Ağustos ayı Türk tarihinin en önemli zaferlerinin yıldönümüdür.
26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ile Türkler kesin olarak Anadolu'yu yurt edindi.
Her ne kadar bazı tarih kitaplarında Malazgirt Zaferi ile Türklere Anodulu'nun kapıları açıldığı söylense de bu bilgi eksiktir. Çünkü Türkler, Malazgirt Zaferinden yüzlerce yıl önce Anadolu'ya gelmiş ve yurt edinmişti... 
Malazgirt Zaferi ile Anadolu'yu Türk milletine tapuladık desek yeridir...
Ağustos ayındaki en önemli zafer ise Mustafa Kemal Atatürk'ün başkomutanlığında başlatılan ve zaferle sonuçlanan Büyük Taarruzdur...
Batılıların ve Türk olmayan herkesin, Türkleri Anodulu'dan çıkarmak için asırlardır kurdukları hayalleri 30 Ağustos'da kazandığımız büyük zafer ile son buldu.
Büyük zafer ile Anadolu'nun ebedi olarak Türk yurdu kalacağı bir kez daha tescilledi.
Dün olduğu gibi bugün de maalesef büyük zaferleri görmezden gelenler var.
Bir dönem Sultan Alparslan'ın adını ve zaferini neredeyse hiç anmıyorlardı.
Kazandığı büyük zaferlere rağmen Mustafa Kemal Atatürk'ü de yok sayıyorlar...
30 Ağustos'u Atatürk'süz kutlama hevesindeler.
"Atatürk olmasaydı da olurdu" diyen zihniyet ile "Keşke Yunan galip gelseydi" diyen zihniyet aynı yerlere hizmet ediyor.
Türk milletinin zaferlerini, Türklerin bağımsızlığını hazmedemiyorlar.
Özünde Türklere düşmandırlar. Kimisi güya din adına düşmanlık beslemekte, kimisi şu veya bu maske altında düşmanlığını körüklemektedir.
Zaman zaman kılık değiştirseler de bu kafadakiler, dün vardı, bugün de var, ne yazık ki yarın da olacak...
Türk'e karşı yedi düvel birleşti, arkasına bakamadan kaçıp gitti.
Onlar istese de istemese de Türk milleti ebediyen bağımsız olarak kalacak.
***
Sözümü tutamadım, yaşayamam

Kurtuluş Savaşı'nı nihai zaferle sonuçlandıran Büyük Taarruz'un nasıl kazanıldığını gösteren, en duygulu olay ise Miralay Reşat Bey'in Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya verdiği sözü yerine getiremediği için intihar etmesidir.
Kocatepe'den verilen emirle Büyük Taarruzu başlatan Türk askerleri, taarruzun ilk ve ikinci gününde tüm tepeleri ele geçirmeye başladı. Çiğiltepe'de bulunan Yunan askerlerine karşı direnen 57. Tümen Komutanı Miralay Reşat Bey ile Gazi Mustafa Kemal Paşa arasında şu telefon konuşması geçer:
- Niçin hedefinizi alamadınız?
- Yarım saat sonra bu hedefi alacağım Paşam.
Atatürk'e söz verdiği gibi yarım saatte Çiğiltepe'yi düşman askerinden alamayan Miralay Reşat Bey, "Verdiğim sözü yerine getiremediğim için yaşayamam" diyerek beylik tabancasıyla intihar etti.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Çiğiltepe sırtlarında çarpışan 57. Tümen Komutanlığını tekrar telefonla aradığında Miralay Reşat Bey'in intihar ettiğini öğrenir ve kendisine vedanamesi okunur.
Miralay Reşat Bey'in vedanamesi şöyledir; "Yarım saat zarfında o mevkiyi almaya size söz verdiğim halde, sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam."
Miralay Reşat Bey'in vedanamesinin ardından geçen 15 dakika sonra Çiğiltepe düşman askerlerinden temizlenir ve kurtarılır.

***
TEBESSÜM

Atatürk'le güreş

Atatürk bir gezisinde, aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:
- Sen güreş bilir misin?
Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçik'i güreştirdi. Mehmetçik, hep üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı.
Ceketini çıkarıp Mehmetçik'e ense tuttu:
- Haydi, bir de benimle güreş!
Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
- Atam, senin sırtını yedi düvel yere getiremedi. Bir Mehmet mi bu işi başarır?
Atatürk'ün gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı.

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır. 
Atatürk