Bir dönem Brezilya dizileri modaydı... Ne olduğu belirsiz, ahlâkı kural tanımayan dizilere mahkûm edilmiştik...

Şimdi yerli yapım diziler revaçta... Ancak senaryo ve konu itibariyle maalesef Brezilya dizilerini aratmıyor...

Dizilerdeki konu ve kahramanları neredeyse birebir aynı...

Zengin ve yakışıklı bir genç... Birkaç kadın, zengin gencin peşinde koşturuyor...

Zengin genç evlidir ama muhakkak başka bir kadınla ilişkisi vardır, çoğu zaman da başka kadından çocukları...

Veya tam tersi de olabiliyor... Zengin, güzel ve genç bir kadın... Genç kadının peşinde koşan birkaç adam... Aralarında bir rekabet... Kadın evli ama nasılsa başka bir ilişkisi de oluyor... Çoğu zaman başkasından çocuk yapıyor...

Halk arasındaki tabirle, kimin eli kimin cebinde belli değil...

Nereden bakarsanız ahlâksızlık, nereden bakarsanız utanç verici...

Eskiden zengin kız fakir oğlan veya fabrikatör ile fakir kız aşkını anlatan filmler vardı...

Ama sadece aşk ve samimi sevgi vardı... Birbirini aldatan sevgililer, gayrimeşru ilişki yoktu...

Şimdi ise adam evli, sevgilisi ile karısını aynı evde yaşatıyor... Veya sevgilisinden çocuk peydahlamış, kocasının koynunda uyuyan kadınlar...

Komşumuzun kızı aynı şeyi yapsa, tefe koyarız... Ama televizyonda seyrederken ah vah edip bir de gözyaşı döküyoruz...

Bunca anormal ilişkinin yaşandığı dizileri en azından seyretmeyerek protesto etmek varken, kendimizi çocuklarımızla televizyon başına kilitliyoruz...

Sonra da çocuklarımızdan dürüst, ahlâklı ve namuslu insan olmasını istiyoruz...

Birçok ülke sinema ve dizi sektörü ile sanal da olsa kahraman yaratıyor... Ahlâkı yapıyı korumak, özellikle aile birliğini sağlamak için özel diziler hazırlatıyor...

Biz ise düştük bir reyting kavgasına...

Çocuklarımızın ahlâkı yapısını bozmak, aile düzenini yerle bir etmek için mücadele ediyoruz...

Çocuklarımıza rol model olarak birkaç kadınla ilişkisi olan insanları sunuyoruz...

Genç kızlarımıza gayrimeşru ilişkileri özendiriyoruz...

Sonra da oturup dizimizi dövüyoruz...

Özgürlük var denilerek her dizi televizyonda yayınlanabilir, ama seyretmemek elimizde...

Neyi seyrettiğimizi iyi görelim...

****

Ya senle olsaydım

Afrika'nın uzak bir ülkesinde bir zamanlar hüküm süren bir kral yaşardı. Kralın çocukluktan beri birlikte büyüdüğü, hiç yanından ayırmadığı bir dostu vardı. Bu dostu iyi veya kötü her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:

- Bu işte de bir hayır var!

Bir gün kralla dostu ava çıktılar. Kralın dostu tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir hata yaptı. Kral da ateş ederken tüfek geriye doğru patladı. Kralın başparmağı koptu. Kral acı içindeyken dostu her zamanki sözünü söyledi:

- Bunda da bir hayır var!

Kral öfkeyle bağırdı:

- Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, başparmağım koptu?

Dostuna çok kızdı ve arkadaşını zindana attırdı. Bir sene sonra, kral uzak bir bölgede birkaç adamıyla avlanıyordu. Avlandıkları bölgede yamyamların kabilesi vardı. Kralı ve adamlarını yakalayıp ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Köyün meydanındaki direğe bağladılar, yakmak için odun yığdılar.

Bu esnada kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, uzuvlarından biri eksik olan insanı yediklerinde başlarına kötü olaylar geleceğini düşündüklerinden yemiyordu. Bu nedenle, kralı serbest bıraktılar. Diğer adamları ise yakıp yediler.

Kral sarayına döndüğünde, kopuk parmağı sayesinde kurtulduğunu anladı. Dostu haklı çıkmıştı. Hemen pişmanlıkla dostunu kapattığı zindana koştu. Dostunu zindandan çıkardı ve başından geçenleri anlattı.

- Haklıymışsın dostum! Parmağımın kopmasında bile bir hayır varmış. Seni zindana attığım için özür diliyorum. Yaptığım haksızca ve kötü bir şeydi.

- Hayır, beni zindana atmanızda da bir hayır var.

- Delirdin mi? Seni bir sene boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir.

- Düşünsene, zindanda olmayıp da seninle birlikte avda olsaydım ne olacaktı...

***

TEBESSÜM

İyi doktor

Kadının beşinci kocası ağır hastalanır. Adam korkunç ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenir:

- Hemen gidip bir doktor çağırayım!

Kocası:

- İyi ama bari doğru dürüst bir doktor çağır. İyi bir doktor olduğundan emin misin?

Kadın:

- Emin olmaz olur muyum, ölen kocamı da aynı doktor tedavi etmişti

****

GÜNÜN SÖZÜ

Kendi ışığına güvenen, başkasının parlamasından rahatsız olmaz.

Victor Hugo