Çay, ülkemizde Rize ve çevresinde çok küçük bir bölgede yetişiyor.

Üretimi çok kolay ancak toplaması ve pazarlaması çok meşakkatli…

Bütün dünyada tarım ürünleri teşvik edilirken, çay maalesef kota ile sınırlandırılıyor.

Yaş çayın en büyük alıcısı ÇAYKUR…  Kamu kurumu olduğu için de taban fiyatı hükümet belirliyor…

ÇAYKUR sınırlı çay alıyor. Dekar başına salgın gerekçesiyle biraz artırılarak birinci sürgünde 600 kilo yaş çay aldı.  İkinci sürgünde 450 kilo çay alıyor. Bir dekarda ortalama 750-800 kilo, verimli arazide ise bir ton çay oluyor.

450 kilodan fazlasını ÇAYKUR almıyor, üretici zorunlu olarak özel sektöre veriyor.

ÇAYKUR sadece kota koymakla kalmıyor, günlük çay alımına da sınır getiriyor.

Haftada bir gün tatil yapıyor ve çay almıyor.

Kalan günlerde de dekar başına çay alıyor. Çay alımı başlar başlamaz, ÇAYKUR kontenjan uyguluyor. Dekar başına 50 kilodan başlayıp, sürekli aşağı çekiliyor. İzdiham zamanı dekar başına alımı 10 kiloya kadar düşürüyor.

Düşünün dekar başına 20 kilo kontenjanla çay satarsanız, 450 kiloyu 22 günde tamamlıyorsunuz, haftalık tatili de ekleyince neredeyse bir ayı buluyor.

Bir ayda yaş çayın tarlada kalma ihtimali yok, hemen kartlaşıyor. Kartlaşınca ÇAYKUR dahil kimse çayı almıyor.

ÇAYKUR bu kadar zorluk çıkarınca özel sektör de fiyat kırıyor. 2020 yılında yaş çay bedeli kilo başına 3 lira 27 kuruş, 13 kuruş devlet desteği ile 3 lira 40 kuruş…

Özel sektör ise yoğun zamanlarda çayın fiyatını iyice düşürüyor. 2 lira 50 kuruşa kadar düştüğü bile oluyor. Çay azalınca fiyatı üç liraya doğru artırıyorlar…

Üretici maalesef ÇAYKUR’un kota ve kontenjan uygulaması, özel sektörün fiyat kırması ve nazı arasında eziliyor.

Yaş çayın en büyük sıkıntısı tarlada da tutamazsınız, toplayınca elinizde de saklayamazsınız.

Zamanı gelince hemen toplamak, topladığınızı aynı gün satmak zorundasınız.

Çay üreticisi zamanla yarışırken zorluklarla boğuşuyor.

Bilenler bilir, Karadeniz arazisi çok engebeli ve dağlıktır. Yol yapmak çok çok zor ve masraflıdır, kimi zaman imkansızdır da…

Çaresiz kalan üretici teleferiklerle çayını taşıyor, kimi yerlerde de beden gücü ile alım yerine çayını ulaştırıyor.

Yağmur çamur demeden her gün çalışıyor.

Üstüne üstlük bir de yanlış çay politikaları altında eziliyor.

ÇAYKUR yaş çaya kota ve kontenjan uygularken ülkemizin birçok bölgesinde kaçak çay satılıyor, daha da acısı çoğu zaman dolandırıcılar tarafından ÇAYKUR paketleriyle kaçak çay pazarlanıyor.

Hem devlet, hem de üretici kaybediyor.

*****

Bindiği dalı kesmek

Bir zamanlar bir krala Arabistan’dan iki tane doğan hediye edilir.

Bunlar kralın şimdiye dek gördüğü en güzel kuşlar olan aladoğanlardı.  Kral, bu değerli kuşları eğitmesi için onları doğancıbaşına verir.

Aylar ayları kovalar ve bir gün kral, doğancıbaşını çağırıp sorar. O da doğanlardan bir tanesinin çok yükseklerde mükemmel bir şekilde süzülerek uçtuğunu, fakat diğerinin geldiği günden beri tünediği daldan kımıldamadığını söyler.

Bunun üzerine kral, ülkenin her yerinden şifacılar getirtip doğanı iyileştirmelerini emreder ama hiçbiri doğanı iyileştiremez.

Kral daha sonra bu görevi saray çalışanlarına verir, ancak onlar da hiçbir başarı sağlayamazlar.

Her yolu deneyen kral en sonunda şöyle düşünür:

“Belki de bu problemin kaynağını anlayabilmesi için dağlık bölgeleri tanıyan birine ihtiyacım var.”

Böylece saray çalışanlarına emreder: “Gidin, bana bir dağlı bulun!”

Dağlının gelişinin ertesi sabahında doğanı göklerde uçarken gören kral şaşkına döner ve emrindekilere “Bu mucizeyi gerçekleştiren kişiyi getirin bana” diye buyurur.

Görevliler hemen dağlıyı bulup getirirler.

Kral sorar: “Ne yaptın da doğan uçmaya başladı?”

Dağlı boynu bükük şöyle cevap verir:

“Çok basit yüce kralım. Sadece kuşun tünediği dalı kestim.”

*****       

TEBESSÜM

Börek

Bir kadın Karadeniz’de bir lokantaya gitmiş. Laz böreği istemiş. Garson da getirmiş.

Kadın garsona sormuş:

- Neden yapılıyor bu börek?

Garson:

- Neden yapılmasın, herkes seviyor.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin.

Tibet atasözü