Muallâ Tetik, Eğitimciliğinin yanısıra, günümüz şair, yazar, ressam ve bestekarlarından. 1946 yılında Çorum’da dünyaya geldi.

Çorum ve İstanbul’da öğretmenlik, uzun yıllar özel eğitim kurumlarında ve çeşitli sanat galerilerinde yöneticilik yaptı.

Öğrencilik yıllarında başladığı edebiyat çalışmalarına daha sonra ağırlık verdi. Öykü ve şiirlerinden ödüller kazandı. Yazın hayatının dışında resim ve müzik çalışmalarını da sürdürdü. İstanbul, Bodrum, Ayvalık. Mersin gibi pek çok ilde Birçok toplu ve kişisel sergi açtı. Besteler yaptı. Çeşitli Musiki Topluluğu konserlerinde udi olarak görev yaptı.

Mualla Tetik, yağlı boya ve sulu boya resimleriyle, ebru ve seramik çalışmalarıyla sanat severlerin beğenisini alan bir sanatçı. Çağdaş Türk Resim Sanatının önde gelen isimlerinden olan Mustafa Ayaz’ın öğrencisi oldu. Eserlerinde onun izleriyle birlikte, kendine özgü üslubunu hissettiriyor. Suluboyanın dayanılmaz hafifliğinin etkisinde kalarak çalışmalarına bu yönde devam ediyor.

Tetik’in resimleri, sessiz ve sözsüz birer beste niteliği taşıyor.  Hayal edebilme yeteneğiniz oranında, empatiler yaparak resimlerinin içerisine, kendi iç dünyanızı konumlandırabilirsiniz. İster rastgele bir çiçek olsun ister bir manzara, bilinç altınızdan taşan bir ezgiyi duyumsatacak, ruh halinizle uyumlu çağrışımlar girdabına sürükleyecektir.

Sanat eserinin başarısı, karşısında temasıyla, rengiyle, nakşıyla hayal edebilme gücünüzü tetikleyebilmesiyle orantılı olsa gerekir.

Sanat eserlerine, ressam, şair, bestekâr, yorumlayan benliklerinden bir şeyler katarlar. Onlarda güzelliklerin nefesi, güzelliklerin ruhu vardır. Genellikle “Musiki ruhun gıdasıdır” derler. Ama bu noksan. “Musiki ve resim ruhun gıdasıdır” demek daha evladır.

Elbette şarkılar, aşkı, tutkuyu, ölümü, ayrılığı, özlemi, yalnızlığı, ihaneti, zulmü; hasılı insana ilişkin aklınıza gelen her tür duyguyu yansıtıyorlar. Dinleyenleri zaman ötesine götürebiliyor, bilinçlerde gidip gelmeler yaşatıyorlar. Mualla Tetik’in resimlerinin de hülyaların, tatlı düşlerin, hayallerin kapısını açtığını söyleyebiliriz.

Musiki alanında Melahat Pars gibi çok değerli bir hocadan feyz alan Mualla Tetik, yazın hayatında ortaokul sıralarındayken Adnan Binyazar’ı kendisine rehber edindi. Desteğini gördü. “Sevgi Dürümü”, “Bırak Kalbin Bende Kalsın” adlı şiir, “Bulutlar Gizli Ağladı” ve “Ezgili Düşler” adlarında öykü kitapları var. Yazıları çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanıyor.

Müzisyen ve şair yönünün kazandırdığı ahenk ve imge, resim yönünün kazandırdığı renk ve gözlem, unsurları, Muallâ Tetik’in öykülerindeki anlatımına yansımış, akıcılık kazandırmış. Bu durum, içten içe genel kültür, pedagojik mesajlar içeren yazılarını  kolaylıkla okutuyor.

Sanatçı “Ezgili Düşler” adlı öykü kitabında çeşitli makamlardaki şarkıların düşsel çağrışımlarını öyküleştirmişti. Daha sonra bu öykülerin görsel yansımalarını tuvale aktardı ve sergiledi. Büyük ilgi gördü. Arkasından şiirlerin resimlerini yaptı. Mualla Tetik’in bir başka yönü kitapların içeriğini en iyi resimleyen ve kapak ressamı olmasıydı.

Hayvanlar aleminde kediler ve kuşlar, çiçekler arasında güler ve gelincikler sıkça resimlediği konular oldu.   Bordum sevdalısı olan Mualla Tetik’in sokak sokak, balkon balkon Bodrum güzellemeleri diyebileceğimiz  manzara resimlerini vurgulamak gerekir. Bodrum yaşantısı onun dizelerinde, öykülerinde ve resimlerinde en anlamlı yansımasını bulmakta.

“….Önce benliğinden utancını sıyırır,

İpek bir giysi gibi düşer ayaklarına,

Bodrumlu ayın ışığıdır,

Damla damla, ıpıl ıpıl, yansır dudaklarına!

Önce uyumak olası mı diye sorarsın,

Bin bir duygu nefes alıp verirken,

Bodrumlu gecelerde;

Ağustos böcekleri susmaz sanırsın.

Önce şafağın gül renkli  ateşi,

Buse kondurur alnına, günün pırıltısı değil,

Bodrumlu kuşların serenadıdır;

İpnozcunun parmak şıkırtısı değil!

Gerçek olan o ki, Mualla Tetik’in çok yönlü bir sanatçı. “On parmağında on marifet var” deyimine örnek gösterebilirsiniz. Her şeyden önce yıllarca öğretmenlik, okul yöneticiliği yapmış, yüzlerce Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi ile dolu, kendisiyle barışık, olduğunca mutlu ve yarınlardan umutlu öğrenci yetiştirmek için çaba göstermiş. Bir yanda şairlik, bir yanda yazarlık, bir yanda bestecilik, bir yanda udîlik, bir yanda ressamlık var. Her yönüyle kararınca tekmili birden.