Biz, her zaman Çin Halk Cumhuriyeti ile iyi ilişkilerden yana olduk. Yazdığımız yazılarda Çin ile ticaret, turizm, kültür başta olmak üzere hemen her alanda işbirliği yapmamızın yararlarına da değindik. Her geçen yıl artan Türkiye-Çin ilişkilerindeki güçlenmenin bölge başta olmak üzere iki ülkenin geleceği açısından çok önemli olduğunu da vurguladık.

Çin ile tek olumsuz yazımız Doğu Türkistan üzerine olmuştur. Kaldı ki, Çin Halk Cumhuriyeti, bizi bir davette Doğu Türkistan'a da götürmüş, oralarda kalmamızı sağlamış, Doğu Türkistan'da yaşayanlara karşı olumsuz hiçbir şey yapılmadığını da göstermeye çalışmıştı.

Şimdi ise şekil değişti. Nasıl mı?

Türkiye, Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'nde ayrılıkçı terör faaliyeti yürüten Doğu Türkistan İslami Hareketi'ni resmen terör örgütü olarak tanıdı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi ziyaret kapsamında geldiği Çin Halk Cumhuriyeti'nde mevkidaşı Vang Yi ile bir araya geldi. İkili Başkent Pekin'deki Diaoyütay Devlet Konukevi'nde heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, Türkiye'nin Tek Çin Politikası'na en büyük destek veren ülkelerden biri olduğunu söyleyerek, "Çin'in güvenliğini kendi güvenliğimiz gibi görüyoruz. Gerek ülkemizde gerek bölgemizde Çin'e yönelik hiçbir olumsuz faaliyete izin vermiyoruz" diye konuştu.

Görüşmelerde Türkiye'nin Doğu Türkistan İslami Hareketi'ni resmen terör örgütü olarak tanıdığı öğrenildi. Euronews'in Çin basınına dayandırdığı habere göre Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, gelişmeden övgüyle bahsetti.

Çin'in "terör örgütü" olarak kabul ettiği Doğu Türkistan İslami Hareketi 1989 yılında kuruldu. Uygur Özerk Bölgesi'nin Çin'den ayrılmasını savunan örgütün Çin'de bir dizi saldırıyı üstlendiği biliniyor.

Şunu açık söyleyelim:

Terörden yana değiliz. Terör ve terörizmi yapmak isteyenlerin de şiddetle karşısındayız. Türkiye, yıllardır bu konuda mücadele ediyor ve terörden de en çok zarar gören ülkelerin başında yer alıyor.

Ancak, Doğu Türkistan'daki durum ve mücadelenin içeriğine baktığımızda burada çok farklılıklar görüyoruz. Sürekli zulüm ve baskı gören, öldürülen zindanlarda çürütülen ve kayıp olanların listesine bakıldığında Çin'in bu bölgesinde uygulanan politikaların insanların kendilerini savunmak için mücadele verdiği görülüyor. Bunun adına da "terör" denilebilir mi, tartışılması gerektiği görüşündeyiz. Çünkü "terör" tanımı çok farklıdır.

Bu konuda daha detaylı bir yazıyı bir başka yazımızda ele alacağız.

Şimdi, Türkiye ile Çin arasında yapılan görüşmeler ve geleceğe yönelik çalışmaların neler getireceği haberlerine göz atalım:

Öte yandan ortak basın toplantısında Türkiye ve Çin arasında güvenlik alanında işbirliğinin artarak devam ettiğini ve edeceğini belirten Çavuşoğlu, "Ticaretimizi artırmak konusunda kararlılığımız var. Ürünlerin çeşitlendirilmesi konusunda çalışmalarımız devam ediyor" dedi.

Çavuşoğlu, iki ülkenin birlikte yapacağı çok önemli projeleri olduğunu dile getirerek, tarihi İpek Yolu'nun yeniden canlandırılmasını hedefleyen "Kuşak ve Yol" projesi ile Türkiye'nin önerdiği Orta Koridor projesinin ortak yapılacağını, Edirne-Kars hızlı tren yolu ve Türkiye'deki 3. nükleer enerji santralinin de Çin ile birlikte inşa edilmesini istediklerini söyledi.

Turizm alanında da işbirliğinin artacağını kaydeden Çavuşoğlu, "Çinli turist sayısının artmasını umuyoruz. Her yıl yurtdışına çıkan yüz milyon turistin 3 milyonunun Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, Çin'de 2018'in "Türkiye Turizm Yılı" ilan edildiğini hatırlatarak, bu kapsamda 2018'in hazırlıklarının da birlikte yürütüldüğünü dile getirdi.

Çavuşoğlu ayrıca eğitim alanında ortak üniversite kurma çalışmasının sürdüğünü belirtirken, vize konusundaki beklentileri Çin Dışişleri Bakanı Vang'a ilettiğini, bu konuda ortak bazı adımların atılacağını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, bölgesel konularda birçok alanda Türkiye'nin fikirlerinin Çin ile örtüştüğünü belirterek, Suriye konusunda Pekin yönetiminin verdiği desteğin takdir edildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine Çin Devlet başkanı Şi Cinping'i Türkiye'de ağırlamayı arzu ettiklerini kaydetti.