Gönlü CHP'den yana olanlar, gerilimli bir pazar gecesi yaşadı. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, "tehditvari" bir istifa hamlesi yaptı, ardından "çalışma arkadaşları"nın baskısını gerekçe göstererek görevinin başında olduğunu duyurdu. Kılıçdaroğlu'nun "yerel yönetimler kayyumu" Seyit Torun, sabah yaptığı PM açıklamasında bu istifa hamlesi için hiç yaşanmamış gibi yaptı.

Ama CHP'de varolan kriz, pazar gecesi iyice gün yüzüne çıktı. Suların kısa sürede durulması, PM'de karşı karşıya gelenlerin İstanbul'daki uzantılarının omuz omuza verip "Önce CHP'nin başarısı" diyerek hiç bir şey olmamış gibi yapması mümkün değil. 
Yaşanan krize bakınca, Kılıçdaroğlu ve troykasının İstanbul aday listesini 1 Nisan sonrasına dönük hesaplarla yaptığını net bir şekilde söyleyebiliriz. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse eğer "İstanbul'da kaç belediyenin kazanıldığı değil, parti içi muhalefetin adaylarının kazanıp kazanmadığı önemli" gibi bir değerlendirme ön plana çıkıyor.

Tabloyu tam olarak anlayabilmek için önce İstanbul özelinde CHP'nin yapısını net bir şekilde ortaya koymak gerekiyor. 

* * *

CHP'nin İstanbul'da parti teşkilatında etkinliği bulunan bir "elitler" grubu var. İl Başkanlığı'na seçilen Canan Kaftancıoğlu ve çevresi, son seçimi 7 oy farkla kaybeden Cemal Canbolat ile çevresi. Belediye Başkanları ile yakın ekibi. Bir de PM üyeleri, müzmin milletvekili adayları...

İkinci grup, ilçelerde ne görev verilirse yapan, görev alamayınca küsmeyen, bazen iddialı yerlere adaylığa soyunsalar da pek kıymet bulmayan "gönüllüler"den oluşuyor. Bu grubu, değişik aidiyetlerle kendilerini ifade eden ve bağlantıları da buna göre şekillenen parti üyeleri var...

Normal şartlarda CHP İstanbul'un ilçe adaylarını 2 ay önce açıklayacaktı. İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ilçe başkanlarına bunun sözünü vermiş ve "Önce AKP'nin çok önde olduğu ilçelerin adaylarını belirleyeceğiz. Ardından, bıçak sırtı sayılabilen ilçelerin adayları, Aralık ayının yarısında da CHP'nin elindeki belediyelerdeki adayları açıklayacağız" demişti.
Bu söz tutulmadı. Çünkü, Genel Başkan ve troykasının farklı planları vardı. Bu gecikmeye tepki göstermeyen Kaftancıoğlu, birkaç isim yüzünden istifa resti çekti. Tuhaf değil mi?
* * *
Kılıçdaroğlu'nun listesini delerek PM'ye girmeyi başaran bir İstanbul milletvekili, gecikmeyle ilgili olarak "Sağdan aday gösterme ısrarı var tepede" demişti. Tam olarak öyle değildi manzara.

Kemal Bey mevcut belediye başkanlarından bazılarını "kırmızı çizgisi" ilan etmişti. Bunların başında Battal İlgezdi ile Bülent Kerimoğlu vardı. İlgezdi'yle ilgili henüz kesinleşmiş bir yargı kararı yok. Beşiktaş'ın görevden alınan Belediye Başkanı Murat Hazinedar gibi "müfettiş raporuna dökülmüş" bir yolsuzluk iddiası da. Kılıçdaroğlu'nun kızına verildiği iddia edilen daire de zaten söylendiği gibi milyon dolarlara değil, beyan edilen rakama bir gazete tarafından satın alınmış, dosya kapanmıştı. "İmar"ın olduğu yerde "rant" oluştuğunu, isteyen belediye başkanının bu ranttan pay alarak belediyeden daha fazla bir "örtülü bütçe"ye sahip olabileceğini bilmeyen yok. Bu gerçek gün gibi ortada dururken, CHP'li belediyelerdeki aday kavgasının "ganimet kavgası" olduğunu söyleyenlere ne diyebilirsiniz ki! 

* * *

Ataşehir'de hakkında bir yığın iddia bulunan Battal İlgezdi'de ısrar eden Kemal Bey, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu'nun üzerini çizmesini nasıl izah edecek? Beylikdüzü Belediye Başkanı'nı "başarılı" sayarak İBB'ye aday gösterirken, Nuhoğlu'nun daha az başarısız olduğunu nasıl iddia edebilecek? İki sebebi var bu operasyonun. Birincisi, Nuhoğlu "değişim" diyen bir belediye başkanıydı. İkincisi de kendisine "başkan yardımcısı yap" dediği isimleri belediyenin kapısından çevirmesi... Var mı aksini iddia eden? Ya da geçerli bir sebep gösteren.

Aynı akıbeti Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz de yaşadı. "Değişim" dedi, "Adaylığı düşünmüyorum" dedi, ardından tekrar adaylığa soyundu ve üzeri çizildi. Peki gerekçe? 

Başarısız olduğu partinin fanatik gönüllüleri tarafından haykırılan Bülent Kerimoğlu'nu tekrar Bakırköy'e aday göstermekteki ısrarı anlayabilen var mı peki?

* * *

Tamam; Özcan Işıklar'ı Muharrem İnce'nin dünürü olduğu ve "İnce'ye yakın isimler tasfiye ediliyor" görüntüsü vermemek için tek isim olarak sundunuz. Ama PM'ye de el altından "reddedin" işareti verdiniz. Bu ince hamleyi de milletin yutmasını bekliyorsunuz. Kemal Bey kararında ısrar etmezse, oyun kabak gibi ortaya çıkacak zaten. 

Küçükçekmece'deki tuhaf işlere neden neşter vurmadınız peki? CHP'nin İstanbul tarihinde bir ilçe için bu kadar çok aday çıktığı görülmüş mü? Cemal Canbolat bir yanda, Gürbüz Çapan diğer yanda "bilek güreşi" yapıyor Küçükçekmece için. 2014'te CHP'nin adayı olan Küçükçekmece doğumlu Gökhan Gümüşdağ'ı, partinin değişik kademelerinde görev almış bir neferi olan Oruç Oymak'ı "ağaların bilek güreşi"ne kurban etmek neyin nesi peki?

"Peki borsada neler oldu?" sorusunun cevabını da siz bulun. CHP, bir kez daha İstanbul'da yarışa çok geriden başlıyor ve AK Parti işte bu yüzden kendisini çok güvende hissediyor.

CHP'deki kaos burada bitmez. Atı alan yine Üsküdar'ı geçer ve CHP'de "Bu nalı şimdi nereye çakalım" tartışması sürer gider...