Genel Başkanlık koltuğunu sağlama alan Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni CHP"sini eleştirenleri net tanımladı: Kantin solcuları ve gardırop Atatürkçüleri...

Biraz daha netleştirelim. CHP'de Atatürk'ün izinin kalmadığını, Atatürk değerlerine karşı girişimlere kayıtsız kalındığını savunanlar gardırop Atatürkçüsü. "CHP sağa kaydı" diyenler de kantin solcusu...

Kısmen haklı Kemal Kılıçdaroğlu. Türkiye'de bugüne kadar "Atatürk'ün siyasi rantı" üzerinden varlığını sürdüren bir "beyaz" güruh var. Halkın en uzağında durup "halkçı", dar bir oligark çevrenin içinde yer alıp "cumhuriyetçi", devlete hükmedemez olduklarında "zinde güçler"den medet umup "demokrat" geçinenleri siz de tanıyorsunuz. Yakasında Atatürk rozetiyle Onuncu Yıl Marşı söylemekle ülkesi için görevini yerine getirdiğine inanan ama yaz aylarında yapılan seçimleri oy kullanmadan şezlonglarında konuşanları da...

Kılıçdaroğlu'nun dikkat çeken bir başka çıkışı da Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığına adaylığ meselesi. "Böyle bir teklif gelmedi" diyerek SP lideri Temel Karamollaoğlu ile arasındaki uzlaşmayı reddeden Kemal bey, ardından ilginç bir soru soruyor: "Abdullah Gül'den neden bu kadar korkuyorlar?"

KORKUNUN NEDENİ GEÇMİŞ

Belli ki, Abdullah Gül ve ekibini küstürmek istemiyor Kılıçdaroğlu. Biraz hafızasını tazelese, TSK'nın bağışıklık sisteminin çökertilerek her türlü vi"rüs sızıntısına açık hale getirilmesi döneminde neler yaşandığını hatırlasa bu sözü sarf edemez. Partililerini "balık hafızalı" yerine koymuyorsa tabii.

Irak'ın işgali döneminde Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül'ün ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile imzaladığı "gizli" anlaşmayı da hatırlatırım Kılıçdaroğlu'na. TBMM'nin şahsiyetli bir duruş sergileyerek reddettiği 1 Mart tezkeresinin belli bölümlerini aktif haline getiren bir anlaşma.

ABD askerlerinin, Süleymaniye'de Türk askerinin başına çuval geçirmesinin ardından gündeme gelen "özür" tartışmasıyla ilgili olarak Gül'ün "Büyük devletler özür dilemez" dediğini de hatırlayalım.

Tüm milli bayramlarda bir yerleri ağrıyan Gül'ü sindirememeyi Kılıçdaroğlu neden "korku" sayıyor bunu da anlamak çok güç.

Gardırop Atatürkçüsü ile gerçek Mustafa Kemal Atatürk hayranları da, sosyal demokrat ve halkçı değerleri önemseyenler ile kantin solcuları da iyi bilsin ki, Abdullah Gül artık hiçbir partinin "aday adayı" değil. Kemel bey de biliyor bunu. Gül'ü sevip dikenine katlananları kaybetmemek için de incitici konuşmak istemiyor.

CHP'NİN ADAYI AĞLARINI ÖRÜYOR

Cumhurbaşkanlığı seçimi erken de yapılsa, zamanında da yapılsa Abdullah Gül'ün adaylığı sözkonusu değil artık. Gül'ün sıkı destekçileri bile muhalif cephede "Abdullah  Gül ile Tayyip Erdoğan karşı karşıya kalsa, Erdoğan'a oy veririm" diyenlerin önemli bir yer tuttuğunun farkında.

Peki, CHP'nin adayı kim olacak? Diğer partilerin de üzerinde ittifak edeceği bir isim çıkarabilecek mi Kemal bey.

Önce şu çizgiyi çekelim: Millet İttifakı'nı oluşturan CHP ve İYİ Parti'nin, Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi ile bir araya gelmesi mümkün değil. Kürt seçmenlerin oylarını almak için "Ne Mutlu Türküm diyene" sözünü hedef almayı sürdüren Davutoğlu, kendisinin dışında bir adayın destekçisi olmayı da kabul etmiyor zaten.

Ali Babacan, Millet İttifakı'na daha yakın. İdeolojik tartışmalara girmiyor, Cumhurbaşkanı olmak gibi bir hedefe kilitlenmiş gözükmüyor Babacan.

Hatta, CHP'nin Millet İttifakı ile birlikte Beştepe'ye aday göstereceği isim, Abdullah Gül tarafından da destekleneceği için, Babacan'ın da aynı ismi desteklemesi bekleniyor.

Bazı işadamları aracılığıyla Halk TV'nin Baykal ailesinden satın alınmasının ardından, Cavit Çağlar'ın Olay TV'si de el değiştirdi ve İstanbul'a taşınıyor. Olay TV'nin yeni yapılandırmayı televizyonculuğun duayen isimlerinden Nuri Çolakoğlu'nun danışmanlığında yürütecek. Yani, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkacak aday kendi medyasını oluşturuyor.

"İstanbul'da her kesimden oy aldım ve AK Parti'yi bir değil iki kere yendim" diyen Ekrem İmamoğlu'ndan başkası değil bu aday. Eğer Memleket Hareketi ile milyonun üzerinde imza toplamayı başaramazsa Muharrem İnce'nin dahi destek verebileceği İmamoğlu... CHP'de sadece "kantin solcularının" eleştirdiği, AK Parti dışındaki muhafazakâr seçmenin de sıcak baktığı İmamoğlu... Gül'ün, İngiltere'nin önemli kuruluşlarından Chatham House'a (İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) götürüp tartıya çıkardığı İmamoğlu...