27 Mayıs 1960 ihtilali üzerinden tam 60 yıl geçti. Bu tarih Türk demokrasi hayatına vurulan bir darbe olarak kayıtlara geçti. 27 Mayıs 1960 ihtilali sonrasında kurulan ve adına Yüksek Adalet Divanı denilen; ama yargılama usulleri bakımından “ Ortaçağ engizisyon mahkemelerini” aratmayan bu yargılamalar Türk tarihine kara bir leke olarak yazılmıştır.

Yargılamaların sonunda dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararı verildi. 17 Eylül 1961 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk ve son kez bir Başbakan ve iki Bakan idam edildi. Demokrasi şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Demokrasi ve Özgürlükler adası açıldı…

Tarihin utanç sayfalarının yazıldığı Yassıada'nın ismi 2013'te "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak değişti. 2015 yılında da yeniden düzenleme faaliyetleri başladı. 27 Mayıs 2020 yani bu kara günün 60. yılında Demokrasi ve Özgürlükler adası olarak hizmete girdi.

Halkın ziyaretine açılan Demokrasi ve Özgürlükler adasında acı hatıraların yaşandığı o günler gözler önüne serilecek. "27 Mayıs Tarih Platosu" ve "Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi" tarihin izlerini ziyaretçilere aktaracak. Adanın ve demokrasinin simgesi ise karanlıktan aydınlığa geçişi simgeleyen ve demokrasinin geleceğine ışık tutan 24 metrelik Demokrasi Feneri.

18 hektarlık Demokrasi ve Özgürlükler Adasında, 125 odalı otel, 600 kişilik Adnan Menderes Kongre Merkezi, bin iki yüz kişilik cami, sergi alanları, seyir terasları, ziyaretçilerin kullanabileceği kafeterya ve restoranlar da yer alıyor. Korona sonrası  hayat normale dönünce ada uluslararası kongreler ve toplantılara ev sahipliği yapacak.

Dürüstlüğün, liyakatin öldürüldüğü o kara “ Gün “

27 Mayıs 1980’de yani 1960 darbesinden 20 yıl sonra bu kez dürüst devlet adamlığına suikast düzenlendi. Türkiye’yi iç çatışmaya sürüklemek isteyen emperyalist devletler ve onların içerideki işbirlikçileri bu kez sağ sol kavgasının fitilini ateşlediler. 27 Mayıs 1980 günü saat 19:00’da Dev-Sol militanları dürüst devlet adamlığına kurşun sıktılar. Siyasi muhaliflerini dahi kendisine hayran bırakan, liyakat, ehliyet ve dürüstlüğün timsali olmuş bir devlet adamını, dönemin Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’ı şehit ettiler.

Rahmetli Gün Sazak’tan günümüze kaç hükümet geldi, geçti ama onun gibi dürüstlüğü ile akılda kalan kaç tane devlet adamımız var? Gün Sazak; Rüşvete, yolsuzluğa ve kaçakçılığa karşı verdiği mücadelesi uğrunda şehadete yürüdü. Türk Milletinin kalbinde hep hatırla, dualarla anıldı ve anılmaya devam edecek. Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun.

Peygamberin müjdelediği o güzel şehir…

Hazreti Muhammed'in (S.A.V) " İstanbul elbette fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir." şeklindeki sözleri Müslüman devletlerin de bu övgüye mazhar olmak için defalarca İstanbul'u kuşatmasına yol açmış. Ebu Eyyûb El-Ensarî gibi pek çok İslam büyüğü, hadisin istikametinde fetih için şehre gelmişti.

Ancak peygamberimizin müjdelediği o güzel şehrin, güzel kumandanı olmak, 21 yaşındaki genç Türk Sultanı 2. Mehmet’e nasip olmuştu. Böylece bir çağı kapatıp yeni bir çağı başlatan Sultan 2. Mehmet “Fatih” ve “Cihan” imparatoru unvanını almıştı.

29 Mayıs 1453- 29 Mayıs 2020 bugün İstanbul’un fethinin 567. yıl dönümü. İstanbul binlerce yıllık geçmişi yanında farklı dinlere, kültürlere ev sahipliği yapmış bir şehir. Büyük medeniyetlerin kurulduğu dünyanın başkenti olarak kabul edilen gözde bir şehir. Öyle ki; Fransız lider Napolyon Bonapart, İstanbul için ”Dünya bir devlet olsa başkenti İstanbul olur” demiştir.

İstanbul; İmparatorluk çapında üç büyük devlete başkentlik yapmıştır. Bunlar; Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve son olarak Osmanlı İmparatorluğudur. İstanbul; Yüzyıllar boyu Asya ve Avrupa kıtalarının en önemli geçiş köprüsüydü.
Uzun yıllar boyu dünyanın en büyük şehriydi. Siyasi güçlerin daimi çekim alanında olan paylaşılamayan bir coğrafyaydı.

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in ( S.A.V ) müjdelediği fetih, bütün dünyada devamlılığı olan bir yankı yaptı. Tarihteki fetihlerin adeta sembolü oldu. Bir çağ kapandı ve yeni bir çağ başlamış oldu. İstanbul yüzyıllarca Osmanlı Devleti’nin başkenti oldu. İstanbul; Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal, kültürel ve ekonomik merkezi olmaya devam ediyor. Şehrin ismini taşıyan Gazetem “ İstanbul “ adına fethin 567. yıl dönümünü kutluyorum.