Korona virüsü sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de üretim neredeyse durdu…

Birçok işyeri ve fabrika kapalı… Çalışanlar da asgari iş yapıyor, dostlar alışverişte görsün misali…

Fabrikalar, hayat normalleşince daha çok çalışır, fazla mesai yapar ve üretim açığını kapatabilir. Kapalı işyerleri de bir şekilde normale dönecek…

Asıl büyük sorun tarımda…

Ekim yapamazsan telafisi yoktur, bir yıl kaybedilir…

Ekim zamanı olan Mart ve Nisan ayları karantinada geçti.

Köye gidişler durduruldu. Birçok valilik, “Köye gelmeyin, gelirseniz karantinada kalacaksınız” diyerek girişleri kapattı…

Büyük şehirlere giriş ve çıkış yasak… Herkes zorunlu olarak şehirde kaldı. Köyüne gidip ürününü ekemedi… Sadece tohum ekmek sorunu çözmüyor, gübre atmak, bakım da yapmak lazım… Onun için de köyde olmak ve tarlada çalışmak gerekir.

Bazı ürünlerde hasat mevsimi de geldi, geliyor. Örneğin çay üreticileri… On beş güne kalmaz, sahil kesiminde birinci sürgün çay hasadı başlayacak… Ama Rize’ye gidiş kapalı…

Bizzat Rize Valisi açıklama yaptı; “İstanbul’da sadece Üsküdar’da 50 bin Rizeli var. Gelmeyin” diyor.

İstanbul’da olanlar Rize’ye gidemiyor, çayını toplayamayacak.

Vali, “Vefa gönüllüleri aracılığıyla çaylar toplanacak” diyor…

Şaka diyeceğim ama bu kadar kötü şaka bile olmaz…

Hazır olan bedava maskelerin dağıtılamadığı düşünülürse…

Hangi gönüllü o kadar çayı toplayacak…

Çay toplamak kolay iş değil, herkes yapamaz… Bilenler İstanbul’da kaldı, Rize’de olanlar ancak kendi çayını toplayabilecek…

Bu yıl Gürcistan’dan da çay toplamak için işçiler gelemiyor…

Çaylar ortada kalmış gibi görünüyor. En kötü tarafı da şudur ki, birinci sürgün çay toplanmazsa ikinci ve üçüncü sürgün de çay olmuyor. Bir yıl kayıp…

Nasıl telafi edilecek, çaylar nasıl toplanacak, bilinmiyor…

Diyebilirsiniz ki, her sektör zararda, sağlık her şeyden önemlidir, çiftçiler de bir yıl idare etsin.

Sorun sadece çay değil, tüm tarım ürünlerinde aynı sıkıntı var.

Tarımda üretim olmazsa ciddi manada gıda sıkıntısı yaşanacak. İthal ederiz diye umutlanmamak lazım, çünkü yurt dışında da üretim çok az… Rusya şimdiden buğday satışını yasakladı bile…

Bulsanız bile çok pahalı olacak… Doların da sürekli arttığı düşünülürse enflasyon fırlayacak.

Tekstildeki, sanayideki üretim eksikliğini kapatabilirsiniz…

Tarımda üretim olmazsa ekonominin çarkları durur… Hem çiftçi perişan olur, hem ekonomi dibe vurur…

Bir an önce çözüm bulunması zorunludur…

Aksi halde çok ciddi kıtlık baş gösterecektir.

*****

Tarlayı polise kazdırdı!

Nebraska’da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti.

Tek oğlu olan David yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi.

Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve bu işin zorluklarını anlattı...

Sevgili David;

Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.

Sevgiler baban…

Birkaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

Babacığım;

Allah aşkına bahçeyi sakın kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.

Sevgiler David…

Ertesi gün sabah FBI ve yerel polis yaşlı adamın kapısına dayandı. Polisler, tüm tarlayı kazdılar, lakin hiçbir cesede rastlamadılar.

Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.

Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

Babacığım;

Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım.

Sevgiler David…

*****             

TEBESSÜM

Kart

Adamın biri arkadaşına dert yanıyordu:

- Sorma başıma gelenleri. Biliyorsun geçen yıl trende bir kızla tanışmıştım. Bana pek yüz vermemişti. Ben de her gün kendisine bir kart yolluyordum. Sonunda ne oldu biliyor musun?

- Ne oldu?

- Kız evlenmeye karar vermiş.

- Öyleyse tebrikler.

- Yok canım benimle değil. Her gün kapısını çalıp, benim gönderdiğim kartları götüren postacı ile...

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Yıllar sonra öğrendim ki, bağırıp çağırmaya gerek yok. Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter.

Farid Farjad