Deizm tartışmalarını hepimiz duyduk...

Konya'da düzenlenen ve İmam Hatip Lisesi meslek dersi öğretmenleri ile Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi öğretmenlerinin katıldığı çalıştayda, gençlerde deizmin inancının arttığına vurgu yapıldı.

Deizm, yani imanın şartlarından sadece Allah'ı kabul edenler... Bazılarının ifadesi ile Allah'ı tanımayan ateizmin bir önceki adımı...

Herkes şaşkın, herkes ne oluyoruz diye birbirine soruyor...

Şaşıranların nerede yaşadığını doğrusu merak ediyorum.

Halk arasında kabul gören bir söz var; "Hocanın dediğini yapın, yaptığını yapmayın" diye...

Gençlerimiz bu sözü duymamış veya yanlış yorumlamış...

Hocalarının veya büyüklerinin dediklerini değil de yaptıklarını doğru kabul etmiş...

Sonuçta da deizme kayma olmuş...

En büyük sorun ailede başlıyor...

Çocuğa helal haramı öğretmezsen...

Nereden geldiği önemli değil, yeter ki parayı bulayım muhabbetini her akşam evde tekrarlarsan...

Ahlâksızlığın kol gezdiği, dizi filmleri, sinemaları seyreder ve ahlâkı değerleri yok sayan kişileri rol model benimsersen...

Ticarette, siyasette, iş hayatında doğru ve haklı olanın yerine güçlü olanın yanında saf tutarsan...

Veya okulda...

Çocuklarımızı sürekli para isteyen okul yönetimi ve öğretmenlerle yüz yüze getirirsen...

Öğretmenin performansını, öğrenciye verdirmeye kalkarsan...

Devlet dairesinde benim memurum işini bilir ilkesi hakim olursa...

Hak eden kariyer ve liyakat sahibi kişiler değil de adamı olan iş başına getirilirse...

Çocuklarımıza, gençlerimize nasıl örnek olduk ki, fazlasını bekliyoruz.

Siz istediğiniz kadar Hz. Ömer (RA)'in adalet duygusuna vurgu yapın...

Mahkemeleriniz adil karar vermiyorsa ne işe yarar...

Siz istediğiniz kadar Hz. Peygamberimizin (SAV)'in örnek hayatını anlatın.

Siz hayat tarzınızla, yaptıklarınızla örnek olmadıktan sonra çocuğunuzun bir kulağından girer diğerinden çıkar...

Hepimiz bir aynaya bakalım...

Aynaya bakacak yüzümüz kaldı ise...

****

Senden öğrendim anne!

Genç avukat o gün oğlunu da bürosuna getirmişti. Okul saatini bekleyen çocuk büroda oyun oynarken, bir taraftan da annesinin müvekkiliyle yaptığı konuşmaya dikkat kesilir...

"Siz isteyin efendim. Ben ipten adam kurtarırım. Yapacağımız şey ise, karşı tarafı basit delillerle yapmadığı bir şey ile suçlamak. Bu olayı sizin yaptığınız apaçık ortada fakat ben elimden geleni yapıp kararı lehimize çevireceğim. Siz hiç merak etmeyin. Hakim bizim için olumlu bir karar verecek."

Bu konuşmadan sonra müvekkili, avukat hanımın elini sıkıp sevinçle bürodan ayrılır. 

Sonrasında ise genç avukat, alelacele çocuğuyla çıkar ve tam saatinde okuluna yetiştirir. Tekrar işine geri döner.

Aradan iki saat geçmişti ki genç avukatın telefonu çalar. Arayan okul müdürüdür. Yine bürodan alelacele çıkar. Okula varıncaya kadar aklından bin bir türlü şey geçer. Çocuğu ne kabahat işlemiş olabilirdi ki?

Telaşla müdürün odasına girer. Odada kendi oğluyla beraber üç öğrenci vardı. Müdür, genç kadına oğlunun kavga ettiği arkadaşının elini kasıtlı olarak sıraya sıkıştırdığını ve yaraladığını anlatır.

Çocuklardan birinin eli sarılıdır.

Okul müdürü, genç kadına kamera kayıtlarını gösterir. Gerçekten de oğlu, müdür beyin anlattığı şeyi yapmıştı ve kamera kayıtlarında her şey net olarak görülüyordu.

Okul müdürü konuşmasını şöyle sürdürür: "Üstelik oğlunuz yalan söyleyerek, hiç suçu olmayan bir arkadaşına iftira attı."

Genç kadın odadaki üçüncü çocuğun neden orada bulunduğunu anlamıştı. Oğluna dönüp sinirle neden böyle yaptığını sorar. Çocuk ağlamaklı şekilde cevap verir annesine;

"Bu sabah bürodayken müşterinle konuşmuştun, hatırladın mı anneciğim? Yapmadığı bir şeyi yaptı gibi gösterirsek, hakim bize inanır demiştin. Sen bu zamana kadar bana hep iyi şeyler öğrettin. Bende bunu iyi bir şey sandım anne.

Arkadaşıma bu yüzden iftira atıp, müdür beye bu yüzden yalan söyledim ve kurtulurum sandım. Yani senden ne öğrendiysem onu yaptım anne."

Genç kadın, ne çocukların ne de müdürün yüzüne bakabildi. Kıpkırmızı kesildi.
 
***

TEBESSÜM

Kızıyor

Ali okula yeni başlamıştı. Öğretmen, gelenlerin ve babalarının ismini soruyordu. Sıra Ali'ye gelir:

- İsmin ne?

- Ali.

- Babanın ismi ne?

- Baba.

- Evladım babanın başka ismi yok mu?

- Öğretmenim üç kardeşim var, hepimiz baba diyoruz ama başkaları Ahmet diyor.

- Ahmet desene!

- Ahmet deyince babam kızıyor öğretmenim.

****

GÜNÜN SÖZÜ

İyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü herkes.

Cenap Şahabettin