8 Aralık 2020 tarihinde gazetemizde Cennet hurmasına karşı artan ilgiyi anlatan doyurucu bir haber yayınlandı. Tarımla ilgilenen biri olarak ne zamandır yazmak istediğim bir konuydu Cennet Hurması.

Latince adı Diospyros Kaki’dir. Anavatanı Çin olmakla birlikte dünyanın pek çok yöresinde yetişir. Çin’den Japonya’ya gelmiş ve bu ülkenin de en sevilen meyvesi olmuştur. Uzak doğuda cennet meyvesi, kralların meyvesi, Japon elması adlarıyla da tanımlanır. Dünya üzerinde seksen kadar türü vardır. Fuyu ve Hana Fuyu türleri olgunlaşmadan, yumuşaması beklenmeden dalından koparıldığı gibi yenebilir.

Cennet Hurması, cennet elması, Trabzon hurması adlandırmalarının çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Ne hurmayla, ne de elmayla ilgisi var bu meyvenin. Üstelik anavatanı da Trabzon değil. Ben bu meyveye en çok yakışan ismin kendi ismi olan ‘’kaki’’ olduğunu düşünüyorum.

A vitamini, Askorbik asit ve fenolik bileşenler yönünden çok zengindir. Fenolik bileşenler amino asitlerdir; yüksek antioksidan ve antiseptik özelliğe sahiptirler. Fenolik bileşenler; hücrelerdeki kireçlenmeyi temizleyerek birçok hastalığı önler.

Zeytin ve balda da güçlü bir fenolik yapı mevcuttur ve bu ürünler de antioksidan ve antiseptik özellikler içerir. Balın içinde antiseptik özellikleri nedeniyle mikrop üreyemez. Orta çağda yaralar bu yüzden balla sarılırdı. Aynı durum zeytinyağı için de geçerlidir. Örneğin zeytinyağının koruyucu özelliğinden dolayı salçaların üzerine konarak salçaların bozulması ve küflenmesi önlenir.

Gerçekten de bu meyve altın yıllarını yaşıyor. Olgunlaşmadan yenince ağzı burması nedeniyle önceleri pek ilgi görmeyen Cennet Hurması; özellikle kurutulmuşunun çok yüksek talep görmesiyle tarımla uğraşan birçok insanın dikkatini çekti ve yeni bahçeler kurulmaya başlandı.

Verimliliğinin yüksek oluşu, kısa sürede ürün vermeye başlaması, bakımının kolay olması Cennet hurmasına olan ilginin başlıca sebebi. Bir Cennet hurması ağacı tam verime geçtiğinde iki yüz kiloya kadar meyve verebiliyor. Yetiştirilmesinde hemen hemen hiç tarım ilacı kullanılmıyor. En büyük düşmanı Akdeniz meyve sineği; bu tarım zararlısıyla da meyveler ilaçlanmadan feremon tuzaklarıyla mücadele ediliyor.

Talebin çok olması nedeniyle fidan yetiştirme işi yapan firmaların ürettikleri fidanlar iki senedir yaz ortasında bitmekte. Geçen sene konuştuğum firma yetkilisi bu kadar talep olacağını beklemiyorduk çok şaşırdık, bir anda satıldı bütün fidanlar demişti. Aynı firmada bu sene de daha yaz ortasında hiç fidan kalmamıştı.

Kurutulmuş olanına talebin çok olması Cennet hurmasını sanayi ürününe dönüştürecek. Klasik kurutmanın dışında çok ince dilimlenerek cips halinde kurutulmuş olanlara da kısa sürede birçok yerde rastlayacağız. Muhtemeldir ki kısa bir süre sonra tatlı yapımında kullanılmak üzere konserve edilmiş ürünler de raflarda yerini alacak.

Karıştırıcıda püre haline getirip içine biraz süt ilave ederek hiç rafine şeker kullanmadan; tamamen doğal ve lezzetli; muhallebi kıvamında tatlılar yapabilirsiniz. Artık rafine şekerlerin ne kadar zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz.

Yine hiç şeker kullanmadan hamurunuza katarak muhteşem lezzetli kekler ve kurabiyeler yapabilirsiniz. Kek yapmak için hurma pürenizi hamurunuza katmadan önce bir miktar kremalize  etmeniz gerekmektedir.

Yumuşayarak yeme kıvamına gelen hurmayı ikiye bölün, biraz tarçın serpin, damak tadınıza göre ceviz ya da fındık koyun üzerine, tamamen doğal ve organik; antioksidan özelliğiyle hücre kireçlenmelerinizi önleyen ve hücrelerinizi gençleştiren; vitamin deposu meyvenizi afiyetle tüketin.