Bugün Cumhuriyet Bayramı... 

İşgalden tam bağımsızlığa uzanan, dört tarafı ateş çemberi iken filiz gibi yeşeren ve esaret altındaki tüm milletlerin umudu olan kurtuluşun bayramı...
95 yıl geçti. Her geçen gün Cumhuriyet'in kıymetini daha çok bilmemiz gerekirken, maalesef Cumhuriyet düşmanları giderek çoğalıyor.
Cumhuriyet'in tüm nimetlerinden yararlanarak, hayallerinin bile erişemeyeceği mevki ve makama gelenler, Cumhuriyet'i beğenmiyor... İki üç asır öncesindeki uygulamanın geri gelmesini istiyor...
İnsanoğlu yaratılış gereği var olan, emek vermeden kazandığı değerlerin kıymetini çok bilmez...
Kirli havada nefes alamayacak duruma gelene kadar temiz havanın kıymetini bilmeyiz...
Susuz kalana kadar suyun önemini anlamayız...
Hasta olmadan sağlığın, yaşlılık gelmeden gençliğin ne kadar değerli olduğunu idrak edemeyiz...
Esareti görmeden bağımsızlığın kıymetini de anlamıyoruz.
Atalarımız Çanakkale'de, Dumlupınar'da, İnönü'de, Sakarya'da, kısacası bu vatanın her karış toprağında canını kanını vererek tam bağımsızlığı kazandı, Cumhuriyet'i kurdu...
Biz Cumhuriyet'i hazır bulduk...
Cumhuriyet'i kurmak için, tam bağımsızlık için atalarımızın verdiği mücadele maalesef yeterince anlatılmadı, anlatılamadı...
Belki de bu sebeple Cumhuriyet'in kıymetini hakkıyla bilemedik, anlamadık.
Cumhuriyet'in kıymetini bilmedikleri için de işlerine gelince "Egemenlik milletindir, millet ne derse o olur" derler ama saltanat sevdasından vazgeçmezler...
Partilerine laf kondurmazlar, seçimi ağızlarından düşürmezler ama Meclisi fesheden sultanları baş tacı yaparlar...
Lozan Antlaşmasını bile başarısız bulurlar ama Sevr Antlaşmasını imzalayarak Osmanlı Devletinin çöküşünü resmen kabul edenleri kahraman görürler... 
Cumhuriyet'in nimetlerinden en çok onlar faydalanıyor.
Allah korusun Cumhuriyet yıkılsa ilk onlar altında kalacak...
Hâlâ daha Cumhuriyet'e düşmanlık ediyorlar...
Cumhuriyet'in yaydığı ışıktan gözleri kamaşmış, karanlıkta belalarını arıyorlar...
Memnun değilseniz, Cumhuriyet sayesinde kazandığınız değerleri bırakın...
Siz de kurtulun, biz de rahat edelim...

*****
Atatürk herkese umut oldu

Gemi mühendisi olarak dünyayı dolaşan Mehmet Ali Ergöz, gittiği ülkelerde Atatürk ile ilgili yaşadığı hatıralarını anlatıyor.
• Yıl 1971. Gemiyle, Amerika'nın Philadelphia limanına yük götürmüştük. Şehri dolaşmış gemiye dönüyorduk. Yanımıza bir araba yaklaştı ve nereye gittiğimizi sordu. Limana deyince bizi götürebileceğini söyledi. 3 arkadaş bindik ve limana gittik. Bu kibar Amerikalıyı 'Türk kahvesi' ikram etmek için gemiye davet ettim. Zabitan salonuna geçtik. Kaptanımız da oradaydı. Misafirimiz salonu inceledikten sonra; "Bu geminin Türk gemisi olduğunu söylediniz. Ancak, salonda Atatürk resmi yok. Önce Atatürk'ün resmini koymalıydınız" deyip kahveyi içmeden gemiden ayrıldı. Hepimiz şaşırdık. Kibar Amerikalı, varlık nedenimiz olan Atatürk'e kayıtsız kaldığımızı düşünmüş ve tavrımızı vefasızlık olarak değerlendirerek bizi protesto etmişti.
• Yıl 1985. İzmir'e yük getiren Yunan bandralı gemide görevliyim. Gemide tek Türk başmühendis benim. Gemi kaptanı (adı Kosta'ydı) gümrükte fotoğraf makinesinin mühürlü kamaraya kilitlendiğini ve bu duruma çok üzüldüğünü söyledi. "Makine yanında olsaydı ne yapacaktın?" diye sordum. Oğlu istediği için, Kordon'daki Atatürk Anıtı'nın resmini çekeceğini söyledi. Şaşırmıştım. "Atatürk size tarihinizin en büyük darbesini vuran komutandı, neden onun resmini çekmeyi düşünüyorsunuz" dedim. Şu cevabı verdi; "Biz, emperyalizmin emrinde haksız ve işgalci olarak Anadolu'ya geldik. Uçurumdan aşağı yuvarlanırken Atatürk sizi uçurumun kenarından alıp, özgür ülkeler arasına modern bir millet olarak kattı. Bunu yaparken, insanlık tarihine, ezilen milletlerin kurtuluşuna örnek olan, yeni bir deneyim kazandırdı. Onlara, özgürlükleri için mücadele ederlerse kazanacaklarını öğretti. Atatürk, bu nedenle bizim için de değerlidir". 
• Yıl 1988. Yer Ekvador'un Guayaquil şehri. Çevreyi tanımak için dolaşmaya çıktım. Bir okula rastladım. Okulun girişinde 5 tane büst gördüm. Birinci büst Simon Bolivar, ikincisi Che Guavera, üçüncüsü Fidel Castro, dördüncüsü Emiliyano Zapata ve beşinci büst Atatürk'e aitti. Büstleri inceleyip açıklamaları anlamaya çalışırken, bir öğretmen yaklaştı. Nereli olduğumu sordu. Türk olduğumu söyleyince, içtenlikli bir ilgi gösterdi. Atatürk'ü, saygı duyduğu diğer 4 devrimciden ayrı tuttuğunu anlattı; "O yalnızca ülkesini kurtarıp modern bir ulus yaratmakla kalmadı, ezilen uluslara evrensel bir örnek yarattı. İnsanlık tarihinde hiçbir lider bunu başaramamıştır" dedi. 
• Yıl 2003. Kamerun'un Douala limanındayız. Gemiye yükleme yapılırken Hırvat bir kaptan nezaret ediyordu. Hırvat kaptan, zabitan odasında duvardaki Atatürk resmini görünce saygıyla durakladı ve bize şöyle dedi; "Siz bu insanı ve ideallerini anlayamadınız. Anlamış olsaydınız bugün Avrupa kapılarında sürünmez, Avrupalılar sizin kapılarınızda bekleşirlerdi."

***

TEBESSÜM

Tedbir

Temel boynunda bir yılanla dolaşıyormuş. Nedenini sormuşlar:
- Denize düşersem diye tedbirli davranıyorum...

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Atatürk, yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.

Afgan kralı Emanullah HAN