıkları kapıda, bugün atılan taşlara karşı siper olmak hangi ahlâkı değerle açıklanabiliyor...
Gelen talimatla hareket eden, lideri, şeyhi, partisi ne derse sorgusuz sualsiz yapan büyük bir çoğunluk maalesef toplumda egemen oldu.
Bir oy karşılığında ahiret için beraat belgesi verecek kadar insanların aklı ve inancıyla dalga geçiliyor.
Daha da beteri, bu söylemi savunan, haklı olduğunu iddia edecek kadar işi ileri götürenlerin olmasıdır...
Tabii ki insanlar, liderler, partiler zaman zaman hata yapabilir.
Yanlışı doğruyu ayırt etmeden, her şeyi Allah'ın emri gibi doğru kabul etmek ve maalesef doğru kabul ettirmek gayretinde olmak insanların aklıyla dalga geçmektir.
Bu sebepledir ki, liderlerinin her sözünü emir kabul edenler...
Liderleri saf ve görüş değiştirdiği zaman anında dansöz gibi dönenler...
Dün şiddetle eleştirdiklerini bugün daha bir şiddetle savunanlar...
Geçmişte hain ilan ettikleri ile bugün can ciğer dost olanlar...
Kendileri gibi dansözlük yapmadıkları için dünkü fikir ve ülkü arkadaşlarını hain ilan edenler...
Bütün bu yüzsüzlükleri savunacak kelime bulamayınca "Sizin bilmediğiniz çok önemli şeyler var" gibi güya üst akılla hareket ettiklerini ima edecek kadar da insanların aklıyla alay eder hale geldiler...
Kendileri her şartta, sorgusuz sualsiz liderlerine itaat ettikleri için, herkesin de öyle olduğunu sanırlar...
Bu sebeple kişilerin, şeyhlerin, partilerin peşinden koşmak yerine sadece fikrini, ülküsünü, ideallerini savunanlar...
Liderin her yaptığını ve söylediğini doğru kabul etmek yerine, lideri ve liderliğini sorgulayanlar...
Dün yalnızdılar...
Bugün yine yalnızlar...

*****

Bir dirhem adalet

Adamın biri Müslüman mezarlığına ölü bir köpeği gömer. Görenler adamı, zamanın kadısına şikâyet ederler.
Kadı adamı çağırır ve işin aslını sorar.
Adam:
- Doğrudur, öyle yaptım; çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim, der. 
Kadı:
- Sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun? diye çıkışır.
Adam:
- Hayır, efendim. Aynı zamanda kadıya da 10.000 dirhem vermemi vasiyet etti. 
Bunu duyan kadı:
- Rahmetli köpeğin ölümü bizi fazlasıyla üzdü, der. 
İnsanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ederler.
Kadı onlara der ki:
- Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım. Ashab-ı Kehf köpeği Kıtmir'in soyundan geldiğini keşfettim.

***

TEBESSÜM

Dayak

Okulda dayak yiyen bir çocuk babasına, öğretmenini şikâyet eder. Babası: 
"Oğlum! Dayak cennetten çıkmıştır" deyince zeki çocuk şu karşılığı verir:
- İyi bir şey olsaydı, cennetten çıkarılır mıydı?

*****

GÜNÜN SÖZÜ
Dünyada iki farklı insan var, bilmek isteyenler ve inanmak isteyenler.
Friedrich Nietzsche