Son yıllarda bir torba yasa furyası aldı başını gidiyor.

Bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun adıyla Resmi Gazetede yayımlanıyor.

Birbiriyle ilgili ilgisiz birçok kanunda değişiklik yapıldığı için kamuoyunda torba yasa olarak biliniyor.

Bir çuvala ne var ne yok doldurur gibi, akla gelen her şey aynı yasa içine sıkıştırılıyor.

En son 5 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazetede bir torba yasa daha yayımlandı.

7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda yok yok. Kanunun ilk maddesi yaklaşık 3 sayfa, ikinci maddesi ise 4 sayfa... Sadece iki maddesi Resmi Gazetenin 7 sayfasına ancak sığabildi.

Toplam 124 maddelik torba yasa, neredeyse bir kitap kadar... Resmi Gazetenin 44 sayfasını kapladı.

Bu torba yasa ile 40-50 farklı kanun değiştirildi. Saymayı denedim, otuzdan sonra sayamadım.

Hadi bütün bunlar açıklanabilir.

Ancak, Köy Kanunu, Harçlar Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Günün Yirmidört Saate Taksimine Dair Kanun gibi birbiriyle hiç ilgisi olmayan kanunların aynı torbada yer alması ne kadar doğru?

Torba yasa ile bir kanunun bir cümlesi değiştiriliyor, hatta kimi zaman bir kelime ekleniyor veya çıkarılıyor. Kimi zaman temel kanunlarda hayati önemdeki değişiklikler yapılıyor.

Bu kadar önemli değişikliğin, aynı torba yasası içinde yapılması hukuk karmaşasını da beraberinde getiriyor.

Zaten ülkemizde sık sık yasalar değiştiriliyor. 

Üstüne bir de torba yasanın arasına sıkıştırılınca değişiklikleri takip etmek mümkün olmuyor.

Hakim ve savcıların bile bu kadar sıklıkla değişen yasaları, takip etmesi ve uygulaması imkansız denecek kadar zordur. İşin uzmanı avukatlar bile bu değişiklikleri takip edemiyor.

Vatandaşın halini siz düşünün.

Torba yasada basına yansıyan kısımdan vatandaşın haberi oluyor. Diğer değişiklikler ise tabiri caizse araya kaynıyor.

Yasa maddelerinin çok uzun olması, karmaşık ifadelerle yazılması, anlaşılması zor bir dil kullanılması ve maalesef düzgün Türkçe ile kaleme alınmaması ayrı bir garabet.

Hukukun temeli yasalardır. 

Yasalar, anlaşılır, açık ve net olmamalı; her okuyan farklı yorum çıkarmamalı...

Daha da önemlisi torba yasa uygulamasından bir an önce vazgeçilmeli...

Kanunlarda yapılacak değişiklikler tek tek olmalı ki, halk da, yasanın uygulayıcıları da neyin ne olduğunu daha rahat anlasın... 

****

Ceza da mükâfat da verildi

Dönemin ünlü âlimlerinden Behlül Dânâ, bir gün Halife Harun Reşid'den bir vazife istedi. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını verdi. Behlül hemen işe koyuldu.

İlk olarak bir fırına gitti. Birkaç ekmek tarttı, hepsi normal gramajından noksan geldi.

Dönüp fırıncıya sordu:

- Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?

Fırıncı, her soruya olumsuz cevap verdi.

Behlül bir şey demeden ayrıldı ve bir başka fırına geçti.

Orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor. Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu.

Fırıncı bu kez her soruya olumlu cevap aldı.

Behlül, bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid'in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi.

Harun Reşid:

- Behlül, daha demin vazife verdik sana, ne çabuk bıktın? diye sorar.

Behlül açıkladı:

- Çarşı pazarın ağası varmış! Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş. Ceza ve mükâfatları verilmiş, bana ihtiyaç kalmamış.

***
TEBESSÜM

O mantı sevmez

Karı koca kendi aralarında sohbet ediyorlardı.

Kadın:

- Ölürsem evlenir misin kocacığım?

- Evlenmem tabii ki, yapar mıyım öyle şey, aşk olsun.

- Evlenirsin, evlenirsin, der kadın.

Adam şöyle bir düşünür:

- Belki evlenirim, çocuklar ortada kalmasın diye.

- Peki, ona da bana yaptığın gibi mantı yapar mısın?

- Yok, yapmam, o mantı sevmiyor...

****

GÜNÜN SÖZÜ

İyi olmak kolaydır. Zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır

Victor Hugo